Bugün size Türkiye’nin kaderini değiştiren Çanakkale Zaferi ile ilgili yazılan türkünün hikayesini anlatacağım. İnsanların bu milli değerlere sahip çıkması çok önemli. Bu türküler hikayeler nasıl yazıldı neden yazıldı? Bunları bilerek, geçmişten ders çıkarmak çok önemli. Çanakkale türküsünün hikayesi bir mektuptan kaynak almaktadır. Bu mektuptan Emrullah Nutku’nun “Çanakkale Şanlı Tarihine Bir Bakış” adlı kitabında bahsedilmektedir. Mektubun sahibi, kitabın yazarı Emrullah Nutku’nun kardeşi Seyfullah’tır. 1903 yılında doğan Seyfullah savaştan önceki dönemde Çanakkale Sultanisi adı verilen o dönemin lisesinde 1. sınıf öğrencisidir. Seyfullah’ın mektubu üzerinde 29 Eylül 1914 tarihi bulunmaktadır ve Çanakkale’den gönderdiği mektupta annesine seslenir. Sevgili Anneciğim, İki yıldır ayrı yaşadığımız bu hayat artık bitiyor. Sana ve aileme kavuşacağım için çok mutluyum. Okulumuz artık hastane olacağı için bizi İstanbul’daki okullara göndereceklermiş. Öğretmenlerimizin büyük kısmı da askere gidiyor, üst dönemlerdeki ağabeylerimiz ise gönüllü olarak askere gideceklermiş. Türkçe öğretmenimiz bugün sınıfa geldi ancak çok durmadı, o da bize veda etti. Giderken bize vakti geldiğinde vatana yapılan hizmetin okulda verilen hizmetten daha kutsal olduğunu söyledi. Kısa zaman önce sokaklardan askerler geçmeye başladı. “Çanakkale içinde Aynalı Çarşı, Anne ben gidiyom düşmana karşı” türküsünü söyleyerek yürüyorlar. Kimileri at sırtında kimileri develerle yol alıyorlar. Top arabaları ve mekkareler de onlara eşlik ediyor. Savaş çıkacağını söylediler. İngiliz ve Fransız gemilerinin boğazda dolaştığını duyduk. Gemiler buraları vuracakmış, ancak yakında İstanbul’a gideceğimiz için ben bunları göremeyeceğim. Oysa görmek isterdim. Sonunda size kavuşacağımı biliyorum. Babamın ve siz anneciğimin ellerinden öperim, kardeşlerime selam ederim. Oğlunuz Seyfullah. İkinci bir rivayete göre ise Çanakkale Türküsü’nün hikayesi şöyledir: I. Dünya Savaşı sırasında dünyanın birçok yerinde birçok cephe vardı ve Çanakkale bunlardan sadece biriydi. Savaş verilen olağan cephelerden biri gibi gözükse de Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında Çanakkale’de verilen bu savaş diğer cephelerden çok daha fazla önem taşır. Çanakkale Cephesi o kadar önemlidir ki, dünya tarihini etkilemiştir. Türk milletinin yoksulluk içinde, imkansızlıklarla savunmaya çalıştığı topraklarında kazandığı çok büyük bir zaferdir. Üstelik Türk askerlerinin savunduğu topraklar tüm dünya için de çok değerli topraklardır. Dünyanın diğer ülkeleri de bu topraklarla yakından ilgilenmekte ve savaşın akıbetinden etkilenmektedir. Türk milleti açısından bu savaşın en önemli yönü ise Türk milletine mücadele edecek gücü ve bilinci kazandırmış olmasıdır. Milli mücadelenin ilk örnekleri bu cephede görülmüştür ve belki de Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri burada atılmıştır. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk de bu savaş ile Türk milletine kendini göstermiştir. Çanakkale zaferinden önce Türk milleti diğer ülkeler tarafından ölü kabul edilmekte ve küçümsenmekteydi. Bu zafer ile Türk milletinin hala ayakta olduğunu, bağımsızlığını kimsenin eline vermeyeceğini, ne olursa olsun bu vatanı koruyacağını tüm dünyaya göstermiştir. Tarih yine değişmemiş ve Türkler yurdunda, çok güçlü devletlerin bile boyunduruğu altına girmeden, vatan ve millet sevgisiyle, imanıyla yaşamaya devam etmiştir. Çanakkale Türküsü de bu önemli ve zorlu savaşta şehit olan binlerce askerimiz için söylenmiştir.