Bundan birkaç ay önceydi. Emekli Mehmet Bey ile sohbet ediyorduk. Evde huzurun kalmadığından dul kızı ve 2 torunuyla sıkıntı yaşadığını anlatıyordu.
Kızı elektrik faturasını yatırmadığından elektrikleri kesilmiş. Kızı gündelik temizlik işi yapıyormuş. Kısaca yasadığımız enflasyon baba, anne, kız ve torunları huzursuz etmiş.
Konu döndü dolaştı bana pazardan peynir yerine çökelek aldığını içine pul biber ve maydanoz katarak harmanlayıp sabahları peynir yerine yediklerini anlattı. İnanın çok etkilendim.
İnsan olarak kendimden utandım.
Konuşması sonunda gözleri dolmuş adeta ağlamaklıydı. Bu sohbet sonunda ona ‘’Mehmet Bey beni seni bu hale düşürenler utansın. Biz çalışarak paramız devletin elinde biriksin, yaşlandığımızda devlet bu parayı bizim geçinmemiz için insanca yaşamak için bize vermesi gerekirken bizi dilenci yerine soktular’’ dediğimde ağlamaklı olan adam birden gözlerini fal taşı gibi açarak, “Ben AKP’ye laf söyletmem arkadaş. Onlar dini bütün insanlardır. Bizi bu hale getiren kansız marketlerdir’’ demez mi?
Dondum kaldım…
Aradan 4 veya 5 ay geçti…
Emekli maaşları belirlendiğinin ertesi günü Mehmet Bey geçerken uğradığını söyleyerek daha hal hatır sormadan “Biliyor musun bu şerefsizler bize iki bin lira zam yapmış. Şimdi marketten geldim. Patlıcan 120 lira. Domates 80 lira. Mandalina 60 lira. Ekmek On iki lira oldu. Ev kirası 5 bin idi (Gecekonduda yaşıyor) şimdi 12 bin lira istiyor ev sahibi vicdanları batsın” diye yarım saatten fazla konuşarak dert yandı.
Bana bunları yazmamı söyledi…
Oysa zammı oy verdiği hükümet yapmıştı. Şimdi sorsam yine o partiye oy verecek…
Bu nedenle sessizce dinledim.
Zamlar açıklandığının ertesi günden sonra en az 15 emekli ile karşılaştım. Hep sitem ettiler. En az bunların 10’u iktidara oy verenlerden oluşuyordu…
İşte ülkenin yapısını, ekonomisini çıkmaza sokan bu zihniyet…
Ülkede 36 milyon emekli var. Kuyruklarda ya da bedava bir çay içmek için yer arar dururlar. Tıpkı karlı dağlarda yiyecek arayan aç kurtlar gibi.
Ülke çalışanlarının yüzde 60’ı asgari ücretlidir. Yaklaşık 7 milyonu aşkın insan açlık sınırında yaşıyor. Bu insanlar bir araya gelirlerse karşılarında dağlar bile onlara engel olamaz. Yap yeni hükümet yep yeni demokrasi yep yeni anayasa yaparlar.
Ne mümkün…
Yukarıda Mehmet efendiden verdiğim örnek gibi…
Bu insanlar bizim paramızı kaybetmişler…
Kumara mı yatırdılar, alkole mi verdiler, hovardalıkta mı kullandılar ceplerine mi indirdiler ne yaptılarsa yaptılar ve bizi bu hale getirdiler.
Kaç kişi sokaklara dökülüp hakkını arıyor…
Kaç kişi iktidara hesap soruyor…
Yaşadığımız bu rezilliğe şükür etmemiz isteniyorsa benden de çok şükür…
Beter osun…
Malatyalıların yaptığı gibi haydi Halaya…