“Yenge yenge Kezban Yenge

Muhtar mı oldun Kezban Yenge”

Burdur Dirmil yöresine ait bu türkü 1952 yılında Salih Turhan tarafından derlenmiştir.

Sevilen ve beğeni ile dinlenen türkünün içinde geçen “kadın muhtar” temasını ön planda tutarak muhtarlık tarihi, kadınların muhtar adaylığı ve seçimlerde cinsiyet dağılımı konularını irdelemek istiyorum.

Kavramların sözlük tanımlarına bakalım:

Bir şehrin, kasabanın, büyükçe bir köyün bölündüğü parçalardan her birine “mahalle” ismi verilmektedir. Köy ve mahallenin yasalarla belirtilmiş işlerini yürütmek için o köy veya mahallede oturanların seçtikleri kimseye de “muhtar” denildiği Türk Dil Kurumu sözlüğünde yer almaktadır.

Tarih sayfalarında muhtarlık yönetimi ile ilgili kayıtların 2. Mahmud dönemine rastladığı belirtilmektedir. 1829’da Üsküdar, Eyüp ve Galata Kadılıklarına bağlı muhtarlık teşkilatları kurulmuş ancak muhtarlar seçimle değil atama yolu ile göreve getirilmişlerdir.

Murat Bardakçı’ya göre, arşivlerimizde seçim tarihimiz hakkında bulunan en eski kayıt 1833’te Kastamonu Taşköprü İlçesinde yapılan muhtarlık seçimi ile ilgili olup en eski belge de Bolu’da yine 1830’daki muhtarlık seçimine ait belgedir.

Bize özgü bir yönetim modeli olarak ortaya çıkan muhtarlık tarihsel süreçte gelişimini sürdürmüştür. Erkeklerin yönetimi tekelinde bulundurduğu zamanların dışında, kadın yöneticiler tarih sahnesinde sınırlı da olsa yerlerini almışlardır.

Kadınlar Cumhuriyet döneminde 3 Nisan 1930’da kabul edilen Belediye Kanunu ile belediye seçimlerinde oy kullanma ve belediye meclislerine seçilme hakkı elde etmiştir.

26 Ekim 1933’te Köy Kanununda yapılan bir değişiklik ile kadınlar, muhtar ve muhtar meclisi seçimlerinde oy kullanma ve seçilme hakkını kazandılar.

Yaşamın her alanında kadın erkek eşitliğini savunan Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte kadın hakları konusunda çok hızlı bir gelişme olmuştur. Kurtuluş Savaşı süresince erkekler ile cephede ve cephe gerisinde mücadele veren Türk kadını, savaşın sonunda genç Türkiye Cumhuriyet’inin yönetiminde yer alarak ülkesi için siyasal katkılar da vermeye başlamıştır.

5 Aralık 1934 yılında genel idare konusunda Türk kadını artık milletvekili seçme ve seçilme hakkına kavuşmuştur. Elde edilen bu haklar ile dünyada birçok ülkeye örnek olunmuştur.

Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu’ndan aldığım sayıya göre Türkiye’de 50292 muhtarlık bulunmaktadır. Muhtarlar arasındaki cinsiyet dağılımı arasında korkunç bir uçurum vardır.

2014 yerel seçimlerinden sonra 623 mahalle, 51 köy olmak üzere 674 kadın muhtar görev yapmaktadır.

Bitlis, Hakkâri, Iğdır, Muş, Batman, Şırnak ve Sinop da kadın muhtar yoktur.

Antalya’da 7 kadın muhtar olduğu bilgisi mevcuttur. Bunlardan üçü Muratpaşa ilçe mahallelerinde muhtarlık yapmaktadır.

Şimdi gelelim, tarih sahnesinde ilk kadın muhtarlara. Bir konuda ilk olmanın, öncü olmanın zorluklarını anlatmaya gerek yok sanırım. Sizden önce tecrübe eden birileri yoksa, karanlıkta el yordamı ile hareket ederek aydınlattığınız kendi ışığınız ile yolunuzu bulacaksınız.

Gül Esin Aydın (Gülkız Ürbül Hanım), Meliha Manço, Satı Kadın (Satı Çırpan), Ümmü Türe, Kahle Hanım (Kahle Ercan), Oflu Hatice Büyükakyüz…

Bu isimlerin ortak özellikleri: “İlk kadın muhtarlar” diye yaptığım araştırmada karşımıza çıkan kişiler. Kimisi hakkında detaylı inceleme yapılmış, hayat hikâyeleri kayıt altına alınmış, fotoğraflarına ulaşılmış. Ancak ulaşılan bilgilerin yeterli olmadığı ortadadır. Kimi hikayelerde, muhtarlarrın yakın çevrelerinin anlattıkları ile tarihe not düşülmeye çalışılmış.

Kadın muhtarların hepsi şahsına münhasır ve hemcinsleri arasında öncü kişiliklerdir. Tarihimizde kadın muhtarlar olarak adını yazdıran kadınlar ile tanışmaya ve hasbihal etmeye başlayalım ki bugün 50 binden fazla olan muhtarlık seçimlerinde onları açtığı yolda daha çok kadın yürüsün.

Kahle Hanım (Kahle Ercan) 1915-1917 yılları arasında Mardin Midyat Mercimekli Köyü’nde muhtarlık yapmıştır. Tarihsel olarak bakıldığında ülkemizin ilk kadın muhtarıdır.

