Mehmet Okur, Ayşe Topuz ve Galip Aksoy, “İlkokulda Çalışan Rehber Öğretmenlerin ve Sınıf Öğretmenlerinin Özel Öğrenme Güçlüğüne İlişkin Görüşleri” adlı çalışmasında çarpıcı verilen ortaya çıktı. Antalya’nın Manavgat ilçesinde bulunan yedi ilkokulda görevlendirilen eğitimcilerle yapılan görüşmelerin ardından özel öğrenme güçlüğü çeken öğrencilere yönelik, okullarda yapılan uygulamaların yetersiz olduğu, farkındalığın ise tam sağlanmadığı, eğitim materyallerinin ve kaynaklarının eksik olduğu görüldü.
ÖGG KAVRAMINI TAM BİLMİYORLAR
Yapılan araştırmanın temel amacı, Antalya’da görev yapan sınıf öğretmenleri ve rehber öğretmenlerin, özel öğrenme güçlüğü (ÖÖG) olan öğrencilere yönelik farkındalığını belirlemek olmuş ve buna göre araştırma gerçekleştirildi. Antalya’daki öğretmenlerin ÖÖG kavramını nasıl tanımladıkları, ÖÖG olabilecek öğrencileri fark etme ve destek olma süreçleri, tanılama aşamaları, bu öğrencilere yönelik kullanılan öğretim tekniklerine dair bilgileri, sorunların çözümü için öneriler belirlenmiştir. Araştırmada yer alan öğretmenlerin 6 ila 22 yıl arasında meslek tecrübelerine sahip olduğu ve ÖÖG ile ilgili bir eğitim almadığı ifade edilmiş. Araştırma göstermiştir ki Antalya’daki öğretmenlerin çoğunun bu konudaki bilgilerini hizmet içi eğitimler yerine kendi deneyimlerinden veya bireysel çabalarla edindiği anlaşılıyor. Öğretmenlerin araştırmada ÖÖG’yi genellikle akademik ve fiziksel gelişim güçlükleri, algısal ve işlemsel zorluklar, davranışsal problemler, öğrenme sürecindeki yavaşlık ve kavrama güçlükleri gibi konularla ilişkilendirdiği görülmüş. Bununla birlikte, çevresel ve genetik faktörlerin de bu durumu etkilediğine dair bulgular dikkat çekiyor.
ANTALYA’DAKİ ÖÖG’Lİ ÖĞRENCİLER KAYGI BOZUKLUĞU VE DEPRESYON SORUNU YAŞIYOR
Başka çalışmalarda olduğu gibi, bu araştırmada da Antalya’daki ÖÖG’li öğrencilerin duygusal ve davranışsal problemler yaşadığına değinilmiş. Özellikle içe dönüklük, kaygı bozukluğu ve depresyon gibi sorunlar, Antalya'da ÖÖG’li öğrencilere özgü olabilecek başlıca psikolojik sıkıntılar arasında yer alıyor. Bu çocukların davranışsal sorunlarının genellikle yaş ve aile öyküsüyle ilişkili olduğu ve nöro-gelişimsel bozukluklarla bağlantılı olabileceği belirlenmiş. Çalışmanın bir diğer önemli bulgusu, problemli davranışlar sergilemeyen ÖÖG'li öğrencilerin fark edilmesinin daha zor olduğudur. Bu durum, Antalya'daki öğretmenlerin öğrencilere dair gözlemlerinin dikkatli ve sistematik olması gerektiğini gösteriyor.
AKADEMİK VE FİZİKSEL ZORLUK YAŞIYORLAR
Öğretmenler genel olarak ÖÖG’yi tanımlarken akademik ve fiziksel zorlukları vurgulamış. Antalya’daki ÖÖG'li öğrenciler, özellikle okuma, yazma ve matematik gibi temel akademik becerilerde güçlük çekerken, motor becerilerde ve fiziksel koordinasyonda da zorluklar yaşanıyor. Bu zorluklar öğretmenler tarafından benzer şekilde gözlemlenmiş. Bununla birlikte, bu tür zorlukların zekâ düzeyiyle doğrudan ilişkili olmadığı, birçok ÖÖG’li bireyin normal veya normal üstü zeka seviyesine sahip olduğu biliniyor.
ÖÖG’NİN ERKEN FARK EDİLMESİ BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR
Öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin erken fark edilmesi, onların eğitim süreçlerinde çok büyük önem taşıyor. Antalya’daki öğretmenlerin, öğrencilerin yaşadığı zorlukları ve davranış farklılıklarını gözlemlemeleri, bu sayede öğrencilerin akademik ve sosyal başarısına olumlu katkıda bulunduğu da biliniyor. Bu fark etme sürecinde öğretmenlerin gözlemleri ve değerlendirme yöntemleri ön planda yer alıyor. Örneğin, grup testleri ve öğretmenler arası iş birliği, Antalya'da ÖÖG'li öğrencilerin doğru bir şekilde tanınmasına yardımcı oluyor.
