Antalya’da, CHP Antalya İl Başkanlığı ve Atatürkçü Düşünce Derneği, bundan tam 32 yıl önce suikaste kurban giden Gazeteci Uğur Mumcu ve devrimci şehitlerin anısına, Cumhuriyet Meydanı’nda çelenk sunma ve anma töreni düzenlendi. Törene; Antalya Milletvekili Aliye Coşar, Antalya Milletvekili Cavit Arı, Konyaaltı Belediye Başkanı Cem Kotan, Döşemealtı Belediye Başkanı Menderes Dal, CHP İl Başkanı Nail Kamacı, CHP İlçe Başkanları, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Antalya Şubesi Başkanı İbrahim Daş, Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Antalya Şubesi Başkanı Sadık Acar ve pek çok vatandaş katıldı. Törende konuşma yapan CHP İl Başkanı Nail Kamacı ve ADD Antalya Şubesi Başkanı İbrahim Daş, Mumcu’nun demokrasi, adalet ve bağımsızlık mücadelesinin günümüz Türkiye’sinde hala önemli olduğunu vurguladı. Cumhuriyet Meydanı’nda geçekleştirilen bu anlamlı tören Uğur Mumcu'nun ölüm yıldönümünde, fikirlerinin ve ideallerinin hala yaşadığını ve geniş bir kitle tarafından saygıyla anıldığını bir kez daha gözler önüne serildi.

Uğur Mumcu (1)

MUMCU'NUN DÜŞÜNCELERİ VE FİKİRLERİ HAYATTA

CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, Bundan 32 yıl önce Ankara’da memleketin en cesur kalemlerinden biri olan Uğur Mumcu'yu suikaste kurban gittiğini belirterek, “Onlar sandılar ki Uğur Mumcu bir bedendir ve ölümüyle susturulabilir. Ama olmadı. 32 yıldan bu yana Uğur Mumcu'nun düşünceleri ve fikirleri hayatımıza yön vermeye devam ediyor” dedi.

Kamacı, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “O dönemlerde koyduğu teşhislerin hepsi birer birer ülkemizin önüne getirilip rejimin değiştirilmesi dahil olmak üzere yapılmaya çalışılıyor. Bunların karşısında susmadan, korkmadan Cumhuriyet Halk Partililer ve demokrasi güçleri hep birlikte meydanlarda gücümüzü ortaya koyarak Türkiye'de siyasal istifa doğru giden devletimizi tekrar Cumhuriyet temellerine getirmek en büyük görevimiz olmalıdır.”

Uğur Mumcu (6)

“UĞUR MUMCU MİLYONLARCA YÜREKTE YAŞIYOR”

Uğur Mumcu’nun, yolsuzluklardan ve yasaklardan arınmış, emeğin en yüce değer olduğu, en temel insan haklarının korunup güçlendirildiği, sosyal bir hukuk devleti anlayışına dayanan, bilimi, aklı, laikliği pusula edinen, tam bağımsız ve demokratik bir Türkiye mücadelesinde yaşadığını ifade eden Kamacı, “Mumcu, “Ben Atatürkçüyüm, ben cumhuriyetçiyim, ben laikim, ben anti-emperyalistim, ben bağımsız Türkiye'den yanayım, ben insan hakları savunucusuyum, ben terörün karşısındayım. Ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Öyleyse vurun, parçalayın, her parçamdan benim gibi birileri doğacaktır diye söylemiştir. Uğur Mumcu bugün milyonlarca yürekte ve zihinde yaşıyor” diye konuştu.

Uğur Mumcu (5)

“ATATÜRKÜN HEDEFLERİ SÜRDÜRÜLECEK”

“1980 sonrası siyasal İslam'ın başladığı dönemlerdir” diyen Kamacı, “Uğur Mumcu, dinci yozlaşmaya dikkat çekip tarikatların devlet içinde nasıl örgütlendiğini, nasıl tehlikeli bir noktaya geldiklerini tek tek kamuoyuna anlatmıştır” dedi.

Türkiye'nin siyasal islam’a doğru adımların atıldığı 24 Ocak 1980 kararlarının alındığı gün olduğunu söyleyen Kamacı, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“1950'den beri devam eden ama 1980'le beraber hızlandırılan bugünkü yolun taşlarının döşendiği dönemlerdir. O dönemlerde tabi o taşları döşeyenler bugünlere geleceklerini biliyorlardı ve adını koymuşlardı: "Ilımlı İslam Cumhuriyetleri". Teker teker Orta Doğu'da devletlerin yapısını değiştirerek ılımlı İslam cumhuriyetleri yapmaya çalışıyorlar. Ama Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti asla hedeflerinden geriye kalmayacaktır.”

