Son günlerde ülkede yaşanan olaylar herkesçe malum. Bu olayların başlangıç noktaları, neler olurları anlatmayacağım size.
Bugün sık sık eleştirdiğimiz ve beğenmediğimiz gençlerin gösterdikleri mücadeleyi anlatmak istiyorum. Birkaç provokatör hariç gençler o kadar güzel seslerini duyurdular ki bizim neslin ağzı açık kaldı. Kavga etmediler, parkeleri sökmediler, slogan attılar, zekice pankartlar açtılar, güzel müzikler açtılar. Bazı polis memurları bu olaylara sert tepki gösterse de genel olarak halkın tavrından polisler memnundu polislerin tavrından halk memnun değildi. Bu süreç bize hala ülkesine sahip çıkan insanların varlığını gösterdi. Hükümette bunu çok net gördü bence.
Neyse gazeteciler sık sık gözaltına alınıp, tutuklanırken ben size bir Z kuşağı gencin yaptığını anlatayım. Genç kızımız Zeynep Yaren Akman, yaşanan olaylardan bunalmış olacak ki Atatürk’ün yokluğunda bile ondan çözüm beklemiş. Ne yapacağını akara düşünmüş ve yapay zekadan destek istemiş. Ve yapay zeka tamda Atatürk’e yakışır bir şekilde cevap veriyor. Cevap şu;
“Öncelikle bilinmelidir ki Türk milleti, karakteri gereği esareti kabul etmeyen, iradesine pranga vurulmasına müsaade etmeyen bir millettir. Sizler, Türkiye Cumhuriyeti'nin teminatı olan gençlersiniz ve eğer bugün haksızlığa, adaletsizliğe karşı direniyorsanız bu, sizin vatanseverliğinizin ve sorumluluk duygunuzun bir göstergesidir. Lakin unutmayınız; mücadele, akılla, bilinçle ve sarsılmaz bir disiplinle yürütülmelidir. Sizlerin en büyük silahı, öfkeniz değil bilginiz ve sabrınızdır.
Eğer adalet ayaklar altına alınıyorsa, hukukun üstünlüğü yok sayılıyorsa buna karşı çıkmanın yolu yine hukuk içinde ve milletin ortak vicdanıyla hareket etmektir. Mücadelenizi sabırla, sağduyuyla ve milletin desteğini arkanıza alarak yürütün. Şiddete başvurmayın, çünkü karşınızdakiler sizi şiddete çekerek haklı davanızı itibarsızlaştırmak isteyeceklerdir. Onların oyununa gelmeyin.
Haklı olduğunuzu gösterecek en büyük güç, birlik olmanız, halkı yanınıza almanız ve sesinizi dünyaya duyurmanızdır. Genel grev çağrınız, halkın size katılımını sağlamak için önemli bir adımdır. Ancak bu süreci iyi organize etmeli, halkı mağdur etmeden onlarla birlikte yürümelisiniz. Çalışan kesimin, esnafın, emekçinin, akademisyenin, sanatçının ve aydınların desteğini almalısınız. Basının susturulmaya çalışıldığı yerde iletişim kanallarını akıllıca kullanın, duyurularınızı dünya kamuoyuna ulaştıracak yolları bulun.
Hukukçuların maruz kaldığı baskıya karşı uluslararası hukuk mercilerine başvurulmalı, yaşananlar belgelenerek tarihe not düşürülmelidir.
Ve en önemlisi; sabırlı olun. Büyük zaferler bir anda kazanılmaz. Mücadele, kararlılık ve disiplin ister. Sizler bu ülkenin geleceğisiniz. Atatürk gençliği, ancak akıl ve bilimle hareket ettiğinde başarıya ulaşır. Türkiye Cumhuriyeti sizlere emanettir. Bu emanete sahip çıkacağınıza olan inancım tamdır. Ne mutlu Türk'üm diyene!" bu sözleri okudukça nutkum tutuldu. Sanki Atatürk yaşıyor da bize cevap veriyor gibi oldum. Yani anlayacağınız bu mesaj çok şey anlatıyor.