Son yıllarda yapılan araştırmalar ve yaşanan olaylar sonucu ülkede maalesef eğitim sistemi dibe vurmuş vaziyette. Bu başıbozuk sistem aynı zamanda insan sağlığını da tehdit eder duruma gelmiştir.

İyi de ülkede eğitim sistemi neden ve nasıl bu duruma geldi. Cumhuriyet ilanı ile başlayan kalkınma 1950 yıllarına kadar sürdü. İktidara gelen Demokrat Parti Amerika’nın komünizmi önlemek bahanesiyle köylerden başlayan kalkınmaların ilk hamlesi olan Köy enstitülerini kapatmasıyla başladı.

Bu olay 1946'da Milli Eğitim Bakanı olan Reşat Şemsettin Sirer döneminde gerçekleşti. Köy Enstitülerine öğretmen yetiştiren, Yüksek Köy Enstitüsü bölümü 27 Kasım 1947'de, eğitmen kursları ise 28 Haziran 1948'de kapatılmıştır.

Günümüzde ise Fen Lisesi gibi birçok bilim insanları yetiştiren mesleği okullar kapatılarak yerine imam hatip okulları açılmış ve gittikçe eriyen eğitim son halini almıştır.

Konuyu nerden nereye bağlayacağım…

Mehmet Bey otoparkçı, şiddetli mide ağrısı ile doktora gitmesi gerek iş yerine en yakın yer olan sağlık ocağına gidiyor. Doktor ona bir ilaç yazıyor. Hasta Mehmet Bey eczaneye koşuyor mide ilacını eczacıdan isterken eczacı şaşkın bir vaziyette ‘’Bu prostat ilacı veremem. Git doktoruna söyle’’ diye ikaz ediyor. Adam hasta haliyle koştura koştura doktora gidiyor tatbiki acilde kuyruk var. Bekliyor sırası gelince durumu doktora iletiyor. Hatasını anlayan doktor bu kez ilacın ismini istiyor. Hasta koştura koştura eczaneye gidiyor. Mide ilacının ismini yazıyor ve resmini çekiyor aynı hızla doktora tekrar koşuyor. Sıra beklerken Mehmet Bey fenalaşıyor. Zar zor doktora varıyor. Durumu anlatıyor ve ilaç yazılıyor Mehmet Bey baygınlık geçirecek. Bu kez zar zor tekrar eczaneye varıyor ve ilacını alabiliyor.

Bakanımız Yusuf Tekin’in neden yeni eğitim sistemini övdüğünü anladım. İmam hatiplerin çoğalmasının önemi burada ortaya çıkıyor anlaşılan. Haydi hayırlısı….