Antalya’nın Kaş ilçesinde yer alan Bezirgân Köyü, Antalya iline 193 kilometre, Kaş ilçesine ise 42 kilometre mesafede bulunuyor. Kalkan Mahallesi’nin kuzeyinde Kışla Dağı sırtlarında, deniz seviyesinden 850 metre kadar yükseklikte bir poyla ovasının kıyısında kurulmuştur. Köyün Kalkan sırtlarında, Sarnıçbaşı denilen bölgede de bir yerleşimi bulunuyor. Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü bölgede yer alan Bezirgân, karayolu ulaşımın olmadığı dönemlerde, sahip olduğu coğrafi konumdan dolayı önemli bir durak haline gelmiştir. Bitki örtüsü maki türüne sahip bölgenin kendine özgü hayvan ve bitki türü bulunuyor. Köyün kuzeyindeki sedir ormanları geçmişte kereste ihtiyacını karşılamıştır.
KÖYÜN BULUNDUĞU KAŞ’IN 3 BİN YILLIK GEÇMİŞİ
Kaş, Antalya'nın batısında yer alan ve M.Ö. 3 binli yıllara kadar uzanan bir geçmişe sahip olan bir ilçedir. Bölgedeki bilinen en eski kent Habesos olarak adlandırılmıştır ve daha sonra Antiphellos adıyla anılmıştır. Antiphellos, Karia ve Likya bölgeleri arasındaki yolların kesişme noktasında yer alan bir ticaret limanı olarak öne çıkmıştır.
IŞIK ÜLKESİ KAŞ
Tarihte Kaş ve çevresi, Likya bölgesi olarak anılan "Aydınlık Ülke" veya "Işık Ülkesi" olarak adlandırılmıştır. Kaş'a 45 km uzaklıkta bulunan Kınık köyü yakınlarındaki Xanthos antik kenti, Likya uygarlığının en büyük başşehri olarak bilinmektedir. Şehir, Likçe dilinde Arna veya Arnna olarak da geçmektedir. Xanthos, tarihte iki kez büyük bir katliam ve yangına uğramış bir şehirdir. 1838 yılında İngiliz arkeolog Charles Fellows tarafından keşfedilen şehrin bazı tarihi eserleri, British Museum'a kaçırılmıştır.
SÜREKLİ EL DEĞİŞTİRDİ
Makedonya Kralı Büyük İskender'in Anadolu seferi sırasında, bölge Büyük İskender'in egemenliği altına girmiştir. Büyük İskender'in ölümünden sonra bölge, Seleukoslar ve Ptolemaioslar arasında el değiştirmiştir. Bölge, Roma Dönemi'nde önemini korumuş ve Bizans Dönemi'nde Piskoposluk merkezi haline gelmiştir. Daha sonra Arap akınlarına uğrayan bölge, Anadolu Selçuklu Devleti'nin topraklarına katılmış ve Andifli adıyla anılmıştır. Anadolu Selçuklu Devleti'nin yıkılmasından sonra, bölge bir süre Hamidoğulları Beyliği'nin Antalya kolu tarafından yönetilmiş, ardından Tekeoğulları Beyliği'nin denetimine geçmiştir. Osmanlı İmparatorluğu, 1392 yılında Sultan Yıldırım Beyazıt, Kaş'ı topraklarına katmıştır.
SONUNDA KAŞ İLÇESİ OLARAK ANILMIŞTIR
Cumhuriyet dönemine kadar Teke sancağına bağlı bir kaza merkezi olan Kaş'ın idari merkezi, 1903 yılına kadar bugünkü Kasaba köyünde yer almıştır. 1903 yılında, Andifli olarak anılan bugünkü Kaş ilçesi, ilçe merkezi olmuştur. I. Dünya Savaşı sırasında Meis adasından gelen Rumlar, ilçe merkezini işgal edip devlet memurlarını esir almış ve Meis Adası'na götürmüştür. Bu olaydan sonra, ilçe merkezi tekrar eski yerine, Kasaba köyüne taşınmıştır.
Kasaba’dan ikinci defa 1922 yılına gelindiğinde ise Kaş’a taşınmış ve o tarihten bu yana Kaş (Andifli) ilçe merkezi olmuştur. 1923 yılında belediye teşkilatı kurulan Kaş ilçesinin bugün toplam 54 mahallesi bulunmaktadır.
12 Kasım 2012 tarihinde kabul edilen 6360 sayılı kanunun 30 Mart 2014 yerel seçimleri ile uygulanması sonucu Ova, Kınık, Yeşilköy, Kalkan ve Gömbe gibi 5 belde ile 49 köy, Kaş'ın mahallelerine dönüştürülmüştür. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2018 yılı sonunda Kaş ilçesinin nüfusu 58.600 olarak açıklanmıştır. Kaş ilçesine bağlı bir köy olan Bezirgân, Likya uygarlığının kırsal yerleşimi olan Pirha Antik Kenti’nin bulunduğu bölgedeki polye ovasında yer almaktadır.
PİRHA ANTİK KENTİ’NE YAKIN
Bezirgân, Antalya'nın Kaş ilçesine bağlı bir köydür ve Likya uygarlığının kırsal yerleşimi Pirha Antik Kenti’nin yakınında, verimli bir polye ovasında yer almaktadır. Antalya'ya 193 km, Kaş'a ise 42 km uzaklıktadır. 2018’deki verilere göre, Bezirgân’ın nüfusu 1.813 kişidir, ancak yaz aylarında bu sayı artış gösterebilmektedir.
