Her insan yaşarken hırslarını, sevgilerini, görüşlerini yaymak, taraftar toplamak için çalışır. Günümüzde seçme ve seçilme yetilerine sahip ülkelerde, aidiyet duygusundan ötürü bir siyasi görüşü destekler, zamanla tabii olur.

Aynı görüşü benimseyenlerin biri ile anlaşmalarının daha kolay anlaşacakları var sayılır. Bunun aksisi de mümkündür.

Ülkemizde bu güne kadar çok iktidarlar değişti. Çok darbeler gördü. Türkiye’deki insanların siyasi tutumları değişmedi. Yerel yönetimler, siyasilerin en önemli aynasıdır. Genellikle seçimlerde geleneksel sağ ve sol yarışır. Sol görüşün oyları geçmişte % 38- 40’tı. Sol oylar neden düştü peki?  Sol zihniyetinde resmilik ve dayatmacılık var. Sol görülü seçilmiş bir belediye başkanı, kendini bürokrat gibi görür. Oldukça önemli biri olduğunu düşünür. Gerçek halktan kopuk yaşamaya devam eder. Taa ki sonraki seçimlere kadar halka inmez. Kimsenin evini, işyerini bilmez.

Ülkemizde son yirmi yılda milli görüş geleneğinden olan belediyeler hizmette bir ivme getirdiler ( ! ) Ölü definlerinde, bayramda, sünnete, ramazanda… Halkın iyi gününde, kötü gününde insanların yanına gittiler. Hizmet götürdüler. Selamlaştılar.

Sol görüşlü belediye seçilmişleri halktan uzak, istişareden uzak, kendini sevenlerin omuzunda olduğunu sandılar. Ondan mübarek kimse olmadığını düşündüler. Hizmet sunmadılar. Diyalektiğin gereğini yapmadılar. Ayna alıp kendine bakmadılar. Yolsuzluklara, uğursuzluklara karıştılar. Olumlu davranışları reklam yapmadılar. Halkı seven sevdiğini onun yanında olarak göstermeli. Korumalarla halkın içine karışılmaz. Güler yüzlü olmayan, insanlara, yaklaşmayan siyaset ölür.

Geçenlerde Manavgat’a gittim. Manavgat Atatürk Kültür Merkezinde 01-10 Haziran’da açılacak kitap günleri ve kitaplarımız hakkında konuşmak üzere Belediyenin Özel Kalem Müdüründen başkanın gün içinde beş on dakikalık randevu vermesini talep ettim. Saat on bire kadar bekledim. On bir sonrası bana gelen telefonda sekreter “ Esnaf toplantısı” olduğunu, toplantıya katılacağını, yani benimle görüşmek istemediğini anladım. Yani esnaf kadar, sıradan bir seçmenin yeri yok. Şükrü SÖZEN, Hem zamanımı öldürdü, hem de yapılacak çalışma ile ilgili düşüncelerimi dinlemedi. Canı sağolsun. Daha ne diyeyim, Hakan TÜTÜNCÜ’ de tüm ekibi ile Mithatpaşa Caddesine geliyor, güler yüzü ile, bütün esnafı tek tek ziyaret ederek, iftar  yemeğine çağırıyor. Bu gönül işi. Kavrayış işi. Kim bilir kaç kişinin gönlünü kazandı?

Sol görüşü benimsemiş belediye başkanı ve ekiplerinin şapkayı önüne koyarak özeleştiri yapmaları gerekmiyor mu?

Hadi çıkın insan içine.