Dünya üzerinde değer taşıyan, korunması gereken doğal oluşumlar, tarihi eserler, sitler ve anıtlar, ‘Dünya Mirası’ statüsünde kabul edilmektedir. Bazı kültürel ve tarihi eserlerde UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer almaktadır. Biz bu yazımızda UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer almakta olan unsurları inceleyeceğiz birlikte. Kültürel doğal ve tarihi değerleriyle dünyanın her yerinden turisti bir mıknatıs gibi çeken Antalya’ya sahip olduğu eşsiz güzellikleri ile bu listede ilk sıralarda gelmektedir. Dünya kenti Antalya’nın hangi güzellikleri ile bu listeye dahil olduğunu bilmek ve oralarda tarihle iç içe, doğayla baş başa, bizimle ya yana bir gezintiye çıkmak ister misiniz?
Türkiye toplam 19 tarihi ve doğal unsuru, ‘Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü öncülüğünde gerçekleştirilen çalışmalar dahilinde, ‘Dünya Mirası’ listesine dahil etmiştir. Dünya Mirası statüsünde olan unsurlar ise tarihi eserler, sitler, anıtlar ve doğal güzelliklerdir. Antalya sahip olduğu eşsiz doğal güzellikleri ve köklü tarihi ile bu listede yer almayı başarmıştır. Antalya’da Xanthos – Letoon, 1988 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiştir. Bir de UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi vardır ki orada Antalya’nın her yıl yabancı ve yerli turistlerin mesken tuttuğu pek çok unsur karşımıza çıkmaktadır. Bugün buralara bir ziyaret gerçekleştireceğiz sizinle. Hazırsanız başlayalım yolculuğumuza?
KARAİN MAĞARASI
Antalya'nın 30 km kuzeybatısında eski Antalya-Burdur karayoluna 5–6 km uzaklıkta bulunan Yağca köyü sınırları içinde bulunan Karain Mağarası, Türkiye’nin en büyük ve en doğal mağaralarından bir tanesidir. Mağaranın yüksekliği 43 ile 450 metre civarındadır. Karain Mağarası içerisinde ve çevresinde 1946 yılından itibaren kazı çalışmaları yapılmaktadır. Karain Mağarası doğal güzelliği nedeni ile karma sit olarak Dünya Miras Listesi’ne öneri olarak sunulmaktadır. Yapılan kazı çalışmaları sonrasında araştırmacıların yapmış oldukları açıklamalara göre bu bölgenin beş yüz bin yıl öncesinde bir yerleşim yeri olarak var olduğunu belirtilmiştir. Karain Mağarası ayrıca Türkiye’nin gelmiş geçmiş içerisinde pek çok insan yaşamış mağaralarından bir tanesidir. Kazı çalışmaları sonucunda ortaya çıkan bulgular Karain Mağarası yanında sergilenmektedir.
ASPENDOS ANTİK KENTİ TİYATROSU
Dünyanın en önemli antik tiyatroları arasında yer alır. Bu özelliği ile her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlar. Burası, Anadolu’da Romalılar tarafından yapılmış türünün en büyüklerinden ve bugün Roma tiyatro mimarisinin en iyi korunmuş örneklerinden biri. Tanrılara ve devrin imparatorlarına adanan yapı, Roma tiyatro mimarisinin ve yapım tekniğinin son çizgilerini sergiler. Devrinin görkemli yapılarından biri olan Aspendos tiyatrosu 15–20 bin kişi alabilir özelliktedir. İmparator Marcus Aurelius devrinde (İS 161–180) Theodoros’un oğlu mimar Zenon tarafından inşa edilmiştir. Kentteki diğer yapılar arasında ise Stadion, Agora, Bazilika, Hamam, Su kemeri, Nympheum (anıtsal çeşme), akropol yer almaktadır. Bunlar da Anadolu topraklarının kültürel tarihi miraslarını temsil eden önemli yapılardır.
YİVLİ MİNARE CAMİİ
Sahip olduğu köklü tarihle şehrin ikonu haline gelmiş ve aynı zamanda merkezde yer alan ilk İslami eserlerden olmasıyla ün salmış Yivli Minare, Alaaddin Keykubat tarafından 1230 yılında inşa ettirilmiştir. Yapı külliyesi içerisinde Yivli Camii, Atabey Armağan Medresesi (II. Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi), İmaret Medresesi (Ulu Cami Medresesi), Mevlevihane, Yivli Minare Hamamı, Zincirkıran Mehmed Bey ve Nigâr Hatun türbelerini barındırır. Ancak tüm bu değerli yapılar içerisinde en ünlüsü anlaşıldığı üzere Yivli Minare’ dir. Ayrıca yapının Anadolu Türk Mimarisinde benzeri yoktur. Ayrıca yapı, altı kubbeli ibadet mekânı sayesinde Anadolu'daki çok kubbeli cami tipinin günümüze ulaşan en eski örneği olarak öne çıkmaktadır.
