Nihayet adaylarımız arz-ı endam eylemeye başladılar. Ve fakat ne seçim meydanı er meydanı ne de adaylar pehlivandır. Bu nedenle diğer adayları ezmek için değil onların fikirlerinden faydalanıp şehre hizmet edecek yöneticilerin meydanlara çıkmasını bekliyoruz.
Seçim meydanı bir forumdur. Şehri işgal eden fenalıklara ve şehri bekleyen felaketlere karşı üretilen çözümlerin ortaya konduğu bir forum. Bu forumun dinleyicisi biziz, hatipleri ise adaylarımızdır. Ve biz heyecanla ve merakla adaylarımızın ne söyleyeceklerini bekliyoruz.
Kulağımız sizde, aklımız çocuklarımızda ve şehrimizde çünkü yapacaklarınız çocuklarımızın geleceğini ve şehrimizin görüntüsünü etkileyecek. Bu nedenle seçim meydanlarında size söyleyecek sözümüz olacak. Bu şehre gerçekten gönül verdiyseniz bu şehrin insanlarına da kulak vermelisiniz. Çünkü biz sizin hayalinizdeki şehirde değil hayal ettiğimiz şehirde yaşamak istiyoruz.
Seçim meydanlarında ve mitinglerde bir pehlivan tefrikası değil, düşünen adamların projelerini, en önemlisi de şehre sevdalı adayların sevdiği için neler yapacağını duymak istiyoruz. Koltuğun cazibesine mi yoksa hizmetin zahmetine mi talipsiniz, merak içindeyiz. Tumturaklı sözlerle kandırılamayacak kadar çok kandırıldık ve bütün hileli sözleri ezber ettik. Bu yüzden söylerken sizin yüzünüz kızarmasa da biz yalanlarınızı çabucak fark ederiz.
Biz bu şehirde ve bu ülkede yaşıyoruz. Şehrimizin eksiklerini ve imkânlarını biliyoruz. Eksiklerimize çareniz ne ve imkânlarımızı nasıl kullanacaksınız? Bize bunları anlatın. Afişlerinizin, bayraklarınızın, maharetli ellerden çıkmış sloganlarınızın aklımızı çelmesine izin vermek niyetinde değiliz. Hastayız ve derman istiyoruz, teselli değil. Her tesellinin biraz sahtelik içerdiğini biliyoruz.
Ey erbab-ı siyaset! Ey civanı mert adaylar! Antalya hepimizin, bize kulak vermeden, çığlıklarımızı duymadan sızılarımızla yüreğiniz sızlamadan bu şehri yönetemezsiniz. Olsa olsa etrafınızı sarıp görüş mesafenizi daraltanların doyulmaz iştahlarına hizmet edersiniz.