Şehir efsaneleri diye bir deyim çıktı son günlerde…

Bir olay olmamışsa ve kulaktan kulağa yayılmışsa buna şehir efsaneleri denmeye başlandı.

Aslında bunun karşılığı eskiden fısıltı gazetesidir…

Daha Türkçesi, “Aşağı mahallede söylediğim yalana yukarı mahallede ben de inanırım” dır.

Ancak şimdi bahsedeceğim olay ne yalan ile alakalı, ne de başka bir şey.

İnşallah şehir efsanesidir de canım yer elden gitmez.

Bahsettiğim yer semte de adını veren, Narenciye Araştırma Enstitüsü’nün bulunduğu alandır.

Narenciye, portakalların en güzelinin yetiştiği, 1970 yıllarda ekimi yapılan ve piyasada tutulan Pikan Cevizi’nin bolca yetiştirildiği yerdir.

Dahası var…

Narenciye’den Antalyalılar ve Antalya’ya gelenler, reçelden tutun da meyve usaresine kadar ürünleri alırdı. Bu ürünleri alan Antalyalılar evlerinde, dışarıdan gelenler de memleketlerinde tüketirlerdi.

Narenciye’nin ülkelerarası diplomaside de yeri olmuştur.

Zamanın Manoca Prensi Rainer’in eşi ünlü film yıldızı Grace Kell de, Antalya’yı ziyaretinde Narenciye gezdirilmiş, burada üretilen meyveler sunularak ağırlanmıştı.

Hadi bunlar geçmişte yaşandı. Şimdi ise ne oluyor.

CHP Milletvekili Cavit Arı bir mail geçerek bura ile ilginç iddialar ortaya atmıştır.

Arı, “Antalya’nın can damarı oksijen deposu olan narenciye bölgesine ismini veren narenciye arazisi sessiz sedasız devir mi yapıldı? Antalya Muratpaşa Demircikara Mahallesi’ndeki tarihi Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü arazisi Hamidiye isimli bir vakfa tahsis edildiği iddia edilmektedir” şeklindeki ilginç açıklamasıyla Antalya’nın kalbine bir hançer daha batırıldığını resmen bildirmektedir.

Gerçekten de Antalya için vurulan bir hançerden başka bir şey değildir bu olay.

Antalya’ya uçakla ve gündüz gelenler kenti tepeden görürler.

Yeşil alanlar parmakla sayılacak kadar azdır.

Topçular’da bulunan Askeri alan, Büyükşehir Belediyesi’nin hemen yanında bulunan Andızlı Mezarlığı, Yukarıda bahsedilen Narenciye, Büyükşehir Belediyesi Eski binasının hemen yanında bulunan Karaalioğlu Parkı ve otogarın yanında bulunan Vakıf Arazisi.

Antalya elden gidiyor.

Sayılan bu yeşilliklerin dışında Düzlerçamı, Duacı Köyü ve Masa Dağı’ndaki ormanlık alanlar yavaş yavaş gidiyor zaten.

Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış.

Ama Antalya eskiden diğer kentlerde bulunan otellere verilen “Yeşil Antalya” diye biliniyordu.

Şimdi ise Antalya’nın yeşilliği kalmamak üzere…