Türk İş Konfederasyonu ülke genelinde artan ekonomik sorunlar, işçilerin yaşam mücadelesi hayat pahalığı nedeniyle 81 ilde basın açıklaması gerçekleştirdi. Antalya’da Attalos meydanında toplan işçiler ve sendikalar yetkililere seslendi. Ülke genelinde yaşanan ekonomik sorunlar 7’den 70’e pek çok kişiyi olumsuz etkiliyor. Artan enflasyon, hayat pahalılığı, adaletsiz vergi siteminde yaşanan sorunalar işçiler üzerinde ağır yük olmaya devam ediyor.
Türk İş Konfederasyonu Antalya Şubesi Başkanı Cemil Ünal, işçilerin derin bir ekonomik zorluk çektiklerini dile getirdi. Başkan Ünal temel ihtiyaçlardaki fiyat artışı, eğitim masrafları, hayat pahalığı karşında dayanacak güç kalmadığını belirtti. Ayrıca yapılan basın açıklamasına Antalya’da bulunan diğer sendika başkanları da katıldı. Güvenlik-İş (Güvenlik ve Savunma İşçileri Sendikası) Antalya Şubesi Yöneticisi Recep Muthaf, Tümtis (Tüm Taşıma İşçileri Sendikası) Antalya Şubesi Yöneticisi Doğan Kaymaz, Tes-İş (Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası) Antalya Şubesi Yöneticisi Abdullah Kayser, Tarım-İş (Türkiye Üretme ve Yetiştirme İşçileri Sendikası) Antalya Şubesi Yöneticisi Feyzi Özer ve Belediye-İş (Türkiye Belediyeler ve Genel Hizmetler İşçileri Sendikası) Mehmet Mercan basın açıklamasında yer aldılar.
YAŞAM KOŞULLARI ZORLAŞIYOR
Türk İş Konfederasyonu Antalya Şubesi Başkanı Cemil Ünal, ülkede yaşanan sorunların yaşam koşullarını zorlaştırdığını ifade ederek, “Bugün 81 ilde basın açıklaması yapıyoruz. Türk-İş olarak, açlığa, yoksulluğa, işsizliğe ve adaletsiz vergi oranlarına karşı durmak için buradayız. Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, işsizlik, güvencesiz çalıştırma ve kayıt dışı istihdam gibi sorunlar, başta işçiler olmak üzere toplumun büyük bir bölümünün yaşam koşullarını zorlaştırmaktadır. Mutlu bir azınlık dışında halkımız geçim sıkıntısıyla mücadele etmektedir. Bugün burada, yaşanan sorunlara dikkat çekmek ve bir an önce harekete geçilmesi için uyarıda bulunmak amacıyla toplandık” dedi.
“İŞÇİNİN VE YOKSULUN DAYANACAK GÜCÜ KALMADI”
Başkan Ünal, ülkedeki işçilerin dayanacak gücü kalmadığını vurguladı. Temel tüketim ürünlerine gelen fahiş zamların geldiğini belirten Başkan Ünal, “İşçinin ve yoksulun dayanacak gücü kalmadı. Büyükşehirlerde ev kiraları ortalama on beş bin liranın üstüne çıktı. İnsanlar, yüksek kiralar sebebiyle sağlıksız koşullarda yaşamak zorunda kalıyor. Markette, pazarda, temel tüketim ürünlerinde, her şeye her gün zam gelmeye devam ediyor. Geçen ay elektriğe, bu ay ise doğalgaza yüzde 38 zam geldi. Önümüzdeki ay okullar açılacak. Eğitim masrafları altında eziliyoruz. Anne babalar, çocuklarını okula nasıl göndereceklerini kara kara düşünüyor. İşçiler, çocukların eğitim masraflarını karşılamakta zorlanıyor. Yılbaşından bugüne kadar, neredeyse her şeyin fiyatı iki katına çıkarken, işçinin, emeklinin, yoksulun geliri geride kalıyor” diye açıkladı.
