Antalya, Türkiye’nin en önemli turizm yerlerinden biri. Her yıl milyonlarca turisti ağırlayan Antalya’da su krizi her gün devam ediyor. Turizm cenneti olmanın yanı sıra yeraltı su kaynakları bakımından önemli bir stratejik konuma sahip. Ancak hızla artan nüfus ve turizm sektörünün getirdiği yoğun su tüketimi, su kaynaklarını tehdit diyor. Ayrıca artan sıcaklıklar su kaynaklarında önemli kayba neden oluyor. JMO Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı, Antalya’nın su fakiri olmaya adaya bir şehir olduğuna dikkat çekti. Ayrıca var olan su kaynaklarının korunması gerektiğine vurgu yapan Başkan Karancı, var olan kaynaklara yeni su kaynakları eklenmesi gerektiğini ifade etti.
TÜM TÜRKİYE İÇİN YÜZDE 9 POTANSİYELİN SAHİP
Antalya Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Karancı, Antalya’nın su kaynağı bakımından önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirtti. Başkan Karancı, Antalya’nın su fakiri olmaya aday şehirlereler arasında yer aldığını söyleyerek, “Antalya, Devlet Su İşleri verilerine göre Türkiye’nin toplam su potansiyelinin %9’una sahip olan, yeraltı su kaynakları açısından şanslı bir bölgedir. Ancak, bu şansımızı doğru kullanamaz ve su kaynaklarımızı etkili bir şekilde yönetemezsek, su sıkıntısı yaşama riskiyle karşı karşıya kalabiliriz. Türkiye genelinde su fakiri olmaya aday bir ülkeyiz ve Antalya da bu riski taşıyan şehirlerden biri” dedi.
TURİZMDE AŞIRI TÜKETİM SU KAYNAKLARINDA KAYBA NEDEN OLUYOR
Turizmde aşrı tüketim su kaynakları üzerinde baskı yarattığına değinen Başkan Karancı, “Antalya’nın yaklaşık 2 milyon 700 bin nüfusu var ve bu nüfus hızla artıyor. Bunun yanında turizmde rekorlar bekleniyor; yılda yaklaşık 15-17 milyon turist ağırlıyoruz. Bir yerli vatandaş günde ortalama 230 litre su tüketirken, turizmde bu rakam kişi başı 600 ila 700 litreye çıkıyor. Bu durum, şehrin su kaynakları üzerinde ciddi bir stres yaratıyor. Özellikle kış aylarının kurak geçtiği, su kaynaklarımızın azaldığı dönemlerde bu baskıyı daha da fazla hissediyoruz" şeklinde ifade etti.
Ardından Karancı konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Antalya’nın içme suyunun yüzde 99’u yeraltı sularından sağlanıyor. Bu kaynaklar, kışın yağan kar ve yağmur sularıyla besleniyor. Ancak kar ve yağmur sularının azaldığı dönemlerde, yeraltı su kaynaklarımız da yeterince beslenemiyor. Kentleşme, tarım ve turizm gibi faktörlerin getirdiği artan su talebi, özellikle Elmalı ve Korkuteli gibi ilçelerde içme suyu ve sulama konusunda ciddi sıkıntılar yaşanmasına neden oluyor. Eğer bu konuda önlem almazsak ve yeni su kaynaklarını Antalya’ya kazandırmazsak, su sıkıntısı yaşayabiliriz."
PROJE YERALTI SU KAYNAKLARINI BESLEYECEK
Antalya Büyükşehir Belediyesi ile ortaklaşa hazırladıkları yağmur suyu hasadı projesinden bahseden Karancı, projenin yeraltı kaynaklarını besleme odaklı olduğunu aktardı. Karancı, “Antalya Jeoloji Mühendisleri Odası olarak, Büyükşehir Belediyesi ile birlikte yağmur suyu hasadı ya da sünger kent projesi üzerinde çalışmalar yürütüyoruz. Antalya’nın travertenlerini bir sünger gibi düşünerek, uygun peyzaj çalışmalarıyla yağmur sularını yeraltı sularına kavuşturmayı amaçlıyoruz. Bu çalışmayla, hem sel ve afetlerin önüne geçmeyi hem de yeraltı suyunu beslemeyi hedefliyoruz. Antalya’nın bu noktada gerekli adımları bir an önce atması ve sünger kent olma yolundaki çalışmalarını tamamlaması gerekiyor" dedi.
