Bir pasaportun varsa özgürsündür derlerdi eskiden. Şimdi bakıyorum da, pasaport cebimde ama gidecek bir yerim yok. Çünkü vize yok! Ne acı bir ironi değil mi? Kendi ülkemizde çalışıp didiniyoruz, vergimizi ödüyoruz, ülkenin ekonomisine katkı sağlıyoruz ama iş yurt dışına çıkmaya gelince kapılar yüzümüze kapanıyor. Üstelik herhangi bir suçumuz da yok! Tek suçumuz yanlış ülkede doğmuş olmak mı?

Eskiden Avrupa’ya gitmek kolaydı. Elini kolunu sallaya sallaya olmasa da, en azından başvurup birkaç belgeyle vize alınabiliyordu. Şimdi ise durum tam bir eziyete dönüştü. Randevu almak imkânsız, alsan bile sonuç garanti değil. ‘Ekonomik durumunuz yetersiz’ diyorlar, hesabında binlerce lira olsa bile. ‘Dönüş garantiniz yok’ diyorlar, sabit işin, evin, ailen olsa bile. Ne yapalım yani? Turist gibi gidip, kaçak çalışacakmışız gibi muamele görmekten bıktık!

En çok da şu söz dokunuyor insana: "Sizi ülkemize kabul edemiyoruz." Pardon ama biz vize dilenmiyoruz, sadece hak ettiğimiz seyahat özgürlüğümüzü istiyoruz. Enflasyonla boğuşan, alım gücü düşen, parası pula dönmüş bir ülkenin insanı olarak zaten yurt dışına çıkmak lüks olmuşken, bir de bu engeller… Sıradan bir Avrupa vatandaşının hiç düşünmeden alıp başını gittiği yerlere biz gitmek için kırk takla atıyoruz. Ve sonunda yine ret yiyoruz.

Peki, suç kimde? Gerçekten Avrupa ülkeleri mi bizi istemiyor, yoksa içeride bizi bu hale getirenler mi? "Pasaportu olan ama vizesiz bir millet" haline gelmemizin sorumlusu kim? Kendi paramız değer kaybettikçe, ekonomi kötüleştikçe, yurt dışına kaçış hayalleri arttıkça elbette bizi potansiyel göçmen olarak görecekler. Yani dışarıdan baktıklarında gördükleri tablo pek iç açıcı değil. Ama buradaki asıl soru şu: “Neden biz de diğer ülkeler gibi kolayca vize alıp gidemiyoruz?”

Eskiden bir Avrupa turu yapmak orta halli bir vatandaş için mümkündü. Şimdi ise Schengen almak, piyangodan büyük ikramiye kazanmaktan daha zor. Kanada ve ABD'ye başvurmak desen, aylarca beklemek ve deli gibi para dökmek gerekiyor. 5 dakikada çevrimiçi vize veren ülkeleri saymaya kalksak bir elin parmaklarını geçmez. Pasaportumuzun değeri düştükçe düşüyor.

Bu gidişle yakında pasaport taşımamıza bile gerek kalmayacak. Çünkü ne de olsa, çıkamıyoruz. Bir bavul hazırlayıp havalimanına gitmek, uçağa binip yeni yerler keşfetmek artık sadece hayallerde mi kalacak? Dünyayı görmek sadece zenginlerin ayrıcalığı mı olacak?

Vize alamadığımız için hayallerimizi ertelemeye mahkûm değiliz. Ama bunun için önce içeride bazı şeylerin değişmesi gerekiyor. Yoksa biz pasaportlarımızı sakladığımız çekmecelerden çıkarıp, sadece "elimde var ama işe yaramıyor" diye bakmaya devam ederiz. Ne yazık ki, dünya bizim pasaportumuza eskisi gibi bakmıyor. Peki, biz kendi ülkemizde bu duruma daha ne kadar sessiz kalacağız?