13.YÜZYILDA TÜRKLEŞTİ
Ova, mevsimsel yağışlarla su altında kalabildiğinden, güneydoğusunda Roma dönemine tarihlenen su tahliye kanalları bulunmaktadır. Bezirgân’dan Kalkan’a inen tarihi yolun doğusundaki tepede Pirha Antik Kentinin kalıntıları günümüze kadar ulaşmıştır. 13. yüzyıldan itibaren bölgenin Türkleşmesiyle, köy yerleşimi ovanın kuzeybatısındaki su kaynağı çevresine taşınmıştır. Bezirgân Ovası, geçmişte önemli bir tarımsal üretim merkezi olarak tanınmıştır.
TARIMDA ÖNEMLİ BİR ROLE SAHİPTİR
Osmanlı döneminde, 16. yüzyılda Teke Sancağı'nın tarımsal üretiminde Bezirgân Ovası önemli bir rol oynamıştır. Bu dönemde, bölgenin tarımsal ürünleri arasında buğday, arpa, çeltik, susam ve pamuk bulunmaktaydı. 1568'de Teke Sancağı'nda toplam buğday üretimi 52.453.700 kg, arpa üretimi ise 35.481.420 kg olarak kaydedilmiştir. Ayrıca, susam, darı, nohut ve mercimek gibi ürünler de üretilmiştir.
TARIMA KARŞILIK İNŞAAT MALZEMELERİ
1960'lara kadar kıyıdan karayolu ulaşımı olmayan Kalkan, Kaş ile birlikte deniz ticaretinin merkeziydi. Osmanlı döneminde Meis ve Rodos adaları tüccarları aracılığıyla, Kaş, Kalkan ve Demre limanlarından büyük miktarda kereste, meşe palamudu, odun kömürü, hububat, canlı hayvan, fasulye, nohut, mercimek ve diğer ürünler dışarıya ihraç edilmiştir. Şeker, kiremit ve inşaat malzemeleri gibi ürünler ise dışarıdan alınmıştır.
2. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİNDE ULAŞIM YALNIZCA DENİZDEN OLMUŞTUR
Kaş’ın eski belediye başkanlarından Nevzat Göçmen, 2. Dünya Savaşı sırasında ilçeye yalnızca deniz yoluyla ulaşım sağlanabildiğini, İzmir’den gelen vapurun yiyecek ve giyecek getirdiğini belirtmiştir. Elmalı ve Gömbe ovalarından elde edilen ürünler deve kervanlarıyla Kalkan limanına taşınır ve deniz yoluyla ihraç edilirdi. 1960’a kadar Kaş ve Kalkan limanlarından Yunanistan’a ihraç edilen meşe palamudu bölgenin önemli gelir kaynaklarından biriydi. Ancak kimyasal maddelerin kullanılmaya başlamasıyla palamut ticareti sona ermiş ve binlerce meşe ağacı kömür yapmak için kesilmiştir.
BEZİRGAN’DAKİ KÖYLÜSÜ ANLATIYOR
Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü öğrencisiyken ‘Antalya Tarihi Ahşap Tahıl Ambarları’ adlı tezini hazırlayan Naciye Küçük’ün çalışmasına Bezirgan Tahıl Ambarları’nın öykülerini anlatan insanlarla dolu.
Bezirgân’daki köylülerden Davut Karadeniz’e göre, 14. yüzyılda önemli bir inanç ve toplum önderi olan Abdal Musa Sultan, Bezirgân’da bir süre yaşamış ve Elmalı Tekke köyündeki dergâhını kurmadan önce burada bir tekke kurmuştur. Bugün “Tekke Mevkii” olarak bilinen bölge, bu tekkeden adını almıştır. Bezirgân Ovası, 1980’lere kadar tarımsal üretim ve yerleşim açısından hareketli bir bölge olarak bilinmektedir. 1970’lerde köyde iki yazlık sinema ve altı kahvehane bulunmaktaydı ve hasat zamanı kurulan panayır, bölge halkının buluşma ve kaynaşma yeri olmuştur.
ABDAL MUSA VELAYETNAMESİ’NDE DE GEÇİYOR
Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde önemli bir merkez olan Elmalı'nın Tekke köyündeki Abdal Musa Tekkesi vakfiyesinde, çevre köylerdeki tarımsal üretime ilişkin veriler bulunmaktadır. Prof. Dr. Abdurrahman Güzel'in “Abdal Musa Velayetnamesi” adlı kitabında, vakfiyede Bezirgân dahil çevre yerleşimlerin tarımsal üretimine dair kayıtlar yer almaktadır. Bu veriler, bölgenin geçmişteki tarımsal önemini ve üretim kapasitesini belgelemektedir.
Abdal Musa Dergâhı’na ait belgeler, bölgedeki Türk nüfusunun geçmiş üretim kültürü hakkında önemli veriler sunmaktadır. Ayrıca, Bezirgân Mahallesi’nde yaşayan halkın belleğinde bu döneme dair izlerin bulunması da dikkat çekicidir. Özellikle, Bezirgân-Elmalı yolunun geçtiği bölgede, köyün doğusundaki bir alanın 'Tekke Mevkii' olarak adlandırılması, bölgedeki tarihsel inanç, kültür ve üretim düzenlemelerinin coğrafi isimlere yansıdığını ve bu mirasın günümüze kadar korunduğunu ortaya koymaktadır.
Bezirgan Köyü önemli yere sahip olması onu ayrı yere koyuyor. Dönemin tarım ürünleri için uğrak noktası olan Bezirgan Köyü’nün tarihi geçmişten günümüze devam etse de barındırdığı tahıl ambarları nedeniyle daha da büyük öneme sahip.