Orman yangınları aklıma geldi yine içim burkuldu.
Koca ormanlar, yüzyıllık ağaçlar ve o ormanda yaşayan canlıların yalnızca birkaç saat içinde küle dönüşleri aklıma geldikçe kahroluyorum. ‘Biz nerede hata yaptık?’ diye soruyorum kendime…
Orman yangınları yalnızca ağaçları yakmıyor. O güzelim yeşil örtüyü bir kez kaybettik mi, geri getirmek öyle kolay olmuyor. Herkesin bildiği gibi ağaçlar yalnızca nefes kaynağımız değil, aynı zamanda kuşların yuvası, karıncaların yolu, arıların çiçeği. Bir ağaç yanınca o döngü de yanıyor yok oluyor kimse bunu fark etmiyor, zarar yine bize oluyor.
Orman yangınları yalnızca ağaçları değil tüm doğayı kaybettiriyor. Düşününce o yangınların simsiyah bıraktığı dallar, yanmış toprak, ölü sessizliği… Bir zamanlar kuş cıvıltılarıyla dolu yerlerin tamamen sessizliğe gömülmesi ne kadar acı bir şey.
İnsan elinin attığı yeri kurutuyor. Bu denli bencil bir varlık insan, doğanın o sızısı bile bize acı veriyor. Ne yazık ki doğa öyle hemen iyileşmiyor, iyileşebilmesi için yangınların azalması gerekiyor. İyileşebilmesi için en az 60 yıla gereksinim duyuyor doğa.
Peki biz ne yapıyoruz? Piknik alanlarında sigara içip söndürmeyi unutuyoruz ya da söndürmüyoruz, cam şişeleri öyle gelişi güzel atıyoruz. Sonra da vay efendim bu orman yangını neden çıktı diyoruz… Sorumlu kesinlikle biziz, biz doğayı yok ediyoruz.
Bencil varlıklar olduğumuzu söylemiştim, bunu her açıdan değerlendirmek mümkün. Bakın şehirleşme adı altında yeni yerleşim yerleri açıyoruz, doğayı yok ederken diyoruz ki doğa ile iç içe bir yaşam alanı… Bu tamamen yalan. Düzmece ve aptallıktan başka bir şey değil.
Bakın bir yerde özellikle deniz manzaralı yerde orman yangını çıkıyorsa bilin ki burada konutlar yükselecek. Orman Bakanlığı falan açıklama yapar, doğayı kurtarırız der ancak gelinen nokta ise yeni binaların yükselmesi olur.
Hadi bunları geçtim, bir de bizim yüzümüzden oluşan iklim değişikliğinin getirdiği kuraklık, yüksek sıcaklıklar gibi yağmurlar gibi birçok etmenler birbirini izliyor.
Unutulmamamladır ki ormanlar bizim nefesimizdir. Bir ağacın koruduğumuzda aslında kendimizi de koruyoruz, piknik yaparken ateşi söndürmek gibi, çöpleri toplamak, yangın sezonunda hassas olmak gibi gibi çoğaltılabilir ve bunlar, küçük gibi görünen bu önlemler, büyük kayıpların önüne geçebilir.
Haydi, gelin doğaya sahip çıkalım. Unutmayalım ki her şey bir kıvılcımla başlar!