“BAŞIMIZDAKİ BELA TEK ADAM REJİMİ”

Kamacı, 1980 sonrası siyaset, tarikat ve mafyanın Türkiye'nin her noktasında egemen kılınmaya çalışıldığı, devlet yönetiminin zayıflatılmaya çalışıldığı bir dönemde geçildiğini söyledi. Kamacı, “Özellikle adaletin zayıfladığı, hukuk düzeninin yok edilmeye çalışıldığı bir dönemde geçiyoruz. Başımızdaki bela tek adam rejimi. Uğur Mumcu'nun tarif ettiği, uyardığı, öngördüğü binci gericiliğe, tarikatlara, cemaatlere yaslanan, mafyaları koruyup kollayan, kendine yakın bir sermaye grubu kurarak kamunun bütün kaynaklarını onlara peşkeş çeken bir iktidarla beraberiz şu anda. Uğur Mumcu'nun da dediği gibi: "Her kim ki din sömürüsünü kullanır, bir süre yaralı olur belki ama sonunda mutlaka seçim sandığında yenilgiye uğrar. Halk affetmiyor, din sömürüsünü affetmeyecek halkımız” dedi.

Uğur Mumcu (4)

“TÜRKİYE İÇİN ŞEHİT OLDULAR”

Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı İbrahim Daş törende yaptığı konuşmada ise şu ifadelere yer verdi:

“Atatürkçülüğün ve tam bağımsızlığın ödün vermez savunucusu Prof. Dr. Muammer Aksoy, 31 Ocak 1990 günü saat 19:05'te Ankara Bahçelievler'deki evine giderken şehit edilmiştir. Prof. Dr. Muammer Aksoy'un cenaze töreninde kalabalığın en önünde fotoğrafını taşıyan kişi ise Uğur Mumcu'ydu. Hukukçu, gazeteci ve yazar Uğur Mumcu da 24 Ocak 1993'te emperyalizm tarafından şehit edildi. Türkiye'de her kesimden insan, Uğur Mumcu'nun dürüstlüğüne güven ve saygı duydu ve ölümünün ardından milyonlarca insanın yürümesine neden oldu.  

O günden bugüne toplumu şoka uğratan eylemler ise aralıksız devam etti. Cinayetler, darbe davaları, bombalı eylemler ve daha niceleri... Mustafa Fehmi Kubilay'ları, Muammer Aksoy'ları, Uğur Mumcu'ları, Bahriye Üçok'ları, Ahmet Taner Kışlalı'ları, Abdi İpekçi'leri, Gaffar Okkan'ları, Necip Hablemitoğlu'ları, Mustafa Yücel Özbilgin'leri, Hrant Dink'leri, İlhan Selçuk'ları, Albay Arif Doğan'ları ve Vural Avar'ları ve binlerce vatanseveri şehit verdik ve ne yazık ki hala vermeye devam ediyoruz. Onlar, vatanımızın bütünlüğü, milletimizin birliği için, adalet ve demokrasi için, kısacası tam bağımsız Türkiye için şehit oldular. Hepsini saygı ve minnetle anıyorum.”

Uğur Mumcu (3)

“UĞUR MUMCU'NUN DOĞRULARI BUGÜN DE HALA GEÇERLİDİR”

Uğur Mumcu Gazetecilik Vakfı, 24-31 Ocak tarihlerini Adalet ve Demokrasi Haftası ilan edildiğini söyleyen Başkan Daş, “Her yıl bir ana tema belirlenerek etkinlikler gerçekleştirilmektedir. Bu yılki ana tema "Vicdan Susturulunca, Hukuk Susturulunca, İnsanlık Susturulunca" olarak belirlenmiştir. Uğur Mumcu her zaman Türkiye'yi bekleyen tehlikelere işaret etmiştir. Uğur Mumcu'nun doğruları bugün de hala geçerlidir. Siyaset, ticaret, medya ve terör ilişkilerinin Amerikan emperyalizmi ile bağlılıklarını halkımıza anlatmış ve haklı çıkmıştır. Ancak buna rağmen milletimiz umudunu yitirmedi. Hep birliğini korudu. En önemlisi de Türkiye'yi kuran Müdafaa-i Hukuk ruhuna sahip çıkmaya devam etmektedir. Tüm ayrılıklarımızı ertelemek ve sabırla bir arada durmak zorundayız. Tüm şehit ve gazilerimize borcumuz var. Unutmayın değerli arkadaşlar, bizlerde vicdan var, hukuk var, insanlık var” sözlerine son verdi.

Muhabir: ABDULREZZAK KILIÇ