Hatay’da 2 yıl önce yaşananlar çabuk unutuldu. Yerini magazinsel haberlere bıraktı. Oysa o günleri yaşayanlar unutmadı.
Sabah erkenden saat tam 07.15’de otobüsle iş yerine gidiyorum. Dün yine aynı otobüse bindim. Birden karşımıza bahçe arasından geçen 60 nolu otobüs gözüktü. Şaşkınlıkla yanımızdan geçişini izledim.
Üç yıla yakın süredir toplu taşımayla evden işe gider gelirim. Bir yıldan yakın bir süre otobüs sahiplerinin direnişini yaşadım.
Bundan birkaç ay önceydi. Emekli Mehmet Bey ile sohbet ediyorduk. Evde huzurun kalmadığından dul kızı ve 2 torunuyla sıkıntı yaşadığını anlatıyordu.
Diyarbakır Bağlar Tavşanlı Mahallesi’nde 21 Ağustos 2024’de hunharca işlenen 8 yaşındaki Narin Güran cinayetiyle ilgili yargılama başladı.
Büyük ve şanlı zaferimizin sebebi, başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatındaki en zor günü; belki de 26 Ağustos 1922 idi. Çünkü bu tarih, Türklerin Anadolu’daki son bağımsız günü de olabi...
Bizler ömrünün son günlerini ama en kara günlerini yaşayan 68-70 kuşağıyız. Ben futboldan hiç anlamam ama sarı kırmızı renkleri yeşil çim sahada futbol oynanmasını izlemek pek hoşuma gider.
Birkaç yıl önce yaşadığım minik bir hikâye ile söze başlamak istedim. Devletin malı konusunda bilgi ve birikimi nasıl kullanılacağını, gasp edenlerin durumunu anlatmak istedim.
Antalya 1978’li yıllardan sonra önce köyden göçler oldu. 1980’li yıllardan sonra bu göç hızlandı nüfus ikiye katlandı.
Daha önceki köşe yazımda belirtmiştim, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanları şirketlerini yıllarca arpalık olarak kullandıklarını eşe dosta peşkeş çekildiğini anlatmıştım.
Bu bağlantı sizi https://www.antalyaningundemi.com dışındaki bir siteye yönlendiriyor.