Bu günlerde ülkede herkes nefesini tutmuş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibi ile ilgili yaşanan gelişmeleri izliyoruz. Boykotlar, protestolar sanki insanların nasırına basmışlar gibi millet HAK, HUKUK, ADALET için haykırıyor.

Oysa istekleri yine kendilerinin desteğiyle oluşmuştu…

Yani sarı öküzü verdikleri gün Hak Hukuk ve Adaleti işte o zaman kaybetmişlerdi.

Sarı öküz hikâyesini bilmeyenler için çok kısa anlatacağım “Ülkenin bozkırlarında aç kalan kurtlar ve çakallar kırda yayılan öküzlere zaman zaman saldırarak karınlarını doyurmak istediklerinde tek tek buldukları öküzleri kolaylıkla alt edebilirlerdi. Bunu en iyi bilen öküzler her saldırıda toplanıp bir çember halinde savunmaya geçtiklerinde kayıp vermeden kurt ve sırtlanları geldikleri inlerine kadar kovalayabiliyorlardı.

Bu mücadele yıllarca sürdü.

Öküzlerle baş edemeyen bu 2 cins toplanıp yeni bir strateji belirlediler. Bu strateji parçala, böl ve tek tek ye…

Toplanıp öküzlerle konuşmaya geldiler. Öküzlere ‘’Gelin bu düşmanca tavırdan vaz geçelim. Biz sizi yemekten vaz geçelim siz korkusuzca yaşayın ve dost kalalım.

Bu teklife öküzler şaşırmış ve sevinçle kabul etmişler ama…

Kurtların kurnaz lideri ‘’Sizden sadece bir tek sarı öküzü istiyoruz. Onun rengi sizinkinden farklı. Gıcık oluyoruz biz bu renge. Onu bize verirseniz ebedi dost kalırız’’

Öküzler önce şaşırmış, itiraz edecek olmuş ama kendi aralarında konuşarak ‘’Galiba bu bozkurt haklı bende gıcık oluyorum sarı öküze onu verip kurtulalım’’ demiş ve sarı öküz kurtlara ve çakallara yem olmuş…

Aradan geçen zaman içinde kurtlar ve çakallar her aç kaldıklarında renklere ve şekillere, tiplere, boynuz yapılarına kadar farklılıkları öne sürerek bir öküz istemeye başlamışlar…

Öküzler acilen toplanarak ‘’Yahu biz nerede hata yaptık. Bir zamanlar bunları inlerine kadar kovalardık şimdi ise tek tek bizi alıp yitiyorlar’’ diye tartışmışlar. Sonunda başlangıç olan sarı öküzü dışladıklarında kurtlar ve çakalları cesaretlendirmiş olduklarını fark ettiler…

Biz hak hukuk ve adaleti siyasileri, belediye başkanlarını, gazetecileri, ilk kaybettiğimizde ilk kayyum atamalarında birleşip sarı öküzü vermiş olduk. Bize dokunmayan yılan bin yaşasın demeyip hukuksuzluğa ve adaletsizliğe karşı direnseydik, demokrasiyi bu denli deldirmeseydik bugün bunlar yaşanmayacaktı.

Gelelim günümüze….

Şimdi işimiz zor…

Zor ama imkânsız değil…

Her türlü senaryoları gözden geçirmek lazım…

Haydi Hayırlısıyla…