“ENFLASYON VERİLERİLERİN KABUL EDİLEMEZ”
TÜİK tarafından açıklana enflasyon verilerin gerçeği yansıtmadığını, işçilerin enflasyonun sebebi olmadığını aktaran Başkan Ünal, “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon oranlarının kabul edilecek bir yanı yoktur. Yaşanan enflasyon ile açıklanan enflasyon arasında uçurum var. İşçilere, emeklilere yapılan düşük zamlar, yoksulu daha da yoksul hale getirmektedir. İşçinin alım gücü hızla düşmektedir. İşçinin milli gelirden aldığı pay azalırken, zenginlerin payı her geçen gün artmaktadır. Ülkemizde gelir adaleti hızla bozulmaktadır. Türkiye, gelir dağılımı eşitsizliğinde Avrupa'da birinci, dünyada yirminci sıradadır. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa, bu eşitsizlik daha da artacaktır. Enflasyonun yükselmesinde hiçbir sorumluluğu olmayan işçilerden fedakârlık beklenmemelidir. Bu nedenle tasarruf tedbirleri genelgesinde, çalışanın servis ve diğer haklarının kaldırılması kabul edilemez. Bu haklar, uluslararası sözleşmelere de aykırıdır. Tasarruf, çalışanın haklarını elinden almakla değil, kamu israfını engellemekle sağlanmalıdır. İşçiler, enflasyonun sebebi değil, mağdurudur. Enflasyonun bir an önce gerçek seviyesinde açıklanması için gerekli adımlar atılmalıdır” şeklinde ifadelere yer verdi.
İŞÇİYİZ HAKLIYIZ
İşçiyiz haklıyız diyen Başkan Ünal, vergi adaletsizini vurguladı. Başkan Ünal, “İşçiyiz, haklıyız ve ülkemizde gelir adaletini sağlamak için vergi sistemindeki adaletin tesis edilmesi gerekmektedir. Bu ülkenin kaynaklarını kullanarak servet biriktirenler, topluma karşı sorumluluklarını yerine getirmeli ve kazançları oranında vergi ödemelidir. Çok kazananlar çok, az kazananlar az vergi ödemelidir. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları acil olarak güncellenmelidir. Ücretliler için uygulanan gelir vergisi tarifesinin ilk dilimi 2024 yılı için 110 bin TL olarak belirlenmiştir. Geçmiş yıllarda yılın son aylarına kadar ikinci vergi dilimine girmeyen birçok işçi, günümüzde mart ayında ikinci vergi dilimine girmektedir. Yılda fazladan bir buçuk aylık ücretini vergi olarak ödemektedir. Gelir vergisi tarifesinin ilk dilimi, geçmiş yıllarda olduğu gibi asgari ücretin en az on iki katı olmalıdır. İşçilerin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. İşçiler hem kaynaktan kesilen doğrudan vergi hem de harcamalar yoluyla dolaylı vergi ödemektedir. İşçilerin üzerindeki doğrudan ve dolaylı vergiler azaltılmalıdır. Gelir vergisi, tüm işçiler için yüzde on beşte sabitlenmelidir. İşçilerin sosyal haklarından vergi kesilmemelidir” dedi.
“ÜCRETLER ARASINDAKİ DENGE BOZULUYOR”
“2023 yılı toplu iş sözleşmesi çerçeve anlaşma protokolü kapsamında imzalanan birçok toplu iş sözleşmesinin yürürlük başlangıç tarihleri farklıdır. Enflasyonun yüksek olması sebebiyle, bu sözleşmelerin başlangıç tarihleri arasındaki bir aylık zaman farkı dahi ücret zamları açısından sorun oluşturmaktadır. Enflasyon hareketlerinin çok fazla olduğu bu ekonomik ortamda, çerçeve protokolü imzalanırken, ücretler arasındaki denge bozulmaktadır. Bu durum, çalışma barışını ve üretimi olumsuz yönde etkilemektedir. Acilen ek bir çerçeve anlaşma protokolü yapılmalıdır. Söz konusu protokolde, yürürlük başlangıç süresi 1 Şubat ve ilerleyen aylarda olan toplu iş sözleşmelerindeki ücret zamlarının, yürürlük başlangıç süresi ocak ayında olan toplu iş sözleşmelerinde uygulanan yüzde 24,87 oranından düşük olmayacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.”
