Antalya’nın 120 yıl önceki durumunu ortaya çıkaran bir çalışma gerçekleştirildi. Evren Dayar tarafından yapılan “1905 Haritalarında Antalya Kaleiçi ve Çevresi” adlı çalışma, Antalya’nın geçmişine ışık tutuyor. Mahallelerin, bölgelerin ve yapıların yer aldığı çalışmada değişimler görülebiliyor. Daha önceki çalışmaların üzerine yenisi eklenen Antalya haritalarında, 120 yıllık değişim belirgin bir biçimde seçilebiliyor. Özellikle Kaleiçi ve çevre bölgelerinde bu değişimi görmek mümkün.
HARİTADA YER ALAN BÖLGELER
Antalya'nın geçmişinde yer alan önemli mahalle ve mevkiller arasında Gazhane, Muattal değirmen mahalli, Hasbahçe, Tahrip olunan mahal, Maarif Değirmeni, Reji, Gazino, Bank-ı Osmâni, Gümrük, Hamam, Harap ebniye, Liva kalemi, Tophane, Bayrakdar Dede, Növbet mahalli, Rıhtım, Belediye reisinin hanesi, Liman dairesi, Liman Camii ve Bekleme gibi yapılar ve mekanlar bulunuyor. Ayrıca Tersane mahalli, Karantina, Mermerli Köşk, Batık, Otel Antalya, Hamam, Balık Pazarı, Mekteb-i İdadi, Paşa Camii, Saat Kulesi, Cephanelik, Kilise, Yangın mahalli, Hıdırlık, Mezbaha, Sebze bahçeleri, Kasabhane yolu ve Rum Mektebi gibi alanlar da şehrin tarihi yapılarından bazılarıı olarak biliniyor.
KALEİÇİ ÇEVRESİNDE BULUNAN ALANLAR
Kaleiçi çevresinde bulunan, Fener Caddesi, Leski Kahvesi, Zabıta karakolu, Yeni Mahalle, Yeni Kapı Caddesi, İslam Mezarlığı, Değirmenönü’ne giden şose, Kurşunlu Medrese, Kabristan, Sebze Çarşısı, Çarşı, Zincirli Han, belediye tarafından istimlâk edilerek açılmış yollar bulunuyor. Hükümet Caddesi, Hendek harici, Hükümet Konağı, Telgrafhane, Teşvikiye Mahallesi ve Debboy-ı Hümayûn ise şehrin çeşitli bölgeleri ve idari yapılarını oluşturuyor.
AÇIKLIKLAR BİR ZAMANLAR KAPIYDI
Antalya Kalesi’nin taşları devşirme taş olarak onarımlar sırasında yeniden kullanılmış ve liman rıhtımının tamiri esnasında bu taşlarda yer almıştır. Antalya’da bulunan tarihi kapılar ise harita üzerinde belirlenmiş ve özellikleri aktarılmıştır. Kapılar, Tophane Kapısı’nın bulunduğu yer açıklık, aynı şekilde Kale Kapısı da açıklık olarak gösterilmiş. Balık Pazarı ya da İmaret Kapısı hala duruyor. Hadrianus Kapısı günümüzde de yerinde yer alıyor. Kuyuönü Kapısı açıklık olarak gösterilmiştir tıpkı yeni kapı da olduğu gibi. Merdivenli İskele Kapısı, Tuz Kapı, Gümrük Kapıları harita üzerinde belirtilmiş.
1815, 1838 VE 1892 HARİTALARI 1905 İÇİN ÖNEMLİYDİ
Antalya Kalesi’nin sürekli olarak tahribe uğramasında en büyük etmen sürekli olarak yerleşmenin yaşanması ve zaman içerisinde kalede tahribatın oluşması olarak kayıtlara geçmiş. Ayakta kalan burçlar ise bütüncül bir panorama sunmaktan uzak durumda olduğu görülüyor. 1815’de surlar onarıma alınmış ve bunun için harita çıkarılmış. 1838 yılında ise Kaleiçi istihkam ve iskan haritası hazırlanmış. Limanın modern olabilmesi için 1892 yılında çalışma yapılmış ve haritalanması sağlanmış. İlk haritada kentin surları panorama sunarken ikinci haritada ise ‘Ayanlar Çağı’ görülebiliyor. Son harita ise liman hakkında bilgiler sunuyor. 1905 yılındaki haritada ise geçmişin üzerine konularak yeniden ele alınmış. 1815, 1838 ve 1892 haritalarında yer almayan bazı mahal ve mevkilere değinilmiş.
