Beklenen gelmişti. Bir vurdu milyonların adeta ciğerini söktü. Sokak köpekleri kendilerine kurşun sıkan, tekme atan hatta karda kışta bir avuç yiyeceği bile çok gören insanoğlunun hayatını kurtarmak için çırpındı.

Sabahın saat 4 civarıydı uyandım. Daha doğrusu depremle aşağı yukarı aynı saatte kalktım. Ulusal televizyonlardan birini hemen açınca deprem olduğunu spiker anlatıyordu.  Başta Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Malatya, Adıyaman, Diyarbakır, Adana, Hatay, Elazığ ve Diyarbakır’ı etkilemiş saat 4,17 itibariyle 7.6 şiddetindeki depremin merkezi olarak Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinden söz ediliyordu.

Yetkililer henüz uyanmamışlardı. Televizyon sunucuları depremle ilgili ne kadar bilim adamı varsa Jeoloji uzmanları farklı kanallarda bilgi sunuyordu. Hepsinin ortak yanı beklenen bir depremdi.

Kim biliyordu, halka neden anlatılmamıştı…

Gerekli uyarılar neden yapılmadı….

Önlem alınmışıydı. Hazırlık tamam mıydı?

Belki de bu sorunun cevabını kısa zamanda alırız ama benim hiç umudum yok…

Hangi depremde devlet ne zaman ne gibi hazırlıklar yapıp önlemler almıştı, uyarılar yapılmıştı. Ben hiç hatırlamıyorum.

Ya siz….

Çocukluk arkadaşım telefonda ağlayarak anlatıyordu, ‘’Bizi sokak köpekleri kurtardı biliyor musun Mahmut ‘’ diye söze girdi…

‘’Ben genelde sabahları erken kalkarım. Saat 6 gibidir kalkışım. Ama Pazartesi gecesi birden köpek havlaması ve ulumasıyla uyandım. Bizim mahallede pek böyle durum yaşanmadığı için garibime gitmişti.  Balkona çıktım. Eskiden mahallemizde birkaç köpek vardı ama o gece sanki sürü halindeydiler. Ben balkonda durumu anlamaya çalıştım. Köpekler bir o yana, bir bu yana koşuyor havlıyorlardı. Caddede bir tek araç bile geçmiyordu. Neye havladıklarını kestirmeye çalışırken sanki hafif bir sarsıntı hissettim. Odaya koşarak kalkın deprem oluyor diye seslendim. Çocuklarla birlikte battaniyelerle tam aşağı inmiştik ki yer altından korkunç bir ses ve birden yer sarsılmaya başlamıştı.

Biz inerken komşulara haber verememiştik. Bu sesi duyunca deprem olduğuna emin oldum ve var gücümle bağırmaya başladım. Karşı binalar beşik gibiydi ve köpekler bağırıyordu.

Donuyoruz, sokaktayız…

Damadımla birlikte yaşıyoruz. Hataylı. Aradan 24 saat geçmesine rağmen ailesinden ne t haber alamıyor. Ana, baba, yenge, hala ve çocuk kayıp diyor. Koca bina yerle bir olmuş. Hiçbir devlet yetkilisine ulaşılamıyor. Halk kendi çabalarıyla birbirlerine yardım etmeye çalışıyor. Ailesinin yanına gitmek istiyor, gidemiyor. Çaresizce ve sessizce televizyonlardaki yardım ve çalışma palavralarını izliyor…

Burası Türkiye….

Canlının değerinin beş para bile etmediği bir ülke ve ülkem halkı…

Şimdilik 10 ilde 3 bin ölü…

16. bin yaralı…

Her geçen zaman içinde ölü sayısı artacak. Ülkede sanki yardım seferberliği var. Öyle söylüyor havuz medyası spikeri.  Bakalım her depremde olduğu gibi bu depremde kaç ölenin karşılığı kaç kişi voleyi vuracak…….

Ölüler özerinden para kazanacak.

Haydi hayırlısı…