Ümmü Türe, 1966 doğumludur. 1928 yılında İzmir Ödemiş Emirli Köyü’nde yapılan muhtarlık yapmıştır. Kayıtlarda 1938 yılına kadar on yıl süre ile görev yaptığı tespit edilmiştir.

Ümmü Türe 1929 yılında Atatürk ile buluşmuştur. “Onu gördükten sonra hayatım başkalaşıverdi. Kadın haklarının ne olduğunu, özgürlüğün ne olduğunu ben Atatürk ile tanıştıktan sonra anladım. Atatürk’ün karşısına çarşafla çıkmıştım. Atatürk, bana bunlardan kurtulup, bu umacı kıyafeti üzerinizden atın. Türk kadını artık kafes arkasında kalmayacaktır, derken, bu gün bile Atatürk gözlerimin önünden gitmiyor” diye Atatürk ile ilgili anısını paylaşmıştır.

Oflu Hatice Büyükakyüz, 1931-1935 yıllarında Yukarı Hastikoz  Köyü’nde muhtarlık yapmıştır. 42 yaşında seçilen Hatice Büyükakyüz okuma yazma bilmektedir. Bu özelliği ile erkeklerin önüne geçmiş ve başarılı bir şekilde muhtarlık yapmıştır.

Meliha Manço, 1932-1934 yılları arasında Yalova’da bizzat Atatürk’ün isteği ile atama yolu ile muhtar olarak görev yapmıştır. Yalova Çiftlikköy’e bağlı Gacık Köyü’nde 22 yaşında iken muhtar olmuştur.

Meliha Manço’nun muhtar olduğuna dair resimleri olmasına rağmen resmi kayıtlarda geçmemesi onun ilk kadın muhtar ünvanını tartışma konusu yapmıştır. Hemşehrileri kampanyalar düzenlemiş ancak bu konu pek ileri götürülememiştir.

Gül Esin Aydın (Gülkız Ürbül Hanım) resmi kayıtlara göre ilk kadın muhtar olarak tarihte kayıtlara işlenmiştir.

Gül Esin, 32 yaşında Aydın Demircidere Köyü (Çine) muhtar olarak 1933 yılında yapılan resmi seçimler sonucu muhtar olarak seçilmiş ve mazbatasını almıştır. Kadınların muhtar olması yolunda yapılan kanun değişikliği akabinde Aydınlılar resmi seçimleri yapan ve muhtarını seçen ilk il olmuştur.

Gül Esin, okuma yazma bilme farkı ile girdiği seçimlerde diğer erkek rakiplerinin önüne geçmiştir.

Atatürk tarafından ödüllendirilmiş olan Gül Esin, ilk eşini ve beş erkek kardeşini Birinci Dünya Savası ve Kurtuluş Savaşında kaybetmiştir.

Muhtar seçilmesi ile birlikte yaşadığı köyün sosyal, ekonomik, fiziki sorunlarının çözülmesi için aktif çalışmıştır. Gençler arasına kumarı yasakladığı, belli bir yaşın altındaki gençlerin kahvelere girmemesi için çaba verdiği avcılık binicilik ve diğer spor dallarında faaliyet göstermek üzere bir gençlik derneği kurduğu bilgileri mevcuttur.

Gül Esin anlatıyor: “Muhtarlık için aday olduğumda, bana kimse karşı çıkmadı. Muhtarlığa, o zamanki nahiye müdürümüzün isteği ile girmiştim. İlk kadın muhtar seçildiğimde de herkes bana yardımcı oldu. Muhtarlığım sırasında köydeki kız kaçırma olaylarının önlenmesinde büyük çaba harcadım. Köye yol, köprü ve köy konağı yaptırdım.”

Satı Kadın (Satı Çırpan) 1890 yılında Ankara Kazan’da doğdu. Babasından sonra köy muhtarlığı yapmıştır. Muhtarlık mührü babasından miras kalmıştır. 1935 yılı seçimlerinde Atatürk’ün isteği ile milletvekili olarak meclise girmiştir. Milletvekili seçildiğinde Kazan Köyü muhtarıydı.

Cumhuriyetin ilk yılları ve ondan öncesinde ülke nüfusunun çoğunluğunun köy ve kasabalarda yaşamakta olduğu düşünüldüğünde muhtarlık yönetiminin ne kadar önemli olduğu fark edilecektir. İlk kadın muhtarların işlerinin yoğun ve meşakkatli olduğunu söylemekte yerinde olacaktır.

Kadın muhtarlar ile ilgili tarihin tozlu sayfalarının aralanması ve yeterli bilgi, belge ve fotoğraf çalışması yapılması hayatlarının romanlaştırılması, filmlere konu edilmesi için yetkililerin kendisine görev çıkarması gerekir, diye düşünüyorum.

Bahse konu altı kadın muhtar arasında ilk kadın muhtar ünvanı için tartışma devam ededursun muhtarlık dâhil yönetim kademelerinin hepsinde kadınların üstün başarı ile görevlerini yaptıkları tartışılmaz bir gerçektir.

Ve bir kez daha aynı nakarat:

“Yenge yenge Kezban Yenge

Vekil mi oldun Kezban Yenge”