ATTALEİA’DAN ÖNCE VAR OLAN ŞEHİR KORYKOS
Attalos’un burada önceden bulunduğu düşünülen Korykos şehrini almasından sonra buraya Attaleia adı verilmiş ve şehir bu zamandan beri düzenli olarak gelişmiştir. İlerleyen süreçlerde şehir surlarla çevrelenmiştir. Roma İmparatorluğu döneminde İmparator Hadrianus’un Attaleia’yı ziyaret etmesinden ötürü onun adına onursal bir kapı yapılmıştır. Günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. ‘Hıdırlık’ olarak anılan kulede ise bir zamanlar Roma senatörü olan bir komutanın mezarı bulunuyordu. Hristiyanlığa geçişle birlikte şehirde değişimler gerçekleşmiş tapınaklar kilise formu alarak işlevlerine devam etmiştir. Arap yağlamalarından korumak adına şehre ikinci bir sur hattı inşa edilmiş. Böylece şehrin çevresinde ikinci sur hattı, hendek ve esas sur hattı ile Attaleia korunaklı hale gelmiştir.
TÜRKLERLE BİRLİKTE ADI DEĞİŞTİ
Selçukluların eline geçmesiyle Türk yerleşimine açılan Attaleia zaman içerisinde Hamidoğulları Beyliği, Karamanoğulları ve Osmanlı İmparatorluğu ile kalıcı bir Türk şehri olarak anılır hale gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti ile şehir Antalya adı ile anılmaya başlanmıştır. Zaman içerisinde Attaleia, Adalya gibi adlara da sahip olmuştur.
ANTALYA’DA HENDEKLİ SURLAR VARDI
1905 haritalarında günümüzde olmayan dış surları ile perde sur ve dış hendekten oluşan istihkâm sistemini ana hatlarıyla gösteriliyor. Liman iki parçaya ayrılıyor Gümrük Limanı ile Merdivenli İskele biçiminde, iki bölüm birleştirildiği için 1905 haritalarında buna rastlanmıyor. İnşaatında sur ve burçlardan alınan taşların kullanıldığı söylenen değirmenin bulunduğu yerde olması nedeniyle haritalarda liman ve çevresi oldukça ayrıntılı tanımlanmış durumda.
FRENKLER OTURUYORDU
Gümrük Limanı olarak bölümde Geç Orta Çağ’dan beri ticaret yapan Avrupalı Tüccarlar burada yaşadığı için ‘Frenk Mahallesi’ deniliyordu. 1905 haritalarında bu bölgenin ilk yapısı ise belediyeye ait Gazhane’dir. Antalya Gazhanesi'nin de bu dönemde yapıldığı söylemek mümkün çünkü 1892 tarihli liman haritasında da bu yapıya “gaz deposu” olarak anılmış.
DEĞİRMENİ BULUNUYORDU
Haritaya bakıldığında ‘muattal’ alanda değirmenin yer aldığı görülüyor. Sırayla ‘reji’, ‘gazino’, ‘osmanlı bankası’ ve ‘gümrük dairesi’ belirlenerek işaretlenmiş. Bu binaların kuzeyinde ise Hasbahçe mevkiinde Maarif İdaresi’ne ait ‘değirmen’ yer alıyor. Gümrük Limanı ile Tersane arasında bağlantı sağlayan kapıya ise ‘Tuz Kapısı’ deniliyor. ‘Rıhtım’ adı verilen iskele limanın orada bulunuyor. ‘Belediye reisinin hanesi’ ise limana nazır bir noktada yer alıyor. Tersane bölümünde, ‘Liman Dairesi’, ‘Liman Cami’, ‘Karantina Dairesi’ bulunuyor. ‘Tophane’ adı ile anılan alan topların bulunduğu bölge olarak anılıyor.
