Antalya 1980’li yıllardan sonra Türk turizminin en önemli kentlerinden birisi haline geldi. Seksenli yıllardan sonra gerek belediye başkanı gerek vali olarak kent halkının kalbinde yer yapan ve kente katkılar sunan bu yöneticileri bir kez daha olsun hatırlamak gelecek nesille örnek olması açısından kaleme aldım.

Aslında o yılların yöneticilerinin çoğu sağduyu sahibiydi. Halkı dinler, sorunlara çözüm ararlardı. Basında çıkan en küçük bir olumsuzluğa kulak verir, görüşür, bilgiyi kaynağından öğrenip çözüm üretirlerdi.

Önceki gün ‘TRAFİKTE KEŞMEKEŞE DUR DİYEN YOK’ başlıklı haberimden sonra Trafik Şube Müdürlüğüne yeni atanan İdris Kan beni aradı. Antalya trafik sorununu çözmek için yoğun bir çaba sarf edeceğini, yetkililerle temasta olup çözümler üreteceklerini ve bu hassas konuyu önemsediğini belirtti. Onun bu hizmet duyarlığı bana geçmişteki yüreği halk için atan, İz bırakan vatansever yöneticileri aklıma geldi.

Basın halkın sesi demokrasinin olmazsa olmaz unsurudur. Hatta bir zamanlar ülkenin erkleri yasama yürütme, yargı ve özgür basındı….

İşte bu nedenle basının önemini bilen yöneticiler halkın kalbinde yer bularak unutulmaz oldular...

Yıl 1981-1984 Yılmaz Türktekin Antalya Valisi olarak her fırsatta ilçe ve nahiyeleri hatta köyleri gezerek sorunları dinlerdi. Tam bir devlet adamıydı.  Ben o yıllarda Kale Demre muhabiriydim. İlk gelişinde tanışmıştık.

1984-1987 yılında Belediye Başkanı olan Yener Ulusoy’un istifasının ardından Metin Kasapoğlu gelmiş ve 1989 seçimlerinde Hasan Subaşı seçilmişti.

Antalya’nın alt yapı dahil birçok sorunları vardı. Kent Büyükşehir oldu ve Subaşı bu sorun yumağının içine düştü.

Saymakla sayfaya sığdıramayacağım birçok sorunları çözdü. Bu günkü mezbaha, kanalizasyon, AKM’nin bulunduğu parkın betonlaşmasını engelleyerek bu güne gelmesinde büyük çaba sarf etti. Hatta o günkü basın ve halkı arkasına alarak yaptığı yüz bin kişilik yürüyüş hala akıllarda ve halkın kalbinde iz bıraktı. Antalya’ya birçok eserler kazandırdı. Halk ona ‘’Efsane Başkan’’ ismini verdi….

1991 yılından 1992 yılına kadar Antalya valiliği yapan Saffet Arıkan Bedük, tarihte Kanuni Sultan Süleyman ve Selim gibi tebdili kıyafetle gezerek bire bir halkın sorunlarını dinlerdi. Halk günleri düzenler daha sonra basınla istişare ederek sorunları çözmeye çalışırdı. Onu bir kez Kaleiçi’nde görmüştüm. Başında şapka sade vatandaş turist gibi pansiyon ve kafelere giriyordu. Amacı Kaleiçi’nin sorununu birebir dinlemek çözüm üretmekti.

1984-1988 yıllarında Valilik yapan Bahaeddin Güney’i unutmak mümkün mü?

Basının gücüne inanır köy, nahiye, ilçe demeden gezerdi. Her gezisine basını yanına alırdı. Sorunlar birlikte tartışılır çözümler üretilirdi. Antalya Halkı o gidince öksüz kalmış gibi üzülmüştü.

2004-2009 yıllarında Menderes Türel Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. Gazeteci kökenliydi. İleri Gazetesi’nin sahibiydi. Basından geldiği için basına birçok konuda bilgi alır bilgi verir, her haberde gazeteyi arar sorunu ve çözümü anlatırdı. Mevcut hükümetin tüm gücünü Antalya için kullandı. Trafik ve kanalizasyon sorunu çözmede yoğun çaba harcadı. Konyaaltı sahiline el atarak düzenleme yaptı. Yaptığı işlerden bazıları siyasi tartışmalara malzeme olsa da bu kente yaptığı hizmetler akıllarda kaldı.

2003-2010 yılları arasında görev yapan Vali Alaaddin Yüksel her hafta bir gün Halk günü yapar halkın sorunlarını dinler Belediye Başkanlarıyla diyaloğa girerek kentin sorunlarını çözmeye çalışırdı. Bir gün basın toplantısında bir gazeteci meslektaşım ‘’Sayın valim başarınızı neye borçlusunuz’’ sorusuna, “Ben sorunları basından öğreniyorum. Basın halkın sesi nefesi demokrasinin kılıcı gibidir. Sizin ortaya çıkardığınız sorunları bir de halkla görüşüyor ve Belediye Başkanlarının hangi siyasi partiden olduğunu gözetmeksizin çözüm üretmeye çalışıyorum” demişti.

İşte vatansever halkın yöneticilerini sayın İdris Kan’ın sıcak ilgisinden dolayı bir kez daha hatırlama şansı bulduk. Hayatta olmayanlara rahmet, yaşayanlara sağlık mutluluk diliyoruz.

Unutmadık….

Unutmayacağız….