Türkiye’de hatta dünyada çocuk olmak çok zor. Çocuklar eğer sağlıklı büyürse dünya daha sağlıklı ve güzel bir yer olur. Ekonomik krizle büyüyen çocuklar ailelerine destek olmak için çalışmak zorunda kalıyorlar.
Tabi bunu yaparken zor işler yapıyorlar. Hatta canlarından bile oluyorlar. 2002 ve 2023 yılları arasında 931 çocuk iş kazalarından dolayı hayatını kaybetti. 2022 ve 2023 yıllarında ise iş cinayetlerinde yaşamını yitiren çocuk sayıları ise, 14 yaş ve altı 27 çocuk ile 15-17 yaş arası 37 çocuk, 2022'de ve 14 yaş ve altı 22 çocuk ile 15-17 yaş arası 32 çocuk, 2023'te iş cinayetleri sonucu hayatını kaybetti. Bu durum, çocukların tehlikeli işlerde çalıştırıldığı ve iş güvenliği önlemlerinden yoksun bırakıldığı MESEM'lerin sorumluluğunu bir kez daha ortaya koyuyor. 2013-2023 yılları döneminde en az 671 çocuk işçi hayatını kaybetti. Yıllara göre dağılıma bakıldığında, 2013 yılında en az 59 çocuk işçi, 2014 yılında en az 54 çocuk işçi, 2015 yılında en az 63 çocuk işçi, 2016 yılında en az 56 çocuk işçi, 2017 yılında en az 60 çocuk işçi, 2018 yılında en az 67 çocuk işçi, 2019 yılında en az 67 çocuk işçi, 2020 yılında en az 67 çocuk işçi, 2021 yılında en az 62 çocuk işçi, 2022 yılında en az 62 çocuk işçi, 2023 yılında en az 54 çocuk işçi yaşamını yitirdi. Antalya’da çocuk işçi cinayetlerinde ise 21 cinayetle bulunuyor. Şu rakamların korkunçluğu tüyler ürpertiyor. Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, konuya ilişkin şunları söylüyor:
“Türkiye’nin, İLO ve BM’lerin Çocuk Hakları Sözleşmeleri de çekingen koyduğu maddeleri imzalamadan çocuk isçiliği sömürüsünün önüne gecemeyiz. Şunu unutmamak gerekiyor 18 yaşına kadar herkes çocuktur. Çocuklar çocukluklarını yaşamalıdır. Yaşamadan işçileştiriliyorsa bu ülke hala çok geridir. MESEM aslında 1986 yılında kuruldu adı o zaman çıraklık eğitim merkezi diye geçiyordu. Biraz içeriğini değiştirerek tüm orta öğretime getirildi. AK Parti hükümetinin bunu yapmasının tek bir sebebi vardı. Türkiye Avrupa’nın Çin’i olmak istiyordu. Bu şekilde hem sermayeye ucuz işçi sağlamaya çalışılacak ve biat eden bir gençlik yaratmanın daha kolay olması hedeflendi. İmam hatiplerde yapamadıklarını burada başarmaya çalışıyorlar. Her zaman ucuz iş gücü olarak çalıştırılacaklar. Çocuk sömürüsü aslında suçtur ama devlet eliyle çocuklar sömürülüyor. Anadolu Meslek Liselerinde ise son sınıfta 3 gün işletme 2 gün okul, Anadolu Teknik lisesi de ise 11’inci sınıf yaz stajı vardır. Bu üç staj türünde de sömürü hat safhadadır. Ailelerin ve çocukların buna mahkûm olmasının en önemli nedeni sosyoekonomik nedenlerdir. İş eğitimi çocuklara günlük ihtiyaçlarını karşılayacak ve akademik eğitime hazırlayacak bir eğitimdir ve okullarda öğretmenler tarafından verilmelidir. Staj adı altında yapılan çocuk işçiliği sömürüsüdür. Bu tür okulların çocuklara hiçbir katkısı olmayacağı açıkça görülmektedir. Tam tersine çocukların çocuklukları çalınacaktır. Bu ne demektir usta çırak ilişkisi kurarak biat eden bir gençlik yaratmaktır. Bunun sayesinde ülkeyi yönetmek çok kolay olacaktır. 4+4+4 zorunlu eğitim çocukların mümkün olduğu kadar okul ortamından uzaklaştırılarak açık lise, mesleki eğitim merkezleri mesem vb uygulamalarla ve imam hatiplere yönlendirmek amaçlanmıştır. Yani patrona ucuz işgücü ve imanı yerinde itaat eden bireyler yetiştirmektir. Sorudaki ekonomik rakamlar ne yazık ki bu süreci hızlandırmıştır. Mesleki eğitim, çaresiz çocuklara ve aileleri açlık ve din kıskacına mahkûm ederek kapitalist sistemin dişlileri arasında ezilerek ve iş kazalarına uğrayarak hayatlarıyla bedel ödemeye başlamışlardır. Bu çocuklar ölene kadar" sen işçisin işçi kal “mahkûm olmuş kimsesizlerdir. Maalesef bu çocukların ücretleri de devlet tarafından karşılandığı için sermayedarın işine gelmiştir. Hatta A101 gibi vb marketler çalıştırdıkları personeli MESEM’e kaydettirerek maliyetlerini düşürmenin yollarına gitmişlerdir. Sonuçta bu tür okullar çocuklara bilimsel eğitim vermekten uzak okullardır. Tek bir amacı vardır ucuz işgücü yaratmaktır. Tüm okulları bu hale getirmek için AK Parti hükümeti elinden geleni yapmaktadır. Bilimi savunan eğitimciler ve aileler olarak bu okulların bir an evvel kapatılmasını savunmak gerekiyor.”