Osman Bülüç, (Antalya'da civcive ve avlanan küçük kuşlara bülüç denir) Serikli bir gazete dağıtıcısı. Herkesin tanıdığı, garibanlığını herkesin bildiği ama kimsenin de garibanlığına çare olmayı düşünmediği birisi. Kalabalıklarda kaybolan ve sanki garibanlıkları çok normalmiş gibi görülenlerden. Devletin kayıtlarında herkes gibi bir vatandaş ancak dağıttığı kaynaklardan payına düşen herkesten az hem de çok az olanlardan.
Osman Bülüç; bu unutulmuşluğa, hayatın varoşlarına atılmışlığa en sonunda isyan etti ve Serik Belediye Başkanlığına aday oldu.
Başlarda bir eğlence unsuru olan, bu yönüyle ilgi çeken Osman Bülüç’ün adaylığı giderek ciddi bir hal aldı ve Bülüç halkın ilgi odağı oldu. Öyle ki yalnız Serik’te değil tüm Türkiye’de bir anda Osman Bülüç konuşulmaya başlandı.
Peki, neydi Bülüç'ü Türkiye’nin gündemine taşıyan? Onca kelli felli, diplomalı, doktoralı, ünvanlı, paralı aday varken Bülüç neden halkın gündemi olmuştu?
Bu sorunun cevabı basit aslında: Bülüç; kendini değil bülüç gibi yolunan, kentlerin kıyısında yaşamaya mecbur edilen, eğitimden beslenmeye her şeyin en azına ve en kötüsüne layık görülen bir kitlenin adayıydı. Üstelik bu kitle azımsanamayacak bir çoğunluktaydı.
Yani BÜLÜÇ, ses çıkarmaya korkanların veya cılız sesleri hiçbir yere ulaşmayanların iç seslerini dışından söyleyen ve bunu sokağa taşıyan adam.
Belki siz Osman BÜLÜç’ün Tik Tok ve İnstagram gönderilerindeki konuşmalarını izleyip gülümsüyor ve bu konuşmaları çok basit buluyorsunuzdur. İyi de zaten halkın dertleri de o kadar karmaşık değil, çözümü kolay basit meseleler bunlar. Kimse halkı önemseyip bunları çözmeye niyetlenmediği için bunlardan haberdar değil.
Hem bir düşünün bakalım: Büyük sözler edip hayranlık uyandıran hitabetleriyle karşınıza çıkanlar hangi derdinize çare oldular? Güzel konuşanlar sizin hayatınızda hangi güzelliğe imza attılar? Kendilerine ve yakınlarına kamu kaynaklarını pay etmek mi öncelikleri oldu yoksa sizin her biri çok basit sorunlarınıza çözüm bulmak mı?
Bu soruların cevabı Osman Bülüç’ün o, gülümseyerek izlediğiniz konuşmalarında.
Osman Bülüç, şişeyi kırdı ve cin şişeden çıktı. Görüldü ki bu ülkede garibanlar var ve onlar, yıllardır en aza, en kötüye hatta hiçe razı edimlişler.
Bülüç, artık kendilerine reva görülen hayata razı olmayanların sesidir.
Bülüç, kimsesizlerin kimsesidir.
Bülüç, can çekişen bir halk çoğunluğuna yeniden yaşama umududur.
Bülüç, hakkın, haklının ve halkın sesidir.
Bülüç, sadece Serikte değil tüm ülkede gönüllerin başkanıdır.