ÖĞRETMENLER BU ÖĞRENCİLER İÇİN ÖZEL EĞİTİM PLANI HAZIRLAMALI
ÖÖG'li öğrencilere verilen desteğin kalitesi de önem taşımaktadır. Antalya’daki öğretmenlerin, bu öğrencilere uygun bireyselleştirilmiş eğitim planları hazırlaması gerekiyor. Öğrencilerin öğrenme hızlarına ve ihtiyaçlarına göre ders içeriklerini ayarlamak, başarıyı artırması da önemli bir husustur. Karmaşık bilgileri daha küçük parçalara ayırmak ve uygulamalı öğrenme yöntemleri kullanmak, öğrenmeyi daha kolay hale getirebilmekte. Ayrıca görsel materyallerin kullanımı, soyut konuları daha anlaşılır kılmada etkili bir yoldur. Farklı öğrenme stillerine uygun materyaller sunarak, Antalya’daki ÖÖG'li öğrencilerin eğitim süreçleri daha verimli hale geliyor.
REHBERLİK VE ARAŞIRMA MERKEZLERİ GİBİ KURUMLAR ÖNEMLİ İŞLEV ÜSTLENİYOR
Öğretmenlerin yanı sıra, rehberlik servisleri, aileler ve sağlık profesyonelleri gibi diğer paydaşların da ÖÖG tanı sürecine katılımı, Antalya'daki öğrencilerin ihtiyaçlarının daha kapsamlı bir şekilde belirlenmesine katkı sağlıyor. Bu süreçte, öğretmenlerin öğrencilerin davranışlarını gözlemleyerek şüphelerini rehberlik servislerine yönlendirmesi önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Tanı koyma sürecinde sağlık profesyonellerinin değerlendirmeleri kritik bir rol oynuyor. Rehberlik ve Araştırma Merkezleri (RAM) gibi kurumlar, Antalya'daki ÖÖG’li öğrencilerin eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesinde önemli bir işlev üstleniyor.
AİLELER YETERLİ BİLGİYE SAHİP DEĞİL
Çalışmadaki bulgular, Antalya’daki öğretmenlerin ÖÖG’li öğrencilerle ilgili farkındalıklarının sınırlı olduğunu ancak bu konuda daha fazla eğitim ve rehberliğe ihtiyaç duyduklarını gösterdiği ortaya çıkıyor. ÖÖG’li öğrencilere yönelik çözüm önerileri arasında sınıf içi uygulamalar, bireyselleştirilmiş eğitim, öğretmen eğitimi, sosyal ve psikolojik destek gibi bazı öneriler yer alıyor. Antalya’daki sınıflarda yapılan uyarlamalar ve bireyselleştirilmiş eğitim programları, öğrencilerin özel ihtiyaçlarını karşılamada önemli bir yere sahip. Başka bir çalışmada bireyselleştirilmiş eğitim programlarının ÖÖG’li öğrenciler için etkili olduğu görülüyor. Bunun dışında, öğretmen ve ailelerin özel eğitim konusunda yeterli bilgiye sahip olmasının, öğrencilerin akademik performanslarını olumlu yönde etkilediği belirleniyor.
ÖĞRETMENLERİN ÖÖG’Lİ ÖĞRENCİLERLE YAKINDAN İLGİLENMESİ GEREKİYOR
Öğretmen eğitimi, ÖÖG’li öğrencilere yönelik eğitimde önemli bir faktör olarak görülüyor. Bu çalışmaya ek olarak başka bir çalışmada da öğretmenlerin özel eğitim konusunda sürekli eğitim almalarının gerekliliğine vurgu yapılmış. Sosyal ve psikolojik destek, Antalya’daki ÖÖG’li öğrencilerin karşılaştığı zorluklarla başa çıkmada büyük bir rol oynuyor. Öğrencilerin hem akademik başarıları hem de genel refahları için bu desteğin sağlanması önem taşıyor. Bunun yanı sıra sınıf mevcudunun azaltılması da ÖÖG’li öğrencilere bireysel ilgi ve destek sağlamada etkili bir çözüm olarak öne çıkıyor. Daha küçük sınıflarda, öğretmenler öğrencilerle daha yakından ilgilenebilir ve onların ihtiyaçlarına yönelik daha kişisel yaklaşımlar sergileniyor.
BÜTÜNCÜL BİR EĞİTİM YAKLAŞIMI ÖNEM TAŞIYOR
ÖÖG’li öğrenciler için bütüncül bir eğitim yaklaşımı, sadece akademik başarıyı değil, sosyal, duygusal ve fiziksel gelişimi de desteklemeyi amaçlanıyor. Diğer çalışmalar da göstermektedir ki, bu öğrencilerin duygusal refahlarını desteklemenin akademik başarılarını artırmada büyük fayda sağladığı ortaya çıkmış. Araştırma gösteriyor ki öğretmenlerin, öğrencilerin sadece akademik ihtiyaçlarına değil, aynı zamanda sosyal ve duygusal ihtiyaçlarına da dikkat etmeleri gerekiyor.