Bugüne kadar yapılan seçimlerin nasıl sonuçlanacağı üç aşağı, beş yukarı tahmin edilebilirdi.
Ancak 15 Mayıs seçimi için “şöyle olur” denilecek bir tahmin yürütmek çok zor.
Yapılacak en akla uygun tahminin bile çok farklı sonuçlanacağı bir seçime gidiyoruz.
Seçimin iki ayağı var.
Cumhurbaşkanlığı seçimi ile milletvekillerinin seçimi.
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ TAHMİNİ
Antalya’da cuhurbaşkanlığı seçiminin nasıl bir oy dağılımına göre olacağı ile ilgili elimizdeki en sağlıklı doneler “2017 yılı Anayasa değişikliği referandum sonuçları ile 2018 cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarıdır.”
2017 yılı referandumunda muhalefet “hayır kampanyasında yüzde 59,1” oy alırken iktidarın “evet kampanyası yüzde 40,9 oy almış.”
2018 yılı cumhurbaşkanlığı seçiminde ise “Erdoğan, yüzde 42,8 oy” alırken İnce, Akşener, Demirtaş ve Karamollaoğlu’ndan oluşan “muhalefet adaylarının oylarının toplamı yüzde 57,2 olmuş.”
Görüleceği gibi gerek referandum ve gerekse cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarında iktidarın oyları ile muhalefetin oyları birbirlerine çok yakın oranlarda sonuçlanmış durumda.
Bu iki doneye dayanarak 15 Mayıs seçiminde muhalefetin adayı “Kılıçdaroğlu’nun Antalya seçmeninden alacağı oyun yüzde 58 ile 61 arasında olduğunu söyleyebiliriz.”
Keza yine bu iki doneye dayanarak “Erdoğan’ın Antalya’da alacağı oyun yüzde 39 ile 42” arasında olacağını tahmin edebiliriz.
Yukarda belirttiğim gibi yaptığım tahmin tamamen referandum ve son seçimde alınan oy oranlarına göredir.
Ancak ben özellikle Erdoğan’ın bu kez alacağı oylarda bir miktar daha düşüş olacağını sanıyorum.
Hayat pahalılığı, enflasyon, yoksulluk, yolsuzluklar, 6 Şubat bölgesel depreminde yaşanan olumsuzluklar ve beceriksizliklerin yanı sıra AKP’nin 20 yılda yaşadığı yorgunluk buna eklenirse “Erdoğan’ın oyları yüzde 35 bandına kadar gerileyebilir.”
Elbetteki saydığımız bu olumsuzluklar Kılıçdaroğlu’nun atrı hanesine yazılacaktır.
Belirttiğimiz gibi eğer Erdoğan’ın oylarında böylesine bir gerileme yaşanırsa “Kılıçdaroğlu’nun yüzde 65 oy alması işten bile değildir.”
Ve bana göre de bu oy oranına ulaşması için konjoktürel olarak her türlü şart hazır durumda.
Bu şartların oya devşirilmesi sadece Kılıçdaroğlu’nun kendi çabası ile olmayacaktır.
Bu noktada yerel unsurların sahaya çıkması, gece-gündüz, kapı kapı dolaşması gereklidir.
Özellikle başta “Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Ümit Uysal, Semih Esen ve Turgay Genç” olmak üzere diğer CHP’li ilçe belediye başkanlarına çok iş düşmektedir.
CHP İl Örgütü başta olmak üzere 6’lı masanın paydaşları olan İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ile bu şehirde önemli karşılığı olan DP İl Teşkilatlarının da bir koordinasyon içerisinde “ortak çalışacakları bir Cumhurbaşkanlığı seçimi koordinasyon merkezi” oluşturmaları gerekmektedir.
Bu merkez sadece cumhurbaşkanlığı seçimi için bir program dahilinde çalışmalıdır.
Milletvekili seçimi için her partinin ayrı bir çalışma yürüteceği ayrı bir merkezleri kurulmalı.
Bu iki çalışma ayrı ekipler tarafından ve birbirine müdahale etmeden çalışmalıdır.