Geçtiğimiz hafta sıra dışı bir isim CHP’den aday adaylığını açıkladı. Konu Cihan Dinç olunca birkaç satır yazmadan edemedim. Dinç’i tanıyalı herhalde bir 25 yıl olmuştur. O zamanlar genç bir Eczacılar Odası Başkanıydı, bense genç bir muhabir. Bazı isimler vardır. Onlar kurumlarıyla büyürler, kurumlar ile ilişkisi bitince de yok olurlar. Ancak Dinç Eczacılar Odası Başkanlığını o kadar başarılı yaptı ki, bir ara ismi kurumundan önce anılır oldu. Bizler artık sadece eczacılık ile ilgili değil her konuda sayın Dinç’i arar olmuştuk. Çünkü kente dair her konuda araştırıyor, farklı bakış açıları geliştiriyor ve sorunların çözümü noktasında elini değil, kafasını ortaya koyuyordu. İşte bu durum birilerinin de dikkatini çekmişti. O dönem iktidarda olan ANAP’ın radarına takılan Dinç, bir anda kendini iktidar partisinin il başkanı olarak buldu. Sempatik tavırları ile bilinen Dinç, kısa sürede halkında sevgisini kazanmayı başardı. O dönem düşüşe geçen ANAP’ı Antalya’da ayakta tutuyordu. Para ile torpil ile tayin dönemi sona ermişti. Sonra Milletvekili adayı oldu. Antalya’da çok iyi oy almasına rağmen partisi barajı aşamadı ve Dinç’de eczanesine geri döndü. Ancak sık sık bu dönemde de görüştüğüm Cihan Dinç, ilginç bir birikim yaptı. Belki para değil ancak insan biriktirmeye devam etti. Bu arada ülkenin durumunu görüp, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na da güvenerek CHP üyesi oldu. Kendisini arayıp “Doğru yolu buldun” dediğimde, “Kemal beye inanıyorum” demişti. Bu arada insan biriktirmeye devam etti. İnanılmaz bir çevresi oldu. Hatta çevresi ile ilgili bir örnek vereyim. Dinç ile benim evde Fenerbahçe Galatasaray maçını izliyoruz. Galatasaray’ın yıllar sonra Kadıköy’de Fenerbahçe’yi 3-1 yendiği o tarihi maçı. Bir ara Galatasaray’da Onyekuru sakatlandı. İyi de oynayan oyuncunun durumunu da merak ederek, “İnşallah maça devam edebilir” dedim. Cihan Dinç telefonunu alıp kulüp doktorunu aradı. Müdahalesi biten doktor oyuncunun maça devam edeceğini söyledi. Tabi ben şok. Ünlü siyasetçilerin maç öncesinde telefon açarak Dinç’e maç yorumu sormaları ise işin cabası.

İKİ İSİM

Cihan Dinç ANAP il başkanı olduğunda çok şaşırmıştım. Çünkü bunu yıllardır söylerim. Antalya’da iki kişinin sağ partilerde siyaset yapmasını garipserdim. Bunlardan biri Hasan Subaşı, diğeri ise Cihan Dinç. Her ikisi de entelektüel yapıları ile Atatürk ilke ve inkılaplarına olan bağlılıkları ile tavır ve duruşları ile daha çok CHP’ye yakıştırdığım isimlerdi. Kader bu ya, birinin CHP ile ittifak ile yolu kesişti diğeri ise şimdilerde CHP aday adayı oldu.

MERKEZ SAĞ OYLARI

Bu arada Antalya’da merkez sağda bir boşluk var. Gerek Demokrat Parti, gerekse ANAP’ın Antalya’da belli bir oy potansiyeli var. Bu seçmen grubu yeterli oyu olmadığı için oyunun boşa gitmesinden endişe ediyor ve daha güçlü bir parti arıyor. Bu nedenle de CHP’nin merkez sağdan gelme bir adayı milletvekili göstermesi bence son derece mantıklı. Cihan Dinç ise bence doğru adres. İlçelerde de hala belli akil kişilerle ilişkisi süren Dinç, adaylığı durumunda partisine sıra dışı oylar getirebilir. Bu seçimlerde bir oy bir oy. Bunu atlamamak lazım. Cihan Dinç listeye girer, ya da girmez. Seçilir ya da seçilmez ancak en azından kişiliğine, duruşuna en uygun partiyi seçmiş olması bence sevindirici.

Son olarak yolun açık olsun güzel insan. O gidince benim de bir yanım eksilecek, belki birlikte artık maç izleyemeyeceğiz ama Cihan Dinç’in milletvekili olması içimdeki her zaman kötülerin kazanacağı hissini bir nebze köreltecektir.

Esen kalın…