Türkiye’de son 20 yılda orman yangınları sonucu binlerce hektar orman alanı yok oldu.
Ormanlarda yaşayan yüzbinlerce canlının bundan etkilenmesi de söz kınusu tabii.
Antalya bölgesi de bu yangınlardan en fazla etkilenen bölgelerden birisi oldu.
Türkiye’de son yıllarda artan sıcak hava dalgaları ve ile birlikte beraberindeki iklim değişikliği
de bu yangınlarda epey etkili oldu.
Orman yangınları turizm ve tarım gibi sektörlerin yanı sıra doğal yaşam alanlarının da zarar görmesine neden oluyor.
Antalya bölgesi Türkiye’nin en çok turist akınına uğrayan bölgesi olması nedeniyle de bence önemli bir risk altında. Yaz aylarında artan sıcak hava dalgaları ve maalesef insan (!) kaynaklı sebeplerden dolayı Antalya’da sıkça orman yangınlarının meydana geldiğini görüyoruz.
Biraz araştırma yaptığımızda Türkiye’deki orman yangınlarının büyük kısmanın insan hatası veya kastı meydana geldiği anlaşılıyor.
Özellikle doğamızda olan piknikçiliğin sebep olduğu yanlış kullanılan ve söndürülmeyen mangallar,sigara izmaritleri,kullanılan elektrikli aletler ve nedeni bilinmeyen yangınlar ilk sırada yer alıyor.
Eğer bir istatistik verecek olursak 1999-2008 yılları arasında Türkiye’de 14,172 orman yangını meydana gelmiş ve toplamda 38,308 hektar orman alanı zarar görmüş. Yangınların yüzde 92’sinin insan kaynaklı olduğu saptanmış.
2009-2018 yılları arasında da, yine 31,322 orman yangını çıkmış. Toplamda ise bu sefer daha fazla tam 195,647 hektar orman alanı zarar görmüş. Bu yıllardaki yangınların insan kaynaklı yüzdesi ise 84 düzeyinde çıkmış.
Antalya’da ise 2019 yılında 555 orman yangınında 284 hektar, 2020 yılında çıkan 331 orman yangınında da yine binlerce hektar orman alanının zarar görmüş,
2021 yılında ise sadece Manavgat ilçesinde meydana gelen yangında tam 60 bin hektarlık orman alanı yok olmuştu.
Orman yangınlarının sonucunda ise tabii ki,hem görsel kirlilik, hem çevre kirliliği ve bölgeye ekonomik etkilerle beraber doğal hayatın kaybı da söz konusu.
Son yıllarda neredeyse hiç orman yangını olmayan bir sezon geçirmedik. Yangınlarla mücadele için gerek teçhizat ve gerekse eğitimli personel sayısı son bir-iki yılda arttırıldıysa da yeterli değil. Bunu daha iyi hale getirmek için hükümetin ve yerel yönetimlerin çaba göstermeleri gerekiyor.