GÜLLÜK DAĞI-TERMESSOS MİLLİ PARKI
Antalya’ya 34 kilometre mesafede, Korkuteli ilçesinde bulunan milli park, Parkı ziyaretçilerine zengin bir doğal yaşamın orta yerinde antik şehir kalıntılarını görme imkanını sunmasından kaynaklı şehrin en çok ziyaret alan bölgelerinden biri. Bölge, zengin flora ve faunasıyla oldukça ön planda. Kızılçam ormanları ve maki florasıyla örtülü olan alanda, nesli tehlikede olan Alageyik gibi canlı türleri de bulunuyor. Ayrıca 6700 hektarlık bir alanı kaplayan ormanda, yemyeşil ağaçların arasında yapacağınız bir yürüyüş sırasında görebileceğiniz Helenistik Çağdan kalma kalıntılar sizi adeta büyüleyecek.
KEKOVA BATIK KENT
Kekova, el değmemiş köklü tarihiyle bakir yapısı ve bu listenin olmazsa olmazlarından kendisi. Demre ilçesin de bulunan Üçağız’dan tekne ile yapacağınız 10 dakikalık bir deniz yolculuğu ile ulaşabilirsiniz buraya. Yüzme, dalış, tekne gezileri gibi farklı aktivitelere katılabileceğiniz bu koy, Batık şehri ve tarihi kalıntılarından ötürü 990 yılında sit alanı ilan edilmiştir. Hem tarihi hem de doğayı en şeffaf haliyle seyretmek isteyenler için, burası biçilmiş bir kaftandır.
ALANYA KALESİ
Kale, 1221 yılında kenti alıp yeniden inşa ettiren Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır. Kalenin 83 kulesi ve 140 burcu vardır. Yarımadanın zirvesinde açık alan müzesi olarak değerlendirilen içkale bulunmaktadır. Surlarının uzunluğu 6.5 kilometreyi bulan Alanya Kalesi, denizden 250 metreye kadar yükselen yarımada üzerindedir. Kandeleri adıyla da bilinen Alanya yarımadasındaki yerleşim, Helenistik döneme kadar inmekle birlikte günümüze kalan tarihi dokusu 13. yüzyıl Selçuklu eseridir.
ST. NİCHOLAS KİLİSESİ
St. Nicholas Kilisesi, Demre ilçesine bağlı Gökyazı Mahallesi’nde bulunuyor. 1994 yılından bu yana ziyarete açık olan kilise, süslemeleri ve mimari üslubu ile Orta Bizans Dönemi kilise mimarisinin günümüze kadar ulaşan en özel yapılardan biri. Buraya her sene çok ciddi bir ziyaretçi akını yaşanmakta. Ayrıca kilisede özgün temeller üzerinde, değişik zamanlarda yapılmış birçok yapı bulunuyor. Myralılar tarafından yaptırılan St. Nicholas Kilisesi, ‘Mucizelerin Azizi’ olarak bilinen, yoksullara yardım etmesi ve hediyeler dağıtması nedeniyle çok sevilen Aziz Nikolaos anısına inşa ediliyor. Kilise, günümüzde Antalya’nın kültür turizmine de çok ciddi bir gelir sağlamakta.
PERGE ANTİK KENTİ
Roma döneminde Anadolu'nun en düzenli kentlerinden biridir. Antalya’nın 18 km doğusunda Düden ve Aksu akarsuları arasında kurulan Perge, Belek’e 30 km mesafede bulunmaktadır. Perge, Hristiyanlık için de son derece önemli bir şehirdir. Hristiyanlığın en önemli figürlerinden biri olan Aziz Paul Perge'ye misyonerlik seyahatleri sırasında Aksu Nehri üzerinden varır. İncil'de yazılı olmasından dolayı da şehir ve akarsu Hristiyanlığın kutsal mekânlarından biri olarak kabul edilir. 15.000 kişilik tiyatrosu İ.S. II. yüzyılda yapılmıştır. Tiyatronun hemen yakınındaki stadyum 12.000 izleyici alır. Ege Bölgesi'nde Aphrodisias’taki hariç tutulacak olursa en iyi korunmuş stadyumdur.