Merhaba,
Bir kelime sihirbazı olarak biraz da renklerin, sanatın arasına karışmam gereken zamanlar yaşadım ve işte yine karşınızdayım.
O zamandan bu zamana neler olmadı ki CHP Genel Başkanı bile değişti ben zaman koşturmacası içindeyken. Bu yazımda siyaseti değil sanatı, sanat kenti Antalya’yı yazmak için oturdum bilgisayarımın başına ama kendi sanatsal koşturmacam hep belediyelerle olduğu için ister istemez siyasetten bahsedeceğiz tabii ki.
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI ETKİNLİKLERİ kapsamında belediyelerimiz ellerinden geleni yapmaya çalışırken pek çok aksilik olmadı dersek yalan olur. Bu yıl sanırım ilk defa Yörük Festivali ve Yağlı Güreşler dışında farklı bir şeyler yapmaya çalışan Büyükşehir Belediyemiz bence ne yazık ki sınıfta kaldı. Her türlü imkana sahip olan belediyemiz güneşin altında geçen bir dört gün hediye etti bize. Nereye kaçsak güneşti. Ben ANTÇEV’den miniklerimi canlı resim performansı için, çocuklar sokağı tanısınlar, büyükleriyle resim yapsınlar ve hayata farklı gözle bakmayı öğrensinler diye çıkardım. Ama ne çıkmak, çocukları güneşin altında döndürmekten başka çare yoktu inanın ki! Fakat miniklere ne zaman hadi gölgeye desem hayırrrrr diyerek yaptıkları resimden ayrılamadılar ve derken hep birlikte başımıza güneş geçen günler atlattık o muhteşem parkta.
Birde oralarda büyükleri sergi açacağından miniklerimin çişi gelince mekanın büyüsü bozulmasın diye içeriye almayan görevlileri hiç unutmayacağız. Biz geleceğimiz dediğimiz çocuklarımızı çiş imkanından bile mahrum bırakırken, ekran ve masa başlarında saçları okşanan çocuklar vardı. Umarız samimi bir sevgiyle okşanmıştır o saçlar.
Orada hiç mi güzel şey olmadı? Tabii ki oldu, çocuklar sokakta resim yapmanın nasıl farklı bir duygu olduğunu öğrendiler her şeye rağmen. Ve hayatlarının ilk farklı teşekkür belgelerini aldılar. Onların bayramıydı artık CUMHURİYET…
Bu gözlemlerimi yazdığım için birileri bana çok kızacak ama keşke herkes doğruyu söylese ve biz artık gerçekten ATAMIZIN evlatları olsak, dürüst!
Bende kovalamaca biter mi? Cumhuriyetimizin ilk yüzyılında kurduğum Bağımsız Sanat Hareketi ilk Festivaline kendi logosuyla ve projesiyle çıktı. 8. OLD TOWN / KALEİÇİ FESTİVALİ inanamayacağınız bir coşku ve keyifle geçti. Ya da ben ve arkadaşlarım çok şanslıydık. İnsanların akın akın geçtiği, gezdiği Kaleiçi’nin en hareketli sokağında resimler yaptık, arkadaşlarımız eski bir konakta seramik ve resim çalıştı, foto safari mükemmel geçti, mandala severlerle buluştuk ağacın altında. Kısacası mükemmel geçen dört SANAT DOLU gün. Sanat, eğlence, keyif, mutluluk… Sokaklarda uzun zamandan beri görülmeyen arkadaşlarla karşılaşmak , çektirdiğimiz fotoğraflar ve yüzlerdeki CUMHURYET BAYRAMI mutluluğu. Hemde Sefo’ya rağmen.
Yağmur yağacak ve festivalimizi yapamayacağız diye o kadar çok korkmuştum ki size anlatamam. Çünkü kendi grubumla sanat yapmanın mutluluğunu yaşamak ve bunu arkadaşlarımın yüzünde görmek istiyordum. Ve hayat buna sonuna kadar izin verdi. Sevgili Muratpaşa Belediyemize bize sanat yapabilmek adına sunduğu tüm güzellikler için ülkemiz için, Antalyamız, Kaleiçimiz için sonsuz teşekkürlerimle.
Eğer sanat yapabiliyorsak, düşüncelerimizden korkmuyorsak ATAMIZIN geçmişten geleceğe kalbimizde bıraktığı ışıktandır diye düşünüyorum. Nice festivallerde buluşmak, dünyayı barışa boyamak dileğiyle.
Her değişime ayak uyduran doğanın bilgeliği ve sanatın ışığında yeniden görüşene dek sağlıkla ve sevgiyle…