Bugün Bahriye Üçok’a yapılan suikastı yazmak istedim.  Laikliği savunan ve Atatürkçü olmalarıyla bilinen Turan Dursun, Çetin Emeç, Muammer Aksoy ve Bahriye Üçok faili meçhul cinayetlere kurban gitti. Türkiye’nin karanlığa mahkum edildiği 90’lı yılların başında katledilen Bahriye Üçok, İslam dinini çağdaş, gerçekçi ve hoşögürüyle yorumlaması radikal dinci grupları rahatsız etti. Bu nedenle tehditler aldı ve kendini güvende hissetmediği için 1960’lı yıllardan sonra akademik çalışmalarına ara vermek zorunda kaldı. 1919 yılında Trabzon’da dünyaya geldi. Bahriye Üçok aslen Gümüşhaneliydi. İlk ve ortaokulu Ordu’da okudu. İstanbul Kandilli Kız Lisesi’nden mezun oldu. Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Ortaçağ Türk-İslam Tarihi bölümünde tamamladı. Aynı zamanda Devlet Konservatuvarı Opera bölümünü bitirdi. Eğitiminin ardından 11 yıl boyunca Samsun ve Ankara’da lise öğretmenliği yaptı. 1953 yılında akademik hayata başladı. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğretim üyesi olan Bahriye Üçok, Türkiye’nin ilk kadın öğretim üyesi oldu. 1957 yılında doktor, 1964 yılında ise ‘İslam Devletlerinde Kadın Hükümdarlar’ adlı çalışmasıyla doçent oldu. Arapça ve Farsça’yı iyi derecede bilen Bahriye Üçok, Kur’an-ı Kerim’e bağlı kalarak İslam dinini çağdaş, gerçekçi ve dinin özünde bulunan hoşgörüyle yorumladı. Bahriye Üçok, 1971 yılında Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından senatör seçildi ve 5 yıl boyunca Cumhuriyet Senatosu divan üyeliği yaptı. Siyasi tercihini Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) yana kullandı ve 1977 yılında partiye katıldı. 12 Eylül Asker Darbesi’nin ardından Halkçı Parti’nin (HP) kurucu üyesi olan Bahriye Üçok, 1983 seçimlerinde HP’den Ordu milletvekili olarak TBMM’ye girdi. 1986’dan itibaren Sosyaldemokrat Halkçı Parti’ye (SHP) üye oldu. Kasım 1988’de televizyonda yapılan bir açık oturumda, ‘İslam’da örtünmenin ve oruç tutmanın zorunlu olmadığı’ iddialarına dayanan açıklamalarından sonra üzerine İslamcı kesimin eleştirilerine maruz kaldı ve isimsiz tehditler almaya başladı.

NASIL ÖLDÜRÜLDÜ?

6 Ekim 1990 tarihinde Ankara’nın Çankaya ilçesindeki Köroğlu Caddesi’nde bulunan evine, Ekspres Kargo tarafından ulaştırılan ve gönderici olarak İlmi Araştırmalar Vakfı’nın göründüğü kitap paketini saat 16.30’da aldı. Bomba olabileceği şüphesiyle paketi kapısının önünde açmaya çalışırken, paketin içine yerleştirilmiş olan bomba patladı. Ağır yaralı olarak Hacettepe Tıp Fakültesi Acil Servisi’ne kaldırılan Bahriye Üçok, saat 20.00 sularında 71 yaşında hayatını kaybetti. Cenazesi 9 Ekim 1990 günü Maltepe Camii’nden kaldırıldı ve Karşıyaka Mezarlığı’na defnedildi. Adı, Türkiye’de birçok kent merkezinde birçok sokağa, caddeye, okula verildi. Bahriye Üçok cinayetini, ‘İslami Hareket’ adlı örgüt üstlendi. Bombalı paketi kabul eden ‘kargocu kız’ olarak da tanınan Gülay Calap, uzun süre ortadan kayboldu. 16 Ocak 1994 tarihinde İzmir’de PKK’nın yan kuruluşu olarak sayılan Devrimci Halk Partisi’nin İzmir sorumlusu olarak gözaltına alındı. SHP Parti Meclisi üyesi olan Bahriye Üçok, katledildiği sırada SHP için bir laiklik raporu hazırlıyordu. Katıldığı toplantılarda sık sık laiklik, kadın hakları ve irtica tehlikesi üzerinde durdu ve ‘laikliğin savunucusu ilahiyatçı’ olarak tanındı. Fransızca, Arapça ve Farsça bilen Bahriye Üçok, ‘İslam’dan Dönenler’, ‘Yalancı Peygamberler’ ve ‘İslam Devletlerinde Kadın Hükümdarlar’ adlı üç kitap yayımladı. Bahriye Üçok, Prof. Dr. Coşkun Üçok ile evliydi ve ‘Kumru’ (d.1954) adında bir kızı vardı.