Diğer taraftan ekonomik kriz derinleşerek devam ederken iktidar izlediği politikalarla krizin bedelini emekçiler ve yoksul halka kesiyor diyen Devrim Mol açıklamasının devamında şunları belirtti; Bizler yaşadıklarımızdan biliyoruz ki, kriz dönemlerinde bir bedel ödenecekse; bu bedel öncelikle biz kadınlara ödetilmektedir. Hayatın her alanında var olan toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle de ilk gözden çıkarılacak olan biz kadınlar oluyoruz.

İktidar tarafından her kriz döneminde ısıtılarak önümüze getirilen ve biz emekçi kadınlara bir lütufmuş gibi sunulan iş yaşamında esnek ve uzaktan çalışma modeliyle iş yaşamında kadınları esnek ve kuralsız çalışmaya zorlama, ev ve bakım işlerinden kalan zamanlarda çalışma hakkını kullanmaya razı etmeye zorlamaktadır.

Yapılması planlanan bu çalışma modeliyle kadını kamusal alanın dışında ev ve aile içinde tanımlayan iktidar, kadın emekçiler açısından güvencesiz çalışmanın da kapısını aralamak niyetini ortaya koymaktadır. Zaten aile yılı ilan ettiği 2025 yılında izlediği nüfus politikaları ile 3 çocuk doğurulması telkinlerinde ve teşvikinde bulunurken de kamuda var olan kreşleri kapatıp yenilerini açmıyor.

Yoksulluğun kadınların kaderi olmadığı bir ülkede ve dünyada insanca ve eşit bir yaşam istiyoruz. Kadına yönelik ayrımcılık ve bunun uzantısı şiddet, insan hakları ihlalidir; münferit değil, politik ve sistematiktir. Bu nedenle, engellenmesi de ancak sistemli ve etkin bir mücadele ile gerçekleşe bilir. Kadına ve çocuğa yönelik şiddetle mücadele için yasal düzenlemeler yapılmalı ve yasalar tam olarak uygulanmalıdır. Biz kadınlar erkek egemen kapitalizmin yarattığı yoksulluğu, işsizliği, ayrımcılığı, eşitsizliği, cinsiyetçiliği, gericiliği, şiddetin her türlüsünü, en ağır biçimleriyle yaşıyoruz. Bugün mücadelede ‘Neden’lerimiz çok daha çoğalıp derinleşmiş durumdadır. Bu nedenle hep birlikte örgütlü mücadeleyi güçlendirmek zorundayız.

Her şeye rağmen biz kadınlar tarihimizden öğrendiklerimizle, artan mücadele ruhumuzla daha örgütlü ve daha güçlü olacağız. Tüm kadınları, bizden çalınanları geri almak, haklarımıza sahip çıkmak ve mücadelemizi hep birlikte yükseltmek için 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde alanlarda, işyerlerimizde taleplerimizi haykırmaya ve yan yana olmaya davet ediyoruz.

HAKLI TALEPLERİMİZ İÇİN GELİN BİRLİKTE MÜCADELE EDELİM!

8 Mart kadınlar için ücretli izin günü sayılsın! İstanbul Sözleşmesinden geri çekilme kararı iptal edilsin! 6284 sayılı Yasa etkin bir şekilde uygulansın! Esnek-güvencesiz çalışma uygulamasına son verilsin, güvenceli iş, güvenli yaşam koşulları ve eşit ișe eşit ücret sağlansın! İş yerinde şiddeti, ayrımcılığı ve mobbingi önleyen düzenlemeler yapılsın. Etkili bir soruşturma mekanizması kurulsun ve caydırıcı cezalar tanımlansın! Kadınların istihdama katılımının önündeki engellerden olan çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımı kamusal hizmet olarak sunulsun!

Kaynak: BES / BÜLTEN