Sevgili okurlarım, bugün ele almak istediğim konu çocuklar arasında yaşanan akran zorbalığı. Son zamanlarda yaşanan birtakım olaylar zaten gündemimizden hiç düşmeyen bu konuyu bir kez daha sert bir şekilde akıllara getirdi. Bende bu yüzden size çocuklar arasında yaşanan fiziksel ve psikolojik şiddet karşısında nasıl tutumlar sergilememiz gerektiğinden bahsetmek istiyorum.

Akran zorbalığı önceleri öğrencilerin kendi istekleri yerine gelsin diye diğer öğrencilere uyguladıkları fiziksel şiddet olarak tanımlanmaktaydı. Fakat artık akran zorbalığı biraz daha farklı tanımlanmaktadır. Tekrarlanan her türlü fiziksel ve psikolojik şiddet, agresif davranış gösterisi akran zorbalığı kategorisine girmektedir. Akran zorbalığı ve şiddet benzer özellikler gösterse de ikisi birbirinden farklı şeylerdir.  Bir eylemin akran zorbalığı olarak görülmesi için yalnızca şiddet içermesi yeterli değildir. “Güç dengesizliği” ve “tekrarlanması” diğer koşullardır. Akran zorbalığı yoluyla sosyal kabulün ve popülaritenin artması akran zorbalığının çocuklar arasında çekici olmasını sağlayan baskın faktörlerden birisidir. Herhangi bir spor dalında başarılı olmak da çocukları arkadaşları arasında havalı kılarken başka bir arkadaşının giydiği kıyafetlerle alay etmek de arkadaşları arasında çocukları havalı kılıyor. Akran zorbalığıyla ilgili yapılan bir araştırmaya göre zorbalığı yapan çocuklar sınıf arkadaşları tarafından “havalı “olarak nitelendirilmişlerdir. Zorbalığa baş vuran çocukların arkadaşları tarafından havalı bulunması zorba davranışlarda tekrara yol açmakta ve çocukların bu yolla sosyal hayatlarında kendilerini yeterli hissetmelerini sağlamaktadır. Akran zorbalığı yapan çocuklar güçlü ve özgüvenli karaktere sahip gibi görünseler de çoğunlukla özgüven problemleri yaşadıkları için kendi içlerinde yaşadıkları bu problemlerini başka çocuklara zorbalık yaparak bastırırlar.

AİLENİN, ÇOCUK İÇİN ÖNEMİ

Yetişkinler kendilerine yönelik şiddeti ya da kabalığı kolayca red etseler de çocukların gözünde güç gösterisi yapanlar genelde ‘haklı’ algılanırlar. Küçük çocuklar çevrelerine ya da kendilerine zorbalık uygulayan çocukların daha güçlü, bilgili, başarılı ya da beğenilen çocuklar olduğunu düşünme eğilimindedirler. Bu nedenle çocuklarınıza zorbalık uygulayan kişinin daha güçlü ya da haklı değil sadece daha gürültücü, saldırgan ve haksız olduğunu anlatmanız önemlidir. Benzer şekilde eşitlik kavramının altını çizmeniz, kendisine zorbalık yapan çocuğun da ondan hiçbir farkının olmadığı vurgulamanız da önemli olacaktır. Her çocuğun kişiliği farklıdır. Dışa dönük ve konuşkan çocuklar sessiz çocukların neden böyle olduklarını anlayamazken, sessizler de dışadönüklerin davet ya da ısrarlarıyla karşılaştıklarından kendilerini savunmasız hissedebilirler. Deneyimli öğretmenler ise bazen zorbalık uygulayan çocuğun yaptığının pek de farkında olmadığını gözlemler. Bu yüzden ailelerin daha doğrusu çocuğun en yakını olan kişilerin oldukça dikkatli ve hassas olması gerekir. Zorbalığa maruz kalan çocuk bir süre sonra belki yüksek sesle konuşmanın, istekleri için ısrarcı olmanın, hayatını gürültülü bir şekilde yaşamanın normal olduğunu düşünür. Üstelik zorba ve baskın bir çocuk olmanın avantajları da vardır. Zorba çocuklar kendilerini bir çeşit lider gibi algılayabilirler. Bu noktada önemli olan bir diğer konu ise zorbalığa maruz kalan değil, zorbalık yapan çocuğun psikolojisi ve onun ailevi durumu. Çünkü hiçbir insan doğuştan gelen özelliklerle kötü bir karaktere bürünmez. Hareket ve davranışların neredeyse tamamı sonradan öğrenilen davranışlardır. Sürekli tartışan, kavga eden hatta şiddet görülen bir evde büyüyen çocuk rol model olarak çoğunlukla güçlü gördüğü için şiddet gösteren kişiyi örnek alır. Bu da doğal olarak çocuğun kişisel hayatına ve arkadaş çevresine yansır. Aileler bu durumda çocuk yetiştirirken tüm bu unsurları göze almalı ve ona göre davranışlarına dikkat etmeli, çocuğundan önce kendisi tedaviye gitmelidir.