Antalya, hızla büyüyen bir şehir. Turizm, tarım ve ticaretin merkezlerinden biri olmasının yanı sıra, nüfus artışı, düzensiz yapılaşma ve depreme dayanıksız binalar gibi önemli sorunlarla karşı karşıya.

Bu nedenle kentsel dönüşüm, Antalya için kaçınılmaz bir ihtiyaç. Ancak bu dönüşüm sürecinde en çok tartışılan konu şu:
Bu dönüşüm gerçekten halkın yararına mı yapılıyor, yoksa daha çok yatırım ve rant projeleri mi önceliklendiriliyor?
Antalya’da yürütülen kentsel dönüşüm projeleri, büyük ölçüde belli bölgelerde lüks konut projeleri ve yatırım odaklı inşaatlarla şekilleniyor.
Peki, dünya kentlerindeki dönüşüm modelleriyle kıyaslandığında Antalya için nasıl bir yol haritası çizilmeli?
 

1. DEPREME DAYANIKLI KENTSEL DÖNÜŞÜM: TOKYO, JAPONYA


    Japonya, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri ve bu nedenle kentsel dönüşümde öncelikli hedef güvenli yapılaşma. Tokyo'da dönüşüm süreci şu şekilde yürütüldü:
    - Riskli binalar hızla tespit edilerek dönüşüm zorunlu hale getirildi.
    - Yeni binalarda deprem izolatör sistemleri ve esnek yapı teknolojileri kullanıldı.
    - Vatandaşlara afet bilinçlendirme eğitimleri verilerek, toplumsal hazırlık sağlandı.

    Antalya’da dönüşüm, öncelikle deprem riski taşıyan binalara odaklanmalı. Ancak görüyoruz ki, kentteki dönüşüm projelerinin çoğu lüks konut ve yüksek yatırım getirisi hedefleyen projeler üzerine kurulu.
    Bu süreçte deprem güvenliği gerçekten öncelik mi, yoksa rantsal projeler mi öne çıkıyor?
   

2. YAŞANABİLİR ŞEHİR MODELİ: BARCELONA, İSPANYA


    Barcelona, kentsel dönüşüm sürecinde binaları değil, yaşam kalitesini dönüştürmeyi öncelik haline getirdi.
    - Trafik yoğunluğunu azaltan yayalaştırılmış bölgeler oluşturuldu.
    - Yeşil alanlar artırılarak kişi başına düşen açık alan miktarı yükseltildi.
    - Tarihi binalar korunarak, şehir kimliği ve kültürel miras ön planda tutuldu.

    Antalya’da şu anda yürütülen projelerde bu tür bir vizyon var mı?
    Kentsel dönüşüm kapsamında yeterince yeşil alan ayrılıyor mu, yoksa yüksek katlı beton blokların arasında sosyal yaşam göz ardı mı ediliyor?
   

3. ÇEVRECİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KENT: HAMBURG, ALMANYA


    Hamburg, sıfır karbon emisyonlu bir kent modeli geliştirerek çevreci dönüşüm gerçekleştirdi.
    - Güneş panelleri ve yenilenebilir enerji sistemleriyle donatılmış yapılar inşa edildi.
    - Atık yönetimi ve yağmur suyu geri dönüşüm sistemleri zorunlu hale getirildi.
    - Şehirde ulaşım planlaması, toplu taşıma ve bisiklet yolları merkezli hale getirildi.

    Antalya’da ise dönüşüm projelerinde çevresel faktörlerin ne kadar dikkate alındığı tartışmalı.
    Yapılan projelerde enerji verimliliği, su yönetimi veya karbon salınımını azaltmaya yönelik planlar var mı?
   

4. SOSYAL ADALET TEMELLİ DÖNÜŞÜM: NEW YORK, ABD


    New York, dönüşüm sürecinde sosyal konut projelerini zorunlu hale getirerek, düşük gelirli vatandaşların şehir merkezinde yaşamaya devam etmesini sağladı.
    - Yeni konut projelerinde en az %30 oranında sosyal konut zorunlu tutuldu.
    - Dönüşüm sürecinde mahalle sakinlerinin görüşleri alındı ve doğrudan projelere dahil edildi.
    - Konut fiyatlarındaki aşırı artış engellenerek halkın şehir dışına itilmesi önlendi.

    Antalya’daki kentsel dönüşüm projelerinde sosyal konut politikası var mı?
   

5. ULAŞIM MERKEZLİ KENTSEL DÖNÜŞÜM: MEDELLÍN, KOLOMBİYA


    Medellín, kentsel dönüşümde ulaşımı merkezine aldı ve yoksul mahalleleri şehir merkezine entegre eden projeler geliştirdi.
    - Teleferik hatları ile toplu ulaşım kolaylaştırıldı.
    - Yeni konut alanları toplu taşıma sistemlerine entegre edilerek planlandı.
    - Mahallelerde sosyal merkezler, spor tesisleri ve kültürel alanlar artırıldı.

    Antalya’da kentsel dönüşüm projeleri, ulaşım entegrasyonu düşünülerek mi yapılıyor?
   

ANTALYA’DA KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN GERÇEK AMACI NE OLMALI?


Şu an Antalya’da kentsel dönüşüm sürecine baktığımızda önceliğin gerçekten halkın ihtiyaçlarına mı, yoksa belli kesimlerin yatırım kazancına mı verildiği sorusu akıllara geliyor.
Başarılı bir kentsel dönüşüm modeli halkın yaşam kalitesini yükselten, çevreyi koruyan ve sosyal dengeyi gözeten projelerle mümkündür.

- Dönüşüm projeleri depreme dayanıklı ve güvenli şehirleşmeyi öncelemeli. 
- Yeşil alanlar artırılmalı, sosyal donatı alanları projelere entegre edilmeli. 
- Çevreci ve yenilenebilir enerji sistemleri kullanılmalı, sürdürülebilirlik teşvik edilmeli. 
- Düşük gelirli vatandaşlar için sosyal konut projeleri geliştirilmeli. 
- Ulaşım planlaması akıllıca yapılmalı, toplu taşıma ile entegre edilerek trafik sorunu azaltılmalı. 

Dünya şehirlerinin başarı hikâyeleri gösteriyor ki, doğru planlama ile Antalya hem modern, hem güvenli, hem de yaşanabilir bir şehir olabilir. Ancak bunun için, kısa vadeli yatırım kazançlarından ziyade uzun vadeli halk yararını önceleyen bir kentsel dönüşüm vizyonuna ihtiyaç var.

Antalya için sorulması gereken asıl soru şu: 
Bu dönüşüm gerçekten şehrin geleceğini mi inşa ediyor, yoksa sadece birkaç kişinin kazancını mı artırıyor?