Geçtiğimiz günlerde Ukrayna ile devam eden savaş nedeniyle seferberlik ilan edildi. Aslanım Ruslar bunu duyar duymaz soluğu Türkiye’de almaya başladı. Yani askere gitmemek için tüyüyorlar. İşte bunu görünce de aklıma daha önce okuduğum bir hikaye geldi. Sizlerle bu hikayeyi paylaşmak istedim. Çanakkale savaşının gerçekleştiği yıllar. Yer Edremit. Demirci dükkanıyla demir işleriyle uğraşan bir Halil Onbaşı oğlunu Çanakkale’ye cepheye göndermiş. O sabah evinden çıkarken “Hanımına bizim oğlan Çanakkale’ye gitmeden önce kuru fasulyeyi çok severdi sende çok güzel yapıyorsun. Bugün benimde canım kuru fasulye istedi” der.

Halil Onbaşı dükkanında işleriyle uğraşırken askerler dükkana girerler ve

 Halil onbaşı hanımıyla helalleşmeden dükkanını yan komşuya emanet etti ve Çanakkale’ye gitti. Hanımı kuru fasulyeyi pişirdi akşam oldu Halil onbaşı gelmedi sonra haber gönderdiler eşin Çanakkale’ye gitti diye. Ertesi gün tekrar kuru fasulye pişirdi. Ertesi gün tekrar kuru ertesi gün tekrar günler günleri kovaladı. Hanımı her gün kuru fasulye pişirdi. Aradan aylar geçti. Oğlu cepheden döndü ama Halil Onbaşı dönemedi. Belli ki, şehit düşmüştü.

Aradan yıllar geçti. Oğlu evlenmiş onun da çocuğu olmuş adını da Halil koymuştu. O torun Halil anlatıyor diyor ki “Babaannem her gün kuru fasulye pişirmeye devam etti ve yaşı 90’ı geçmiş Bir gün bizi yanına çağırdı:

Ben şimdi Allaha gidiyorum ben bugüne kadar nikahıma hiç ihanet etmedim babanızın dedenizin son isteği kuru fasulyeydi belki siz bazen anlamsız buldunuz ama ben her gün kuru fasulye pişirdim ve her gün gözlerim kapıda gözlerim pencerelerde Halil’i bekledim Her gün 1 tabak, 1 kaşık fazla koydum sofraya belki Halil gelir diye. Siz bazen anlam veremediniz belki ama eşimin benden son isteğiydi şimdi ben gidiyorum ama siz benden sonra gelinlere söyleyin. Bu evde kuru fasulye pişmeye devam etsin Annelik hakkım dedi sizi vasiyetim hakkımı helal etmem. Gücünüz mis betinde her gün kuru fasulye pişirin.

İşte böyle Halil Onbaşı ile eşinin hikayesi. Daha bunun gibi ne hikayeler. Bir yandan eşi ile bile vedalaşmadan şehit olmaya koşan Halil Onbaşı, diğer tarafta askere alınmamak için soluğu Antalya’da alan İvankov…Diğer yandan yıllardır savaştan kaçan ve ülkelerine sadece tatile giden Suriyeliler. Ne demişler, “ASALET SONRADAN OLMAZ, SOYDAN GELİR”…

Hoşçakalın…