Suriyeliler kendi hallerinde, seçimlerde bize yardım eden masum insanlar demeyi o kadar çok istedim ki. Her zaman hümanist olmaya çalıştım. Ancak geçtiğimiz günlerde yaşadığım bir olayda, insanlık değerlerimi kaybettiğimi fark ettim. Suriyeli bir genç benden para isteyince, istem dışı ‘Olsa da vermem’ diye bir cevap verdim. Sonrada da vicdanen rahatsız oldum. Ancak artık yapılan haksızlıklara da göz yumamıyorum. Benim dedemin büyük savaşlarla kazandığı ve binlerce insanın uğruna can verdiği bu topraklarda, farklı bir ırkın bizden daha iyi yaşaması zoruma gidiyor. Hemen hemen hepiniz fark etmişsinizdir, artık şehirlerimizin her yerinde Suriyeli çalışanlar, Suriye yazılı tabelalar görüyoruz. Bazen acaba Türkiye’de miyim? diye soruyorum kendi kendime. Peki, Suriye’de ne oldu, nasıl geldi bu Suriyeliler bizim ülkemize?
Suriye’de iç savaş başlamadan önce birçok Suriye vatandaşı, yüksek işsizlik rakamlarından, yolsuzluktan, siyasi özgürlüğün kısıtlanmasından ve 2000 yılından beri ülkeyi yöneten Beşşar Esad’tan duyulan memnuniyetsizlikten şikayet ediyordu. Mart 2011 tarihinde, Dera Kenti’nde Arap Baharı’nda etkilenen demokrasi yanlısı gösteriler başladı. Hükümetin demokrasi yanlısı gösterilere müdahale etmesi, ülke çapında Beşşar Esad’ın istifa etmesine yönelik protestoların patlak vermesine sebep oldu. Ülke genelindeki protestolar, bazı katı yasakların uygulanmasına sebep oldu. Hükümet karşıtları, baskılara karşı silaha sarıldı ve güvenlik güçleri bazı bölgelerden çıkarıldı. Beşşar Esad, yaşanan bu olayları ‘Dış güçler destekli terör’ olarak tanımladı. Zamanla daha çok yaygınlaşan şiddetli protestolar, Suriye’de iç savaşın çıkmasına yol açtı. Hükümet karşıtları, güvenlik güçlerine karşı mücadele vermeye başladı. Ve yaklaşık 7 yıldır devam eden ve ateşi sönmeyen bir savaşın içindeler. 2011 öncesi nüfusu 20 milyon olan Suriye, nüfusun 1/4’ünü mülteci olarak ülkeden ayrılmak zorunda kalmıştır. Son araştırmalara göre Türkiye’deki kayıtlı Suriyeli sayısı bir önceki aya göre 731 kişi artarak toplam 3 milyon 552 bin 303 kişi oldu. Bu kişilerin 1 milyon 926 bin 67’si erkeklerden, 1 milyon 626 bin 236’sı ise kadınlardan oluşuyor. Erkeklerin sayısı geçen aya göre 5 bin 632 kişi artarken, kadınların sayısı ise geçen aya göre 4 bin 901 kişi azaldı.
Şunu kimse yanlış anlamasın, ben Suriyelilere karşı değilim. Belki bende olsam ülkeye alırdım onları. Ancak daha düzenli ve vatandaşlarımızı dışlamadan alırdım. Bizim ülkemiz kurulduğu günden bu yana birçok farklı ırka ev sahipli yapmış ve güzel işlere imza atmış. Ancak hiç bir zaman Suriyelilerin alımı kadar acayip bir iş yapmamıştır. Suriyeliler 7 yıl boyunca savaşın içinde hastalıklarla boğuşan bir ülkeden bir anda bizim ülkemize geldi. Hiçbir önlem almadan aldık hepsini. Birçok hastalık baş gösterdi. Sağlık sorunlarının yanı sıra: ‘İşgücü piyasası, iş kayıpları ve ücret düzeyinde azalma, gıda enflasyonunda artış, konut ve kira fiyatlarında artış, çocuk işçilerin sayısında artış, sağlık hizmetlerinde artan sorunlar, etnik ve mezhepsel kutuplaşma, mülteci çocukların eğitim sorunu’ gibi birçok sorun yaşamaya başladık.
Tekrar söylüyorum ben yardım etmeye karşı değilim. Ancak bayramlarda ülkesine tatile giden insanların hala bizim ülkemizde mağduru oynamalarını kabullenemiyorum. Türkiye’deki yöneticiler eminim ki şunun farkındalar. Eğer böyle giderse Türkiye’nin sonu Suriye’den farksız olmayacak. Şu anda bile insanlar şikayet etmeye başladı. Ekonominin ipi kopmuş insanlara saldırırken, bütün her şeyimizle dışa bağımlı hale gelmişken, kendi halkımızı doyuramazken başkalarını doyurma sevdası nedir anlamadım açıkçası. Herkes gerçeği biliyor ancak kimse konuşamıyor, yazamıyor. Biz Suriyeliler gibi ülkemizi bırakıp kaçmayız. Ancak umarım şu yaşadığımız kötü gidişatı birileri durdur. Sevgiyle kalın.