Artık herkesin herkesinkine benzeyen ama kendisinin olmayan bir gülüşü var: Selfie gülüşü.
Bu gülüş; ne sevgilisine kavuşan aşığın gülüşüne, ne annesini gören bebeğin gülüşüne, ne mezun olmuş bir öğrencinin gülüşüne, ne de derdine deva bulmuş hastanın gülüşüne benziyor.
Üzerinde çalışılmış, planlanmış bir gülüş bu. Fotoğrafa bakanları kandırmak, bir şey düşünmeye, yapmaya zorlamak için uydurulmuş bir gülüş bu. Gerçek hayatımıza yön vermeyi amaçlayan sanal bir gülüş.
Bu gülüş bu günlerde artık politikacı gülüşü. Sokakta, salonlarda, düğünlerde, ev ziyaretlerinde bu gülüşle arzı endam ediyor çok saygıdeğer adaylarımız; utanmasalar cenazelerde bile bu gülüşle boy gösterecekler.
Yüzlerinde yoksulluğumuzu, çaresizliğimizi, acılarımızı anladıklarına dair en küçük bir ifade yok. Bunun için kendilerini zorlasalar da bu ifade eğreti duruyor onlarda.
Onlar da haklılar. Bu memlekette aday olmak seçilmekten zor. Esamesi okunmayan tabela partilerinde bile aday olma savaşı veriliyor. Aday gösterilme sevinçleri öyle yoğun ki ancak bir selfie gülüşü gider bu sevincin yanına.
Aday olmak için gösterdikleri çabayı seçildiklerinde yörelerinin sorunlarını çözmek için gösterseler ülkenin her yerindeki kentler ve köyler yaşanılası bir yer olacak.
Ama hayır, onlar selfie gülüşüyle seçilip selfie gülüşüyle yönetmeyi seviyorlar. Bu yüzden de insanları mutlu eden işler yapmanın sevincinden ve yüzlere yansımış gülümsemesinden hem halkı hem de kendilerini mahrum ediyorlar.
Ey halkım! Adaylar kapını çaldığında, düğünde bayramda elini sıktığında, sokakta yürürken sana selam verdiğinde (Hadi iyisin, bu günlerde bolca selam alacaksın kendilerinden) yüzlerine dikkatlice bak.
Eğer afişlerdeki yüz ifadesi ve gülüşüyle aynı gülüşe sahipse ona oy verme.
Bil ki sana içten gülmüyor. Çalışılmış bir gülüşü sana da gösteriyor.
Sana içten bir gülümsemeyi bile çok gören biri senin derdini içinde hissedemez.
Gülüşü sahte olanın sözleri, vaatleri gerçek olamaz.
Zeyyat ŞAHİN