Avukatların ekonomik anlamda ciddi sorunlar yaşadığını belirten Antalya Baro Başkanı Hüseyin Geçilmez, “Avukatlar olarak çok sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Özellikle mesleğe yeni başlayan arkadaşlarımız çok ciddi ekonomik problemler yaşıyor. Çoğu ofis açamıyor, ofis açanlar da masrafları karşılamakta zorlanıyorlar. Maaşlı çalışmak isteyen avukat arkadaşlarımız da iş bulamıyor. Çünkü mevcut meslektaşlarımız beraberinde avukat çalıştıracak güçlerini yitirdiler. Sekreter çalıştırmak bile artık zorlaştı” diye konuştu.
HUKUK FAKÜLTELERİ FAZLA
İhtiyaçtan fazla hukuk fakültesi açıldığını dile getiren Geçilmez, “Kontrol edilebilir bir şekilde değil, her yere hukuk fakültesi açıldı. İhtiyaçtan fazla hukuk fakültesi mezunu var. Kendi başkanlık dönemimde hiç hukuk fakültesi açılmadı ve bu önemli bir gelişme. Yeni fakültelere hiçbir şekilde ihtiyaç yok. Eski fakültelerin de kontenjanlarının düşürülmesi ve hukuk fakültesine giren öğrenciler için belirlenen yüzde dilimlerinin de aşağı çekilmesi gerekiyor. Hukuk mesleklerine giriş diye bir sınav getirildi ve bu da olumlu bir gelişme. İlk sınav Eylül ayı içerisinde gerçekleşti. Sayımızın bundan sonraki artışa olumlu anlamda etki edeceğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
CMK ÜCRETLERİNDE HAKKANİYET GEREKLİ
Avukatlara adli yardım ücretlerinin çok geç ödendiğini aktaran Geçilmez, “Mevcut enflasyonist ortamda adli yardım ücretlerinin geç ödenmesi meslektaşlarımızın alacaklarına çok daha geç erişmelerine ve eriştiklerinde de o paranın artık bir kıymetinin kalmaması anlamına geliyor. O nedenle adli yardım ücretlerimizde tahsilat sorunu yaşıyoruz. Devlet ve Bakanlık geç ödüyor. CMK ücretlerimiz çok düşük ve angarya seviyesinde. Bizim talebimizde CMK ücretlerinin asgari ücret tarifesi seviyesine çekilmesi ve hakkaniyet de bunu gerektiriyor” dedi.
AVUKATLAR OLARAK CİDDİYE ALINMIYORUZ
Avukatların bazı bankalarda ve devlet kurumlarında ciddiye alınmadığını söyleyen Geçilmez, “Avukatlık kimliği resmi kimlik niteliğindedir. Kimlik kartımız ne ifade ediyorsa avukatlık kimliği de onu ifade ediyor. Bazı bankalar, bazı devlet kurumları kendilerine bir kanun yaratıp işgüzarlık yapıp bu kimliklerimizi, kamu hizmeti yapan avukatlar olmamızı dikkate ve ciddiye almıyorlar. Bu nedenle de çok fazla sorun yaşandı. Konuya ilişkin bir sürü yargı ve mahkeme kararı var. Avukatlık kimliği resmi kimlik olduğu için nüfus cüzdanı yerine geçer. Buna uymayanlar da yasal olarak bunun sonuçlarına katlanır. Görevi ihmal ya da kötüye kullanmaya kadar bazı durumlarda tazminat ödemeye zorlanabilir.” sözlerini kullandı.
Avukatların görev alanlarına müdahale edildiğini de belirten Geçilmez, konuya ilişkin şu ifadelere yer verdi: “Avukatların görev alanlarına müdahale arzuhalciler eliyle de oluyor, hasar danışmanlık şirketi adı altındaki şirketlerden de oluyor. Buna ilişkin yasal mücadelemizi veriyoruz, şikayetlerde bulunuyoruz. Herhangi bir sonuç alamıyoruz. Takipsizlikle neticeleniyor. Bu konunun üzerine gidilmediğini ve ilgilenilmediğini düşünüyoruz. Bu konu sadece avukatları mağdur eden bir durum değil. Özellikle altını çiziyorum. Hasar danışmanlık şirketleri arzu halciler gibi avukatların iş alanına hukuka aykırı olarak müdahale eden kurullar, kurumlar ve şirketler aynı zamanda vatandaşları da mağdur ediyorlar. İşin ehli olmayan kişiler tarafından yapılıp işi yapılan kişilerin de zarara uğramasına neden oluyorlar. Bu da tabii ki davaların açılması ve dilekçelerin hazırlanması aşamasında kişilerin mağduriyetine neden oluyor. Yetkililer bu konunun üzerine giderken sadece avukatların lehine bu olayın üzerine gitmeyecekler. Aynı zamanda vatandaşın hakkını, hukukunu korumak anlamında da bu işin üzerine gitmiş olacaklar. Biz, vatandaşa zarar getiren bu tür şirket veya kişilerin üzerine gitmeye ve yasal prosedürü uygulamaya davet ediyoruz.”.
CEZALAR CAYDIRICI DEĞİL
Avukatlara yönelik şiddet olaylarında cezaların caydırıcı olmadığını vurgulayan Antalya Baro Başkanı Hüseyin Geçilmez, Avukatların kamu hizmeti yaptığı hususu göz ardı ediliyor. Avukatlar yargılandıkları zaman ağır ceza mahkemelerinde memur gibi kamu görevlisi gibi yargılanıyorlar. Ancak avukatlara yönelik işlenen suçlarda bu husus çok da dikkate alınmıyor. Bu hususun dikkate alınması lazım. Biz kamu hizmeti yapıyoruz. Nasıl hakim, savcı kamu görevlisi gibi muamele görüyorsa avukatların da aynı muameleye tabii tutulması gerekiyor. Biz avukatlar daha çok serbest meslek mensubu gibi değerlendiriliyoruz ancak öyle değiliz. Cezalar caydırıcı değil. Çok sık saldırıya uğruyoruz. Bu yüzden yetkililerce bu problemin hassas bir şekilde değerlendirilmesi gerekiyor.” diyerek avukatların meslekte yaşadıkları sorunları dile getirdi.