Küçük bir çocukken, kışların bambaşka bir havası vardı.

Sokaklarda kar yağmadan önce burnumuza gelen o soğuk, keskin koku; kar tanelerinin usulca yere düşmesiyle yerini sessiz bir huzura bırakırdı. Hatırlıyorum, okullar tatil olurdu ve sabahın ilk ışıklarıyla birlikte kendimizi dışarı atardık. Kartopu savaşları, kardan adam yapmalar, sonra eve gelip battaniyeye sarılıp salep içmeler... Kış, o zamanlar sadece bir mevsim değil, adeta bir şenlikti bizim için!

Şimdi ise durum ne yazık ki çok farklı özellikle son on yıla bakıldığında kışın gelişini hissetmek bile zorlaştı. Eskiden Aralık ayında yer beyaza bürünür, Ocak ve Şubat aylarında buz gibi bir soğuk olurdu. Ama şimdi, Aralık ayında baharı yaşıyoruz adeta bunun farkında bile varmadan. Kar, eskisi kadar yağmıyor ki yağsa bile şehrin kirli havasında eriyip gidiyor ya da tutunamadan birkaç saat içinde yok oluyor.

Bazı kışı sevmeyebilir ancak karın azalması aslında çok daha büyük bir sorun bunun farkına varmak gerekiyor. İklimin değişmesi, küresel sıcaklıkların giderek artması ve mevsimlerin kayması bunlar en somut örnekleri…

Kar, yalnızca bazı çocuklara oyun alanı sunan bir doğa olgusu değil bunun farkına varmak gerekiyor. Doğanın bir dengesi var, kar sayesinde toprak suyla buluşuyor, yer altı suları besleniyor. Kar, barajların dolmasını sağlar ve yaz aylarında yaşanabilecek kuraklığın önüne geçer gel gör ki kar yağmazsa işler tam tersi yönde ilerler.

Karın azaldığı bu yeni düzen, sadece doğayı değil, insanları da etkiliyor. Özellikle köylerde yaşayan insanlar için kar, tarımın ve hayvancılığın bir parçası... Kışın yağan kar, tarlaların baharda verimli olmasını sağlar. Ama şimdi halkımız, çiftçimiz artık yağmur duasına çıkar hale duruma geldi.

Peki, bu tabloyu tersine çevirebilir miyiz? Evet, ama bu çabuk ve kolay bir süreç olmayacak hem de hiç kolay olmayacak süreç… Fosil yakıt tüketimini azaltmamız, yenilenebilir enerjiye yönelmemiz ve doğayla daha uyumlu bir yaşam tarzı benimsememiz gerekiyor. Her birimizin atabileceği küçük adımlar var: Enerji tasarrufu yapmak, geri dönüşümü desteklemek, ağaç dikmek... Belki bir küçük adım, büyük bir fark yaratabilir.

Eski kışları özleyen bir nesil olarak, gelecek nesillere de karı ve onun getirdiği mutluluğu gösterebilmek için şimdiden harekete geçmeliyiz. Belki bir gün yine şehirler beyaza bürünür ve çocuklar, bizim hatırladığımız o eski kışların tadını çıkarabilir.