Her yıl milyonlarca lastik çöpe gidiyor. Daha doğrusu, nereye gittiği tam olarak bilinmiyor!

Türkiye’de ömrünü tamamlamış lastiklerin (ÖTL) yönetimi, 2007 yılında çıkarılan bir yönetmelikle düzenlenmiş olsa da, uygulamada ciddi sıkıntılar var. Çevreyi korumak için oluşturulan sistemin gerçekten işe yarayıp yaramadığını sorgulamak gerekiyor.
Bu işin maddi boyutuna bir bakalım: Binek araç lastikleri için 37,8 TL, kamyon lastikleri için ise 104 TL geri dönüşüm ücreti toplanıyor. Türkiye’de yılda yaklaşık 25 milyon binek lastiği ve 2,5 milyon kamyon lastiği satıldığını düşündüğümüzde, ortaya çıkan rakam 1 milyar 205 milyon TL!
Peki, bu devasa fon gerçekten geri dönüşüme harcanıyor mu?
Sahada gördüğümüz tablo pek de iç açıcı değil. Yollarda, sanayi bölgelerinde, terk edilmiş arazilerde yığınlarca atık lastik görebiliyoruz. Yasak olmasına rağmen lastikler sanayide yakılıyor, çevreye zarar veriliyor. Geri dönüşüm için bu kadar büyük bir fon toplanmasına rağmen, lastiklerin ne kadarının gerçekten geri kazandırıldığı bile tam olarak bilinmiyor.
Piroliz: Güzel Bir Fikir, Kötü Bir Uygulama
Yönetmelik, lastik geri dönüşümü için piroliz yöntemini öneriyor. Teoride bu yöntem harika: Lastikler oksijensiz ortamda yüksek sıcaklığa maruz bırakılıyor ve ortaya pirolitik yağ, karbon siyahı ve gaz çıkıyor. Yani hem atık azalıyor hem de enerji üretiliyor.
Ama pratikte işler böyle yürümüyor!
Neden?
- Türkiye’de modern ve verimli piroliz tesisleri yetersiz.
- Mevcut tesislerde çıkan ürünlerin kalitesi düşük, sanayide kullanımı sınırlı.
- Yeterli denetim olmadığı için bazı tesisler çevreye ciddi zarar veriyor.
- Piroliz tesisleri için gereken yatırım maliyetleri yüksek olduğu için bu alana yatırım yapmak cazip gelmiyor.
Kâğıt üzerinde işleyen bu sistem, gerçekte etkili bir geri dönüşüm sağlamıyor.
Soru Şu: Bu Para Nereye Gidiyor?
1,2 milyar TL gibi devasa bir fon toplanıyor ama gözle görülür bir geri dönüşüm hareketi yok.
- Lastik yığınları hâlâ her yerde.
- Kaçak yakma hâlâ devam ediyor.
- Geri dönüşüm tesisleri yetersiz ve eski teknolojiyle çalışıyor.
Öyleyse bu paranın gerçekten geri dönüşüme gittiğini kim denetliyor? Bu kadar büyük bir kaynağa rağmen neden hâlâ Türkiye’nin atık lastik sorunu çözülemiyor?
Bu işin içinde büyük bir denetimsizlik ve plansızlık olduğu ortada. Eğer bu fon gerçekten çevre için kullanılsaydı, Türkiye’nin atık lastik sorununun çoktan çözülmüş olması gerekirdi.

Ne Yapılmalı?

1 Fonun kullanımı şeffaf olmalı: 1,2 milyar TL’nin gerçekten geri dönüşüme harcandığı belgelenmeli, kamuoyu bilgilendirilmeli.
2 Denetimler artırılmalı: Kaçak lastik depolama, yasa dışı yakma ve geri dönüşüm tesislerindeki çevre kirliliği sıkı denetlenmeli.
3 Piroliz yatırımları teşvik edilmeli: Yeni ve modern piroliz tesisleri kurulmalı, çıkan ürünlerin sanayide kullanımı artırılmalı.
4 Üretici ve tüketici sorumluluğu artırılmalı: Lastik üreticileri ve kullanıcıları geri dönüşüm sürecine daha fazla dahil edilmeli.

Bu iş çevre meselesi olmanın ötesinde, şeffaflık ve kamu kaynaklarının etkin kullanımı meselesidir. Eğer ciddi bir adım atılmazsa, milyarlarca lira boşa harcanmaya ve Türkiye’nin atık lastik sorunu katlanarak büyümeye devam edecek.

Bu konuyu plastik atıkların büyüklüğünü göstermek adına küçük bir örnek olarak verdim. Eğer sadece lastik atıkları bile bu kadar büyük bir çevre sorununa dönüşüyorsa, genel atık yönetimi konusunda ne durumda olduğumuzu varın siz düşünün!