Kepez’de 1+1 daire uygun fiyata satılıktır:
Ulu Önder Atatürk ‘Köylü milletin efendisidir’ diye boşuna söylememiş. Onca çektiği cefaya karşılık barakalım da bir zahmet olsunlar. Çiftçi olmak güzel olduğu kadar zorluğu da olan bir meslek. Çiftçiler yağmur yaş demeden çalışıp didinirler. Zordur aslında çiftçilik. Dışardan göründüğü gibi değildir. Ektiğine çocuğu gibi bakmak zorundadır. Çünkü bir yılın geçimi ektiğin hasata bağlıdır. Ekersin biçersin onca zahmet çekip yetiştirirsin. Ancak emeğinin karşılığını alamazsın. Ya elinde kalır satamazsın, ya da para etmez zarar edersin. Durum böyle olunca da zor günler çiftçiyi bekler. Çünkü onlar para kazanamasa da ödeme yapması gereken yerleri vardır. Başta kooperatif yer alır, onun arkasından ziraatçı gelir. Mazotuydu, gübresiydi, isçisiydi, köylü belini doğrultamaz hale gelir. Kendi emeğini bile hiçe sayar. Ektiği diktiği hasatın karşılığını alamaz. Oysa ne umutlarla bakar her çiftçi ektiğine. Kendi ekip dikeceğimiz topraklarımız varken neden dışardan ihracat ediliyor ki? Kendi köylümüze sahip çıkarak destekte bulunsak, ne güzel olurdu oysaki. Bence çektikleri onca zahmetin karşılığını çoktan hak ediyorlar. Onların tek derdi kimseye muhtaç olmadan kendi yağıyla kavrulmaktır. Bunu nerden mi biliyorum? Çünkü bende köylü çocuğuyum. Benim babam hala da çiftçilik yaparak ekmeğini kazanmanın peşindedir. Yıllarca emeğinin karşılığını alamasa da devam eder ekmeye. Çünkü kendini toprağa adamış bunca zaman. Nede olsa eski toprak. Ekip dikecek genç nesilde kalmadı artık. Köyde ekip diktiğin para etmeyince gençler şehirlere göç etti. Kendine uygun iş bulup çalışmayı tercih ediyor. Oysa diktiği hasatın karşılığını alsaydı şimdi kendi işini yapıyor olacaklardı. Zamanla çiftçilik de kalmayacak. Çiftçilerimize sahip çıkalım. Şayet çıkmazsak onların ekim yapmamaları bizim aç kalmamıza neden olur. Madem köylü milletin efendisi bu sadece sözde kalmasın. Köylü olup da çiftçilikle uğraşanlar emeğinin karşılığını almayı annesinin ak sütü gibi hak ediyorlar. Esenlikle kalın…