Aslan, Mersin’de 22 Ekim 1995 tarihinde, aslen Tuncelili ve Alevi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Mersin’in Tarsus ilçesindeki Çağ Üniversitesi’nde Psikoloji bölümünde eğitim görüyordu. Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 1. sınıf öğrencisi olan Özgecan, okuduğu vakıf üniversitesinden yüzde 50 burs kazanmasına karşın annesi Songül Aslan, kızının eğitimi için kendisine bir iş buldu. Yaz tatillerinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bir otelde çalışmak hayali vardı. Ancak Özgecan Aslan 11 Şubat 2015 tarihinde okulundan evine gitmek için bindiği serviste, tecavüze direndiği için vahşice katledildi. Özgecan Aslan, 11 Şubat 2015 tarihinde okuldan çıktıktan sonra Tarsus’ta bir alışveriş merkezinde arkadaşıyla birlikteydi. Alışveriş merkezindeki arkadaşlarından ayrıldıktan sonra ve ikamet ettiği Mersin’e gitmek için şehirlerarası sefer yapan minibüse bindi. O saatten sonra Aslan’dan haber alınamayınca 11 Şubat 2015’te ailesi tarafından polise bildirildi. Bu tarihten itibaren, kayıp olan Özgecan Aslan’ı arayan jandarmanın, kendilerine yol soran bir minibüsten şüphelenmesi üzerine yapılan aramada minibüsün içinde kan izlerine rastlandı. Jandarma bu kişileri yakaladı. Ancak yapılan sorguda bir sonuca varılamadı ve şüpheliler serbest bırakıldı. Minibüste bulunan kadın şapkasının Özgecan’a ait olduğunun baba tarafından teşhis edilmesi üzerine Jandarma, minibüsü yeniden incelemeye aldı. Yeniden sorguya alınan iki şüpheli, (Suphi Altındöken’in babası ve arkadaşı) cinayeti itiraf ettiler ve 3. bir kişinin de kendilerine yardım ettiğini açıkladılar. Böylece 3. kişi olan Suphi Altındöken’in aranması süreci başladı. Şoför Suphi Altındöken, Mersin’e D-400 karayolundan gitmesi gerekirken güzergah değiştirerek Tarsus – Mersin Otoyolu’na doğru saptı. Sürücünün güzergahını değiştirmesinden ‘kaçırılıp başına kötü bir şey geleceğini’ anlayan ve tepki gösteren Özgecan, şoförle tartıştı. Tecavüz girişiminde bulunan Suphi Altındöken’e Özgecan biber gazı kullanarak engel olmaya çalıştı. Ancak sonrasında Suphi Altındöken tarafından birkaç kez bıçaklandı ve demir çubukla acımasızca dövüldü. Tarsus’a geri dönen zanlı olayı babasına ve bir arkadaşına anlatarak yardım istedi. Üç kişi Özgecan Aslan’ın cesedini ormanda ateşe verdi. Özgecan’ın direndiği sırada zanlı Suphi Altındöken’in yüzüne tırnaklarını geçirmesi nedeniyle üç kişi Özgecan’ın ellerini kestiklerini söylediler. İfadeler sonucu Özgecan’ın cesedi, Cinderesi yatağında yüzünün ve vücudunun bir bölümü yanmış halde bulundu. Tarsus Devlet Hastanesi’ne kaldırılan ceset yandığı için kimlik tespiti Özgecan’ın kıyafetleri üzerinden yapılabildi. Yakalanan Suphi Altındöken suçunu itiraf etti. Zaman içerisinde katil, ifadesini bir kaç kez değiştirdi. Hazırlanan iddianamede katil zanlıları için ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istenmiştir. İddianame 14 Nisan 2015 tarihinde Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Davaya bakan savcı iddianamede cezada indirim yapılmamasını ve alt sınırdan uzaklaşılarak, üst sınırdan ceza verilmesini istedi.