Antalya’nın havası gibisi yok! Güneşin altında kavrulurken bir bakıyorsunuz, gökyüzü kararıyor, rüzgâr esmeye başlıyor ve hop, yağmur!
Bütün planlar değişiyor, şemsiye arayanlar, saçlarını korumaya çalışanlar, arabasının camlarını açık unutanlar derken tam bir kargaşa! Ama ne yalan söyleyeyim, işin en güzel yanı da bu sürprizleri.
Bayram şimdi denize gidecek olanlar olacak ama uyarıyım gök gürültülü sağanak kapıda. Dikkatli olmakta yarar var. Antalya yine yapar yapacağını! Önce ince ince serpiştirir, sonra öyle bir sağanak bastırır ardından…
Aslında bu hava, Antalya’nın karakteristik bir özelliği. Yazı da kışı da belli olmaz. Sabah tişörtle çıkarsınız, öğlen pişersiniz, akşamüstü rüzgâr eser, gece yağmur bile yağabilir. Turistler ilk başta bu durumu yadırgasa da zamanla alışıyorlar. Zaten burada bir kural var: Hava durumuna değil, gökyüzüne bakıp karar vereceksin!
İnsanlarımız da bu değişken havaya artık alışmış durumda. Mesela şemsiyeyi çantada taşımak akıllıca bir hareket olabilir ama çoğu kişi tembellikten yanına bile almaz. “Boş ver, beş dakikaya geçer,” diye düşünürler. Çoğu zaman da haklı çıkarlar. Çünkü Antalya’nın yağmuru genellikle kısa sürer. Ama bazen öyle bir tutturur ki, bütün gün kapanmaz.
Bu durumun en büyük kurbanlarıysa, yeni taşınanlar ve dışarıdan gelenler. Özellikle kış aylarında buraya taşınanlar, “Antalya sıcak olur” düşüncesiyle yanlarında incecik kıyafetler getiriyorlar. Sonra bakıyorsunuz, bir gün içinde polar alışverişine çıkıyorlar. Çünkü burada kış bir anda bastırır, ama sonra hop, yine bahar gibi olur.
Sokak hayvanları da bu değişken havadan nasibini alıyor. Güneş açtığında bir köşede miskin miskin uyuyan kedileri, aniden bastıran yağmurla kaçacak delik ararken görmek, Antalya’da sık rastlanan bir manzara. Hele martılar... Onlar zaten ne olursa olsun keyiflerinden ödün vermiyorlar!
İşin ilginç yanı, bu hava değişimleri Antalya’nın doğasına da can katıyor. Aniden gelen yağmurlar, yeşillikleri besleyip toprağı tazeliyor. Mis gibi kokan toprak, insanın içini açıyor. Sonrasında güneş açınca, her yer pırıl pırıl oluyor. Doğa bile burada sürprizlerle dolu.
Diyeceğim o ki Antalya’nın havasına güven olmaz ama zaten bu şehri güzel yapan da bu değil mi? Hiçbir şeyin sıradan olmadığı, her günün yeni bir macera sunduğu, insanın hem kavrulup hem serinlediği bir yer burası. O yüzden en iyisi, her şeye hazırlıklı olup hayatın tadını çıkarmak!
Bir dahaki sefere dışarı çıkarken şemsiyeyi yanınıza almayı unutmayın da aman aman dikkatli olun.