Turizm kenti Antalya bir zamanlar narenciye kenti, seracılığın kalbi olarak anılıyordu.  Kumluca başta olmak üzere tüm ilçelerde tarım-bağ ve bahçecilik yapılıyordu. Şimdiler de ise seracılığın adı birkaç ilçede anılır hale geldi. Bir yandan yapılaşma, diğer yandan susuzluk baş göstermeye başladı. Antalya’nın tecrübeli tarım emekçileri soruyor?:

Antalya Yok Oluyor (5)

“Nerde bir zamanların narenciye-seraları” Tarlalar imara açılıp, üzerinde binalar yükselmeye başlarken, susuzlukla da mücadele eder olduklarını ifade etti ve  “ Birçok tarım arazisi üzerinde apartmanlar boy gösteriyor, birçoğunda da susuzluk nedeniyle ekim-dikim yapılamaz oldu. Tarım alanlarında oynanan oyunlar artık son bulmalı. Yoksa belimizi bir daha doğrultamayız” denildi.  Uzman Ziraat Mühendisleri de tarım-üretim olmazsa dışa bağımlı hale gelinebileceğini söyledi.

Antalya Yok Oluyor (1)-1

TARIM ARAZİLERİ KAYBOLUYOR

Antalyalı çiftçiler, çocukların narenciye ürünlerini ancak bahçede değil, süs olarak caddelerin orta refüj  de ancak görebileceğine dikkat çekerken,” Kemer, Manavgat, Serik, Konyaaltı, Finike, Kaş ilçelerinde narenciye bahçelerinde yeşilin her tonu görüldüğü gibi mis gibi doğa da portakal çiçeği kokuyordu. İnsan bu kokuyu içine çekince ciğerleri adeta bayram ediyordu. Korkuteli, Elmalı bölgesinde armuttun, elmanın, kirazın, ayvanın, kayısının incirin, üzümün her cinsi yetişiyordu. Köylerde insanlar meyveye para vermezdi, bahçesinde olan olmaya verirdi, sadece Pazara sabun gibi diğer ihtiyaç malzemeleri için inerdi. Köylerde her evde ekmeklikler vardı, kümes vardı. Yumurta, ekmek, süte, ete sebzeye meyveye para vermezdi. Şimdi herkes her şeyi satın alır oldu. Köylerde bakkal somun ekmek satıyor. Üretim durma noktasına doğru ilerliyor, kimsenin umurunda değil, daha iyiye değil, daha kötüye doğru yelken açtık gidiyoruz. Yetkililerin tarım politikalarını değiştirip, acilen yeni önlem paketlerini devreye sokması gerekiyor. Yoksa çiftçilik-üretim biter.” şeklinde konuştu.

Antalya Yok Oluyor (4)

DAĞ-TAŞ BİNA OLDU

Bir zamanlar Antalya’nın seyredildiği ve seyir tepesi olarak da bilinen mazı (masa) dağı bile bina ile doldu. Manavgat, Serik ilçeleri başta olmak üzere deniz kenarındaki tarlalarda oteller boy gösterirken göreve gelen her yeni belediye başkanı gözünü tarım topraklarında dikti. Bölgede dağ-taş bina olurken, maalesef tarım toprakları önce binalara sonra susuzluğa yenik düşmeye başladı. Antalya’nın her yerinden yılın on iki ayında da çekiş-matkap sesleri duyuluyor.

Kaynak: ANTALYA GÜNDEM GAZETESİ / AYFER ŞİMŞEK