Bilenler bilir, Olympos Antik Kenti Antalya’nın özel antik kentlerinden biridir.
Akşam güneşi batarken orada bulunmak çok güzeldir. Her açıdan büyülü olan bu kent, yalnızca tarihsel değil mitoloji ve hayal gücüyle de yoğrulmuş bir masal gibi oluyor. Burada her köşe geçmişin gölgelerini fısıldıyor. Her adım, antik çağların tanrılarına uzanan bir köprü gibi oluyor.
Anlatılan odur ki dönemin insanları Olympos’un ormanlarında tanrıların gezdiğini hatta şarap tanrısı Dİonysos bu toprakları o kadar severmiş ki bağbozumları burada bir şölene dönüştürmüş.
Ormanın derinliklerinden gelen kıkırdamalar ve hafif bir üzüm kokusu, belki de onun ruhunun hâlâ burada olduğunun bir işareti sayılıyor. Kim bilir, belki de bir akşamüstü bir ağacın gölgesinde otururken, Dionysos’un kadeh kaldırışını duyuyoruz…
Ve asıl olay Chimera, yani yanar taşların olduğu büyülü bir yer. Anlatılanlara göre, bu ateşlerin kaynağı sadece doğal gaz değilmiş. Aslında bu, tanrıların cezalandırdığı bir ejderhanın sonsuz nefesiymiş. Eğer gece vakti oraya giderseniz ve dikkatlice dinlerseniz, ejderhanın öfkesini hissettiren o ince hışırtıyı kulaklara gelirmiş. Bu ses, taşların içindeki bir sır gibi hep orada var olmaya devam edecek.
Burada bir de antik liman var, onun dünyası ise bam başka…. Gün batarken, ufukta beliren o altın kızıllığın, bir zamanlar buradan denize açılan gemilerin ruhlarına dokunduğu söylenir. Denizin tuzlu kokusuna karışan eski hikâyeler, belki de hala o dalgaların şarkısıyla beraber kulaklarınıza fısıldar.
O zaman gözlerinizi kapatıp geçmişin fısıltılarına kendinizi bırakın gitsin. Geçmişte kaybolun. Kim bilir, belki de bir korsanın cesur çığlığı ya da bir denizcinin sevgilisine yazdığı mektubun sözleri, rüzgârın taşıdığı bir melodide size ulaşır.
Olympos’ta her şey biraz daha mistik, biraz daha gerçeküstüdür. Belki de bu yüzden burada yürürken, sıradan bir ziyaretçi gibi değil, zamanın içinde bir yolcu gibi hissedersiniz. Kiminiz için bu taşlar, sadece eski bir kentin kalıntılarıdır; kiminiz içinse tanrıların ve mitlerin yaşadığı bir başka dünyanın kapısı.
Ama kim olursanız olun, Olympos’tan ayrıldığınızda içinizde bir şeylerin değiştiğini fark edeceksiniz. Belki de bir tanrının size dokunuşudur bu… Ya da geçmişin görkemli çağlarının bir selamı.