Antalya 1978’li yıllardan sonra önce köyden göçler oldu. 1980’li yıllardan sonra bu göç hızlandı nüfus ikiye katlandı.

Gönümüzde ise turizmin gelişmesiyle birlikte Anadolu’dan kente akın akın vatandaşlar gelip yerleşti. Kent nüfusu yeniden ikiye katlanırken, günümüzdeki hükümetin mantık dışı dış göçlere kucak açması ile dünyanın en yoksul insanları, savaştan kaçanlar bu güzel kente gelerek, hükümet desteğiyle vatandaş oldular. Nüfusta patlama oldu. Bununla birlikte trafik sorunu ortaya çıktı…

Ben burada ne kadar halkın veya bu kentte yaşayanların sorunlarını yazarsam yazayım şuna eminim ki hoca yine bildiğini okuyacak.

Ne yazık ki Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek, ne halkın haykırışını dinliyor ne de basının sorunları dile getirmesine aldırış ediyor.

Son günlerde basına yaptığı açıklamada kentin trafik ve ulaşım sorununu çözmek için bir dizi açıklamalar yaptı. Bu açıklamaları okuyan halkımız adeta kulaklarına ve okuduğu haberlere inanamadı.

Başkan kavşaklarda köprüler yapacak…

Başkan yer altı ve yer üstü Metrolar yapacak…

Birinci etap, dördüncü etap şeklinde…

Vay beee diyesim gelse de ben asla inanmadım ve inanmayacağım.

Geçen koca yılın ve CHP ile 2. dönem Başkan Böcek ulaşımda sınıfta kalmış, halkın sesine kulak tıkamıştı. Antalya halkı Ak Parti’ye oylar gitmesin diye yine CHP’yi tercih ederken, Muhittin Başkan 2. Dönem Başkanlığı elde etti.

Oysa bu halk tam tamına 5 yıl duraklarda ve otobüs içlerinde cehennem azabı yaşamıştı.

Şimdi birkaç yeni otobüs alarak, bu sorunu çözmeye çalıştı. Ne yazık ki birkaç otobüsün hizmete girmesi sorunu çözmüyor ve çözemez…

Balık baştan kokmuş…

Kokmuş balığı terbiye ile servise sokarsan zehirlenme yapar ve yapıyor…

Antalya haziran ayında 44-45 derece sıcaklığı buldu. İnsana etkisi 50 derece…

Otobüs yetersizliği nedeniyle yine otobüsler tıklım tıklım…

Klima yüzünden her an linç girişimi olabilir…

Hak artık cinnet getirme aşamasında….

Geçen gün bindiğim otobüs araştırma hastanesinin durağında şoförün yanına kadar doldu. Kapı zor kapandı. 100. Yıl Caddesi’nde insanlar nefes alamayınca şoföre klimayı açması için bağırmaya başladılar.

Şoför klimanın bozuk olduğunu söyleyince tartışma büyüdü. Araç durdu…

Sıcaktan bunalan kaptan ve vatandaş birbirlerine hakaretler yağdırmaya başladılar. Şoför linç edilecek ama ben ve 35-40 yaşlarındaki bir bey yolu kapayarak vatandaşların şoföre ulaşmasını engelledik.

Sorunun kökenini Anlatmaya çalıştım…

Arada biz de birkaç hakarete maruz kalsak ta kaleyi koruduk…

Nefes almada zorlanan vatandaş Başkanımıza da saygı ve hürmetlerini bildiriyorlardı….

Evet, araç sahipleri önceki yıllarda olduğu gibi kasten klimaları arıza gibi göstererek fazla yakıt harcanmasını engellemeye çalışıyorlar.

Şoförler halkın tepkisini önlemek için hava üflemeyi fanı açarak ‘’Çok kalabalık olduğundan yeterli etki etmiyor’’ bahanesi ileri sürüyorlar.

Halkın çığlığı kimin umurunda…

Bu yıl da aynı masal aynı hikaye…

Biz sorunu hep UKM’nin iyi çalışmamasından kaynaklandığını zannederdik, oysa kimseyi kafaya takmayan Antalya Kralı Muhittin Böcek’ten kaynaklandığını öğrenmiş olduk.

Başkan veya kral kim olursa olsun sadece Babamın evlatlarına bir nasihati ile sözü bitireceğim,

Her insan yaptıklarıyla anılarıyla tarihe geçer…