BİR ZAMANLAR HAMAMLI KULE’NİN İZLERİ DURUYOR
Surların dışarısına yaptırılmış olan ‘harap ebniye’nin hapishane olduğu düşünülüyor. Buraya yakın noktada bulunan bir hamamımın gösterilmiş olması tamamıyla yeni bir bilgi olarak haritaya geçmiştir. Buradaki hamamın ‘Hamamlı Kule’ olasılığı daha yüksek durumda olduğu biliniyor. 17. yüzyılda Antalya’ya gelen De Breves’nin Paşa Sarayı’na dair yazdıkları dikkate alındığında, burada bir saray yapısının olduğunu görülüyor. De Breves, Osmanlı Paşasının olasılıkla Tophane bölgesindeki ikametgâhını tanımıyor. De Breves, “Paşa’nın meskeni bir zamanlar güzel bir saraymış gibi görünüyor, hâlâ mermer sütunlarla desteklenen portico kalıntıları, çok iyi işlenmiş beyaz mermerden çeşme havuzları var” ifadesini yer vermiş. Saray mevkiinde bahsedilen iddialar karşılık olarak bu bölgede arkeolojik çalışmaların yapılması gerekiyor.
YENİ İMAR PLANI FRANSIZ’DAN
Antalya’nın fethinde yer aldığı düşünülen Bayrak Dede, ‘Baruthane Burcu’nun yakınlarında gösterilmiş. Türbesinin bu bölgede olduğu iddia ediliyor. Kaleiçi’nde 1895 yılında çıkan yangın birçok yapıya zarar verip yakmıştır. Yangından sonra gelen modern imar planı Fransız mühendis Partolli tarafından hazırlanmıştır.
HIDIRLIK KULESİNİN YANINDA MEZBAHA VARDI
Haritada, Aleaddin Cami, Balık Pazarı Kapısı, hamam, Antalya Oteli, Ambarlı Mektebi haritada görülüyor. Mermerli Köşk de önemli yer tutuyor. Karantina olarak kullanılan bir bina daha sonra hastaneye çevrilmiş. Kale Kapısı mevkiinde Paşa Camii’si bulunuyor. Tophaneyi çevreleyen hendekler haritada yer alıyor. Hıdırlık Kulesi’nin yanında mezbaha konumlanıyor. Buradan sonra ‘sebze bahçeleri’, ‘kasaphane yolu’ haritada gösteriyor. Leski Kahvehanesi, gazino, mektep ve Aya Panteleimon Kilisesi görülüyor. Haritada sırasıyla zabıta karakolundan sonra 19. yüzyılın ortalarında Kaleiçi’nde nüfusları artan Rumların kurduğu Yeni Mahalle ile Yeni Kapı Caddesi bulunuyor. 1884’te Yeni Kapı, Fenerüstü ve Rumkuş gibi mevkileri de içine alan ve üç yüzden fazla konutu barındıran mahalleye “Rağbetiye” denilmiş.
DAMLA KEŞLER MAĞARASI SÖYLENTİSİ VAR
1905 haritalarında Yeni Mahalle’den sonra gösterilen yapı ve mevkiler ise “İslam mezarlığı”, “Değirmenönü’ne giden şose” , Kurşunlu Medresesi, “kabristan” ve son olarak İmaret Kapısı’nın kuzeyindeki “sebze çarşısı”dır. Yerel kaynaklar “kabristan” adıyla tanımlanan mezarlık ile Hadrianus Kapısı arasında “Damla Keşler” adı verilen sarkıtlarla dolu bir mağara olduğundan bahsedilse de haritalarda buna dair bir iz ya da atıf yer almıyor. Zincirli Han, bir hendekten söz edilir. Telgrafhane ile deri işleme binası bulunuyordu.