Bugün size garip bir hikaye anlatacağım. Camialtı Tersanesi’nde inşa edilen ilk şilepin (Yük gemisi) hikayesini okuduğumda çok etkiledim. Abidin Daver şilebi, 7 Temmuz 1955 yılında yapılan ilk Türk şilebiydi. Güvertesinden sintinesine kadar her yeri Türk işçiliğinden çıkan şilep, Abidin Daver yıllarca denizde 1 milim bile kımıldamayıp Türk halkını hayal kırıklığına uğratmıştı. Tüm Türkiye’nin aylarca beklediği o anda tüm nefesler tutulup şilebin hareket etmesi bekleniyordu. Ama ne yazık ki beklenen hareket gerçekleşmemişti. Peki, ama neden? İşte Abidin Daver Şilebinin hikayesi. Abidin Daver Şilebi’nin yapımı 7 Temmuz 1955’te tamamlandı. Şilebin yapımının tamamlanması ile birlikte gözler şilebin hareket edeceği ana çevrilmişti. Fazlasıyla sıcak bir havanın etkisinde olan Türk halkı, A’dan Z’ye kadar Türk işçiliği ile yapılan Abidin Davet Şilebi’nin oldukça merak ediyordu. Hatta Türk halkı ile birlikte dönemin politikacıları, yetkilileri ve ilgilileri konuşmalar yaparak şampanyalar patlattı ve o anı doyasıya kutladı. Kutlamanın yanı sıra Abidin Daver’in kızı tarafından bir kurdele kesilerek geminin açılışı yapıldı. Bunun ardından gemiyi tutan kanca serbest bırakıldı ve geminin hareket etmesi beklendi. Ancak beklenen an gerçekleşmedi. Gemi iki saatlik uğraşlara rağmen 1 milim dahi hareket etmedi. Daha sonra yapılan incelemeler sonucunda geminin kızaklara sürülen yağın erimesi üzerine hareket etmediği anlaşıldı. Yağlar ise politikacıların konuşmayı çok uzatmasından dolayı erimişti. 1 hafta sonra gemi denize indirildi. Fakat bu sefer tören yapılmadı. Gemi suya indirilmesine rağmen maddi imkansızlıklardan dolayı gemi seyahate başlayamadı. 5 yıl boyunca Haliç kıyısında denize açılmayı bekleyen gemi, yeni deyimlerin ortaya çıkmasına da neden olmuştur. Öyle ki bir iş çok uzayıp bitmeyince Abidin Daver şilebi gibi deyimi kullanılmaya başlanmıştır. O yıllarda ülkede döviz bulunamadığı için gemiye motor (ana makine) alınamadı. Abidin Daver şilebi, yıllarca Haliç’te boynu bükük yatıp kaldı. Nihayet, yapımına başlandıktan tam 7 yıl sonra 1960‘ta, gemiye motorları takıldı ve hizmete girebildi.