Bugün size bizim için
dönüm noktalarından biri olan soyadı kanunu ile ilgili bir yazı yazmak istedim.
Soyadı kanunu Türkiye Cumhuriyet vatandaşlarının soyadı edinmesi amacıyla 21
Haziran 1934 tarihinde çıkarıldı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Hristiyan
ve Yahudi nüfusun halihazırda soyadları bulunuyordu ve bu soyadlar yaşadıkları
bölgedeki insanlar tarafından biliniyordu. Türkiye’de 2013 yılına kadar ailenin
en yaşlı bireyi, ailenin soyadını belirleyen kişiydi. Soyadı Kanunu 1926 İtalya
Hukuku’ndan örnek alınarak hazırlandı. Osmanlı İmparatorluğu’nda Müslüman nüfus
birbirine ‘paşa, hoba, bey, hanım, efendi’ gibi sıfatlarla hitap
ediyordu. Bu sıfatlar, bireyin uğraştığı mesleği ya da toplumdaki statüsünü
yansıtıyordu. Osmanlı sadrazamları, vezirleri ve yüksek rütbeli görevlilere
paşa unvanı veriliyordu. Bu görevi sürdüren kişilere emekliliklerinden sonra da
bu ünvanlı hitap ediliyordu. ‘Paşa’ olarak hitap edilen kişiye daha
sonradan ‘bey’ denilmiyordu. Madde 1 – Her Türk öz adından başka
soy adını da taşımağa mecburdur. Madde 2 – Söyleyişte, yazışta, imzada öz
ad önde, soy adı sonda kullanılır. Madde 3 – Rütbe ve memuriyet, aşiret ve
yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve
gülünç olan soyadları kullanılamaz. Madde 4 – Soy adı seçme vazifesi ve
hakkı evlilik birliğinin reisi olan kocaya aittir. (İptal birinci cümle:
Anayasa Mahkemesi’nin 8/12/2011 tarihli ve E.: 2010/119, K.: 2011/165 sayılı
Kararı ile.)
Koca ölmüş ve karısı evlenmemiş olursa veyahut koca akıl hastalığı ve akıl
zaifliği sebebiyle vesayet altında bulunuyor ve evlilik de devam ediyorsa bu
hak ve vazife karınındır. Kocanın vefatiyle karı evlenmiş veya koca evvelki
fıkrada zikredilen sebeplerle vesayet altına alınmış ve evlilik de zeval bulmuş
ise bu hak ve vazife çocuğun baba cihetinden olan kan hısımlarından en yakın
erkeğe ve bunların en yaşlısına yok ise vasiye aittir. Madde 5 – Mümeyyiz
olan reşit soy adını seçmekte serbesttir. Akıl hastalığı ve akıl zarifliği
dolayısıyla vesayet altına alınmış olan reşidin adını babası, yok ise anası, bu
da yok ise vasisi seçer. Madde 6 – En büyük mülkiye memurunun vereceği
müzekkere üzerine Cumhuriyet Müddeiumumisi, 3’üncü maddedeki memnuiyete uygun
olmayarak soy adı kullananların bu adı değiştirmelerini ve tarihte ün almış
olanlara ilişik anlatan adların, hilafını iddia ile, kullanılmamasını
mahkemeden isteyebilir. Kanunla taayyün eden unvanlar mahfuzdur. Madde 7 –
Bu kanunun neşri tarihinden itibaren iki yıl içinde gerek soy adı olmayanlar ve
gerekse soy adlarını değiştirmek isteyenler taşıyacakları adı Hükümetin tayin
edeceği şekilde nüfus kütüklerine geçirilmek üzere bildirirler. Bu iş için
verilecek her nevi evrak pul resminden muaftır.
ATATÜRK’ÜN ÖLÜMÜ
Soyadı Kanunu farklı kültür, ulus ve dinlerin izlerini taşıyan belli başlı soyadlarının kullanımını yasaklar. Belirlenen yeni soyadlar Türkçe’ye uygun olarak seçilmelidir. Sonu -oğlu ile biten soyadlarının kullanımı serbestken sonu -ian ya da iyan olarak biten Ermenice’ye ait eklerin kullanımı yasaktır. Aynı şekilde sonu -of ya da -ov ile biten Slavca kökenli, -is, -dis, -pulos ve -aki ile biten Yunanca kökenli, -zade ile biten Farsça kökenli ve -mahdumu, -veled ve -bin ile biten Arapça kökenli eklerin kullanımı da yasaktır. Soyadı Kanunu’na göre belli bir soyadını ilk kez kullanmaya başlayan kişi, soyadı hakkını da kendisinde bulundurur.