SORUNALAR DEVAM EDİYOR
Başkan Ünal, sosyal güvenlik sisteminde sorunların yaşandığını vurgulayarak, “sosyal güvenlik sisteminde birçok sorun çözüm beklemektedir. Geçmiş yıllarda reform adı altında yapılan düzenlemeler, sistemi içinden çıkılmaz hale getirmiştir. Bu reformlar yapılırken, sosyal güvenlik sisteminin açıklarının kapatılacağı beyan edilmiştir. Ancak, bu açıkları kapatmak amacıyla sosyal güvenlik kurumunun giderlerinin azaltılması hedeflenmiştir. Emekli aylıkları, bu düzenlemelerle hızla azalmaya başlamıştır. Günümüzde emekli aylığı ile geçinmek imkânsız hale gelmiştir. Ancak sosyal güvenlik kurumunun açıkları kapanmamış, daha da artmıştır. Emekli aylığı hesaplanırken, işçinin ortalama kazancı ve milli gelirdeki büyüme dikkate alınmalıdır” diye belirtti.
KIDEM TAZMİNATI GÜVENCEDİR
Emeklilikte verilen kıdem tazminatının işçilerin güvencesi olduğunu aktaran başkan Ünal, “Kıdem tazminatı, işçinin emeklilikteki güvencesidir. Geçmişte işçiler, kıdem tazminatlarıyla ev alabilmekte, hatta çocuklarını evlendirebilmekteydi. Ancak bugün kıdem tazminatıyla ev almak bir yana, borçlarını bile ödeyemez hale geldiler. Kıdem tazminatı tavan uygulaması, işçilerin mağduriyetini her gün artırmaktadır. Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için, kıdem tazminatı tavan miktarının asgari ücretin en az yedi buçuk katı olması gerekmektedir. Türk-İş olarak işçinin, emeklinin insana yakışır koşullarda bir hayat sürebilmesi için mücadele ediyoruz. Çalışanın ve emeklinin hakkını savunuyoruz. Sokaktaki emekçinin sesini en iyi biz biliyoruz. Üyelerimiz başta olmak üzere, tüm emekçilerin taleplerini dile getiriyoruz. Emeğimizin karşılığını enflasyona kurban etmemek için açık bir tavır alıyoruz. Bir kez daha belirtiyoruz: Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, adaletsiz vergi sistemi, işsizlik, kayıt dışı istihdam ve güvencesiz çalışma sorunlarına karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Bozulan ekonominin bedelini biz ödemeyeceğiz” diye konuştu.
“YAŞASIN EKMEK, BARIŞ, ÖZGÜRLÜK MÜCADELEMİZ”
Son olarak Başkan Ünal, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Emekli aylıklarının belirlenmesinde enflasyon oranı çok önemli hale gelmiştir. Enflasyonun yüksek olması sebebiyle, aynı iş yerinde aynı dönemde çalışan iki işçiye, emeklilik başvuru tarihleri farklı olduğu için farklı aylıklar bağlanmaktadır. Bu durum, birçok işçinin emeklilik başvurusu yapmasına sebep olmaktadır. Özellikle nitelikli çalışanlar, bu durumdan dolayı emekli olmayı tercih etmektedir. Bu sorunun çözümü için gerekli adımlar bir an önce atılmalıdır. Ankara'da duyurulan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kadroya giren işçilerin, kanundan doğan haklarını aramaya devam edeceğiz. Taşeron işçiliğin sona ermesi için mücadelemizi sürdüreceğiz. Örgütlenmenin önündeki engelleri tek tek aşacağız. Yaşasın Türkiye yaşasın ekmek, barış, özgürlük mücadelemiz.”
