Taşhan (Rüstem Paşa Bedesteni) çok görkemli ve çok büyük bir yapı olup 1561 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı ve sadrazamı olan Rüstem Paşa tarafından yaptırılmış güzel bir kervansaraydır.
İki katlı kervansarayın iki giriş kapısı var. Ben önce geldiğim caddeye açılan kapıdan girdim. Kapıdan girince avlu durumunda büyükçe bir bahçe var. Bahçenin ortasında havuz ve çeşme var. Avlunun etrafında ise çok sayıda dükkâna dönüştürülmüş eski kervansaray odaları var.
Yapı kervansaray iken büyük bir olasılıkla kervancıların kaldığı odalar ayrı ayrı dükkanlar haline getirilerek Kervansaray bedesten haline getirilmiş. Handa değişik işlevli dükkanlar olsa da çoğunlukla Oltu Taşından yapılmış süs eşya ve takıları ile sarraf dükkanları var.
Burada Oltu taşından yapılmış hediyelik bir şeyler almıştım. Ama kredi kartım otelde kalmış olduğundan “Sonra gelip alayım” dedim; adam “Hayır al git, sonra gelince kartı çektirirsin” dedi. Bu güven duygusu beni çok duygulandırdı.
Lala Paşa Camii, 1562 yılında Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılan cami, Menderes Caddesi ile Cumhuriyet Caddesinin kesişme noktasına yakın bir yerde bulunuyor. Cami Mimar Sinan’ın eseri olup dört yönde kapısı var ve merkez kubbesi büyüktür. Başlangıçta bir külliye olarak yapılmışsa da Erzurum’un işgal edildiği yıllarda Ermeni ve Rus işgalcilerin yıkımına uğramış olup bugün cami ve hamamı kalmıştır.
Yakutiye Medresesi, 1310 tarihinde İlhanlı hükümdarı Gazan Han ve eşi Bolugan Hatun adına Gazanlı Cemalettin Hoca Yakut tarafından yaptırılmış. Lala Paşa camisinden çıkınca hemen yanında bulunan bu medreseye girdim. Anadolu’daki kapalı avlulu medreselerin son örneklerinden olan yapı Selçuklu Mimarlığının özelliklerini taşımaktadır. Tek katlı yapı esaslı bir bakım onarım geçirdikten sonra 1994 yılında Türk-İslam Eserleri ve Etnografya müzesi haline getirilmiş.
Burada vakit öğleye gelince otele geri dönüşe geçtim. Yakutiye Mesleki Teknik Anadolu Lisesinin caddeye bakan tarafındaki yüksek duvarlarda kabartma sanatıyla, savunma savaşı sahnelerinin canlandırılmış olduğunu gördüm.
Biraz daha yürüyünce tekrar Taşhan’a geldim. Sabah hediyelik Oltu taşı aldığım esnafa borcumu ödeyip resimler çektikten sonra otele dönüyordum bu kez tarihi bir cami daha çıktı karşıma.
Derviş ağa cami ve türbesi 1129 tarihini taşıyordu. Bu kadar eski bir eseri çiğneyip geçemezdim. Fakat tarih miladi tarih değilmiş. Cami aslında miladi 1718 yılında yapılmış. Hızlıca gezip fotoğraflarını çekerek yoluma devam ettim.
Otele varınca resepsiyondan sırt çantamı alıp Karayazı minibüslerinin yazıhanesine gittim. Erzurum duygularımı depreştirdi. 18 yaş ile 79 yaş arasında hüzün tadında gel-gitler yarattı.
Duygularda yaşanır
Akıldan çok
Anadolu’da hayat!
Yaşamın faturası
Türkülerle duygulara kesilir
Anadolu’da heyhat!
Türküler bağlamada
Acıyı, ayrılığı
Davulda öfkeyi, efelenmeyi
Kavalda ağıtı, sabrı
Coşkulu ve doğal
Makul ve kabul edilebilir
Bir ortama getirir.
Türküler dayanılmazı dayanılıra
Hüznü, nostaljik bir tada çevirir.