Daha bir iki gün önce bahsetmiştim trafik kuralları konusunda.
Bu eğitimin yeri hiçbir zaman okullar, ya da kurslar olmaması lazım bence.
Ama aileden bir şey gelmeyince ve binlerce kişi trafik kazalarına kurban giderken bir aymazlık varsa, bunun suçluluğunu hemen devlete yüklememek gerekir.
Devletin yapması gereken sadece ve sadece görevi olan şeyleri yapıp halka sunmaktır.
Ne mu bunlar?
Çok basit.
Birincisi bisiklet yolları.
Bisiklet yolları olmadığı için bisikletlilerin hemen hemen tamamı yaya kaldırımlardan gitmektedir.
Bırakın bisikletlileri, patenliler, motosikletliler hep yaya kaldırımını kullanmaktadır.
Hatta bu araçları bırakınız bir kenara, çoğu yerde yaya kaldırımlarına araçlar park etmektedir kentimizde.
Daha durum, engelliler haftası geldiğinde bas bas bağırır yetkililerimiz. Engellilere gerekli yardımın yapılacağını, kolaylığın sağlanacağını söylemlerinde hep geçirirler.
Ya bu engellilerin yaya kaldırımlarında nasıl yürüdüklerini, karşıdan karşıya nasıl geçtiklerini bilirler mi?
Sanmıyorum.
Hepimiz birer engelli adayıyız unutmayın sakın ha!
Tekerlekli sandalyeliler kesinlikle yolun bir tarafından öbür tarafına geçemezler. Çünkü onların inip çıkacakları yerlerde mutlaka park etmiş bir araç vardır.
Yani,
Bir vurdumduymazlıktır gidiyor.
Yayalar yollarda, araçlar veya benzerleri kaldırımlarda.
Biz hala Kur-an kurslarında, yaz okullarında istediğimiz kadar eğitim verelim.
O kurslara gidecek kadar büyüdülerse bırakın bunu öğrenmemenin ayıbını onlar yaşamasın.
Aileleri yaşasın.
Ana dili diye bağırıp bir şeyler isterken, aileden öğrenmesi gerekenleri öğretelim yeter.