15 gün süren Uzak Doğu yolculuğum boyunca, teknolojiden kültüre, sosyal hayattan şehir planlamasına kadar birçok alanda gözlem yapma fırsatım oldu.

Ancak beni en çok etkileyen şehir, Güney Kore’nin başkenti Seul oldu. Çünkü Seul sadece bir şehir değil; bir organizma gibi nefes alan, işleyen, yaşayan bir örnek kent. Ve bu canlı yapının en hayati damarlarından biri ulaşım sistemi. Seul, 10 milyonu aşkın nüfusuna rağmen, kent içi ulaşımda ne bir karmaşa ne de bir kaosa teslim olmuş durumda. Çünkü bu şehir yıllar önce bir karar verdi: Rastgele değil, planla büyüyeceğim. Bugün Seul’de tam 22 hattı ve 700’ü aşkın istasyonu bulunan dev bir metro sistemi var. Her semt metroya yakın. Metro, otobüs, taksi ve tren hatları tek bir kart sistemi ile entegre. Bu sadece bir teknoloji başarısı değil; bu bir zihniyet başarısı. Duraklar temiz. İstasyonlar engelli erişimine uygun. Yürüyen merdivenler, asansörler, valiz rampaları düşünülmüş. Sadece genç, sağlıklı insanlar için değil; yaşlısı, engellisi, çocuklu aileleri de kapsayan bir anlayış var. Seul'de yollarda öncelik otomobillerin değil, insanların. Yaya geçitleri, bisiklet yolları, yayalaştırılmış meydanlar sayesinde şehir nefes alıyor. Metro istasyonlarının içinde bile minyatür sanat galerileri, kitapçılar, çiçekçileri görmek mümkün. Yani ulaşım sadece bir yerden bir yere gitme değil, kentle kurulan ilişkinin bir parçası. Üstelik tüm bu sistem tek merkezden değil, geniş bir vizyonla, halkla birlikte şekillenmiş. Mobil uygulamalardan toplu taşıma ekranlarına kadar her adımda bir “kamuya saygı” hissediliyor. Bu düzene “başarılı” demek yetmez. Bu sistem bir yaşam kültürünün ürünü. Seul, sadece yol yapan değil, o yolları planlayan, entegre eden, vatandaşın yaşam kalitesini önceleyen bir kent vizyonunun adı. Yarın döneceğimiz yazıda bu vizyonun neden Antalya’da eksik olduğunu ve neler yapılabileceğini konuşacağız. Ama bugün şu soruyu sormak yeterli: Bir şehir insanına hizmet etmek için mi vardır, yoksa insan şehirde yaşamak için mi mecbur bırakılır? Seul bu soruya açık ve net bir yanıt veriyor. Ayrıca Seul'de hemen her metro istasyonunda ücretsiz, temiz ve erişilebilir umumi tuvaletler mevcut. Bu tuvaletler yalnızca nicelik açısından değil, hijyen ve bakım açısından da örnek düzeyde. Kentlilerin temel ihtiyaçlarını karşılamak için bile uzun mesafeler kat etmesi gereken şehirler düşünüldüğünde, bu basit ama insanca hizmetin değeri daha da iyi anlaşılıyor.