Yılbaşından bu yana ülkede yaşayan vatandaşlar bir türlü gün yüzü göremedi. 2022 yılı, yapılan zamlarla adeta kabus yılı oldu. Hükümet indirdim derken, marketçi pazarcı zamları bindiriyor.

Hükümetin elektrik ve doğal gaz ile akaryakıta yapılan zamları açıklamasıyla pazarda ve marketteki zamlar yüzde yüzü bulurken, doğal gaz ve elektrik faturaları vatandaşın kira bedelini bile aştı. Birçok işletme kepenk kapatırken, geriye kalanlar ise ayakta kalma ve yaşam mücadelesi veriyor. Hükümet tıpkı mehter marşı gibi bir ileri üç geri giderek, adeta ne yapacağını bilmiyor durumda. Gıdada yüzde 7 KDV indirimine ve fiyatların çok küçük de olsa bile bir tık düşmesi beklenirken tam tersi ya fiyatlar yeniden arttı ya da KDV indirimini uygulayan yok.

Hükümet yetkilileri bu konuda market zincirlerini suçlarken, market sahipleri elektriğe, akaryakıta yapılan zamlar ile dövizin yüksek olmasını işaret ediyor. Bu hafta ne yazacağımı düşünürken yıllarca devlete hizmet etmiş ekonomi konusunda uzman mühendis bir ağabeyle karşılaştım. Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu her vatandaş gibi konuşurken ilginç hikaye ile karşıma çıktı bu ağabey.

40 küsur yıllık devlet hizmeti döneminde müfettişlik görevi üstlenen bu ağabeyimiz, ülkemizde yaşanan ekonomiyi kısaca şöyle özetledi. “Birçok müsteşarla, dolaysıyla bakanla çalıştım. Hiçbir zaman tıpkı TUİK gibi yapmadan dosdoğru raporumu verdim. Bu yüzden hep tercih ve güvenilir memur oldum. Bakın geçmişe giderek bu günlere nasıl geldik onu anlatayım. Geçmişte hükümet değişiklikleriyle ülkede üretim yapan fabrikaların birçoğu kurtuluş savaşı öncesi kuruldu. Her şey iyi giderken, siyasetçiler taraftarlarından oy almak için fabrikalara işten anlamayan adamlar dolduruldu. 1 kişinin işini 5 kişi yapmaya başladı. Üretim düştü. Fabrikalar zarar etmeye başladı. Hükümetin sırtında bazı devlet işletmeleri yük oldu.

Daha sonra özelleştirme cümlesi siyasi ve güncel hayatımıza girdi. Kimi fabrikalar kasıtlı zarar ettirilirken, kimileri zaten batık durumdaydı. İyileştirme yerine, revizyon yapmak yerine satıp kurtulmayı buradan gelen parayla ayakta kalmayı tercih ettiler. Halkın geleceğini düşünen maalesef olmadı. Tek tek satıldı. Kar eden de, etmeyen de gitti. Özelleşmede iş adamları yenileme eksikleri tamamlama yerine tamir ederek kar üstüne kar yaptı. Son darbeyi maalesef şimdiki hükümet vurarak noktayı koydu.

Çiftçi unutuldu, işçi unutuldu ve ülke bu hale geldi. Üretim yok tüketim çok. Bizi yönetenler zengin olmayı, halkın sırtından para kazanmayı tercih ettiler. Halk resmen soyuluyor. Hükümetin denetim mekanizması maalesef dibe vurmuş durumda.

Ülkenin temel alt yapısı düzenlenmeden bu zamlar, bu acılar yaşanacak. Kalkınma köyden ve kentten başlamalı. Ülke dışa bağımlı hale getirildi’’ ddedi.

Mega Star Tarkan’ın dediği gibi ‘’Geçcek Geçcek’’ ama vicdanları delip geçecek. Halka yapılan zulüm tarihe halkını bu duruma düşürenler olarak geçecekler.

Gün ola harman ola devran döne umut yeşere diyorum.

Kalın sağlıcakla…