EVLERDE DE YAPILMASI LAZIM
Karancı, bireysel anlamda mahallelerinde proje kapsamında tasarruflu olması gerektiğini belirterek, “Kent ölçeğinde büyük ölçekle düşünürken, bireysel anlamda biz bunu mahallelerimizde, sitelerimizde, apartmanlarımızda da yapmamız gerekiyor. Gerekirse çatı sularını biriktirmek anlamında, gri suyu tekrar kullanmak anlamında hepimizin bu noktada gerekli tasarrufları yapması gerekiyor” ifade etti.
ANATALYA SU KAYANAKALRINADA DÜŞÜŞ VAR
Antalya’nın su kaynaklarında ciddi bir düşüş yaşandığını aktaran Karancı, “Antalya'nın Kırkgöz su kaynaklarının debisi 17 metreküp/saniyeden 5 metreküp/saniyeye kadar düşmüş durumda. Eğer su tüketimi bu şekilde devam eder ve iklim değişikliğiyle beraber kuraklık sürerse, Kırkgöz kaynakları artık yeraltı sularımızı ve sondajlarımızı beslemek için yetersiz hale gelecek. Bu durumda, mevcut kaynakları destekleyecek projelerle yeraltı suyunu beslemeli ve aynı zamanda yeni su kaynakları aramalıyız. Geçmişte projelendirilen Karacaören Barajı ya da ilerleyen yıllarda kullanılması düşünülen Oymapınar Barajı gibi projelerin de Antalya’ya kazandırılması gerekiyor. Bu konuda altyapı çalışmalarının hızlanması ve tamamlanması büyük önem taşıyor” şekline konuştu.
SU KAYNAKALARINI KAYBEDEBİLİRİZ
Arından su kaynaklarının korunmasının yanı sıra mevcutta bulunan kaynakların üstüne yeni kaynaklar eklenmesi gerektiğini yineleyen Karancı, hızla tüketilen kaynaklarda ilerleyen süreçte sorunlar yaşanabileceğine vurgu yaparak, “Mevcut kaynakları destekleyecek, su tasarrufları, kayıp kaçakların azaltılması, Sünger Kent projesi gibi yeni projelerle yeraltı suyunu beslemeliyiz. Aynı zamanda da başka kaynaklar, bulunması lazım Antalya için geçmişte projelendirilen Karacaören Barajı ya da daha ilerleyen yıllarda kullanılması düşünülen Oymapınar Barajı gibi barajların projelendirilmesi ve arıtma sistemleriyle, ileri teknoloji arıtma sistemleriyle içme suyu amaçlı bu şehre kazandırılması gerekiyor. Bununla ilgili altyapı çalışmalarının da hızlanması tamamlanması gerekiyor. Yeraltı suları stratejik öneme sahip sulardır. Dolayısıyla korunması gereken mevzuat anlamında da korunması gereken sularımız yeraltı sularıdır. Ama barajlardaki suları şu anda kullanmıyoruz. Yeraltı suyunu hızlı bir şekilde tüketiyoruz. Bu durum karşısında ilerleyen dönemlerde yeraltı suyu ile ilgili çok ciddi sıkıntılar yaşayacağımız anlamına gelir. O zaman ne yapmalıyız? Yüzeydeki kaynaklarımızı alternatif olarak bir an önce Antalya’ya kazandırmalı, yeraltı su kaynaklarını da korumalı ve onları güçlendirmeliyiz” diye ifade etti.
“SU SİYASETTEN ÜSTÜNDÜR”
Son olarak su kaynakları korunması konusunda Antalya’nın diğer meslek odaları tekili kurumlara seslene Karancı, suyun siyasetten üstün olduğunun altını çizerek, “Su kaynakları siyaset üstüdür. Meslek odalarının, belediyelerin, üniversitelerin, Devlet Su İşleri gibi yetkili kurumların bir araya gelerek aynı masa etrafında toplanmaları ve suyla ilgili gerekli önlemleri almaları gerekiyor. Bu konu, ülkemiz için stratejik öneme sahip. Dolayısıyla Türkiye’nin su potansiyelinin %9’una sahip olan Antalya’daki suyun doğru yönetilmesi için tüm kurumların, kuruluşların ve uzman kişilerin ortak akılla hareket etmesi ve birlikte çalışması gerekiyor” dedi.
