Dolar 27,0166
Euro 28,8227
Altın 1.671,54
BİST 7.676,03
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Antalya 32°C
Açık
Antalya
32°C
Açık
Cum 35°C
Cts 33°C
Paz 31°C
Pts 31°C

DEĞİŞİM AMA NASIL DEĞİŞİM?

31/07/2023 10:01
605
A+
A-

Genel seçimlerin kaybedilmesiyle beraber, CHP’de birçok tartışma yaşanıyor. Gizli zoom toplantıları, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğunu bırakmak istememesi ve genel olarak yılgın bir seçmen. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen ardından başlayan değişim tartışmasının merkezinde ‘baba ve oğul’ olarak karikatürize edilen Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu üzerinde duruluyor.

Üzerinde durulan bu tartışma sürecinde nefret objesi haline gelen Kılıçdaroğlu, özellikle seçimlerden sonra takındığı karakter ile hem muhalefetin enerjisi hem de süreç içerisinde sadece sandık siyasetine hapsedilen halkında siyaset yapma enerjisi bırakmadı. Hal böyleyken hem CHP seçmeninde hem de genel olarak muhalefetin lokomotifi konumunda olan CHP’de değişim talepleri yükseliyor.

Özellikle İmamoğlu ve şürekası bu değişimin bayrak taşıyanı. Peki ama nasıl bir değişim talep edilmeli? İdeolojisi kalmamış, merkez sağa kayan bir CHP’nin devamı niteliğinde olan İmamoğlu ve değişim talepleri ne kadar gerçekçi? Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanından ayrılmayan ekibi bu seferde İmamoğlu’nun etrafında ‘yaşasın yeni kral ’ söylemiyle ön plana çıkıyor. Peki bu değişimde bir farklılık var mı? Bence yok. Bunun nedeni çok açık; 2011’den bu yana CHP’nin sağa açılım sürecinde Menderes, Türkeş, Özal ve Erbakan anmalarının devamı niteliğinde bir değişim olduğu için Kılıçdaroğlu’nun ekibi bir anda İmamoğlu’nun yanında bitiyorlar. CHP’nin ideolojisiz, savrulan ve merkeze konumlandırma çabasının devamı niteliğinde olan bir değişim gerçekten bir değişim mi? Tabi ki hayır. CHP sosyal demokrasiden uzaklaşan, devletin her türlü kademesinde tarikatlara bırakan,  ağzına laiklik kelimesinin alınmasından imtina edecek bir değişim ne CHP’ye nede Türkiye siyasetine yarar. Esas olan ise sosyal demokrat değerlere sahip çıkan, laikliği temel ilke alan ve tarikatlar ile arasına mesafe koyan bir parti haline gelmesi gerekmez mi?

CHP özellikle gezi direnişleri sonrası, iktidarın her hamlesinin arkasında hizalanan bir muhalefet çizgisine girdi. En son hangi CHP’li bir il başkanı, milletvekili ya da siyasetçiyi, işçi grevinde, çevre eyleminde, temel hak mücadelesinde, öğrenci mücadelesinde görüldü? Bunlarla ilgilenen eski milletvekili Ali Şeker bile vekillik sıralamasında düşürüldü ve bir mücadele örneği kalmadı. Sosyal demokrat olduğunu iddia eden şu anki yönetim, patron sendikasının kurulmasını destekleyen bir hal aldı. Sol sendikalar ile dirsek teması kurmaktan uzaklaştı. Şimdi sorguluyor büyük büyük liberal uzmanlar, Karadeniz’de ve İç Anadolu’da oy oranı değişmiyor diye. 70’lerde dağa taşa Karaoğlan yazarak şuan Ak Parti’nin kalesi olan bölgeleri alan bütün emekçi ve yoksul mahallelerde olan parti CHP’ydi. O CHP’nin bu CHP ile alakası yoktu. Bu CHP meclis siyasetine teslim, seçmeninden sadece oy istemekten öteye geçmeyen bir hal aldı. CHP’nin asli siyaset kimliğini taşıyacak İlhan Cihaner gibi isim varken, sadece Kemal Kılıçdaroğlu’nun değişmesi ve yerine aynı kadrolar ile Ekrem İmamoğlu’nun gelmesi hiçbir şeyi değiştirmez.

 Ehveni şer halinde sağın alternatifi sağ olmaya devam eder.

Reklam
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.